Ali BADEMCİ
İmam kafası “Atatürk Sarhoştur” diyordu da, şimdi bütün imamlar zil zura sarhoş; ne oldu kardeşim inançta da mı çağ atladık? Kendi halimizde Alevi-Sünni demeden ibadetimizi yapıyorduk da, şimdi “Kur’an”dan kısas getirmek siyasetçinin ağzında, herhalde abdestsiz telâffuz ediliyor! Buna sarhoşluk denmez de ne denir? Emir Timur fazla alkolden bedenini Allah’a teslim ederken çevresinde yüzlerce “Hafız” Kur’an okuyormuş! Lâkin ister “Tacik” olsun ister “Türk” devlette imamlığa hayat hakkı tanımamış! Selçuklu da “Devlet bizim, din Abbasi”nin dememiş mi? Osmanlı “Bektaşılik”i nasıl sulandırmış? Velhasıl bana kalırsa lâf bitmez, işte elli yıldır yazıyor ve konuşuyoruz da, bilen duyan var mı? Gerçi adamın hası deli olanıymış ama, aldırmayın deliye, iyisi mi böyle gelmiş böyle gidiyor! Milliyetçilik, yine milliyetçilik adına idam sehpasına çekildi! Var mı “Fatiha” okuyan! Boşverin benim yolum doğrudur, gayrısına karışmam. Atsız ne demiş:
Bilsin cihan ki ben bu cihanın nesindeyim,
Bir ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
Dünya denen mezellete dalsın her isteyen,
Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
TV DİZİLERİ VE ALGI YÖNETİMİ
Cidden çok garip bir ülke olduk; iletişim teknolojilerinde çağa yetiştik; maşallah ortaokul öğrencisi çocuklarımızın bile cebinde birkaç bin liralık akıllı telefonlar var! Ondan sonra “Emekli maaşı yetmiyor, açız” diye bağırıyoruz! Elbette maaşların içi boş; lâkin pahalı telefonları fakir çocukları zenginlerden fazla kullanıyor! Şu yoksulluk da cidden çekilmiyor, namus lekesi gibi oldu; felâket bir kompleks oluşturmuş! Anlayacağınız artık “Paramız yok” diye övünemiyoruz; en azından torunlar kızıyor! Bizim sekizinci sınıf öğrencisi torunun akıllı telefonu kırılmış ” Telefon isterim” diyor da, idareten emektar “Nokia”yi kabul etmedi ve “Ben bununla okula gitmem” dedi!
GSM operatörleri sosyal medya ve yeni teknoloji film tv’ler için bedava internet paketi dağıtıyor! “WhatsApp” için de öyle! Buna bir operatör “Redd tarife” demiş! Büyük operatörde “Bip-Dergilik-Lifeboks” interneti bedava! Ah şu büyük operatör yıllarca bizi soymuş da farkında değiliz; şimdi ayda elli lirayı gözden çıkardın mı her gün dünya dolaşabiliyorsun! Bu yollarla dünyaya açılırken kendi insanını soymayı, duygularını suiistimal ederek zavallı emeklileri kandırmayı da ihmal etmiyorsun! Yıllardan beri sahtekârlar cirit atıyor da çare bulunamıyor; şu zavallının bile 3500 lira kefen parasını söğüşlediler ve üstüne de bir “Mardin havası” çektiler! Ehh kabahat yine vatandaşta, demek düzgün yurttaş olmayı beceremiyoruz!
Sormayın gitsin, yerli-yabancı TV’ler tam olarak belâ! Sabah akşam dizi, yarım gün “Çöpçatanlık” veya sokak deyimi ile dijital ”Hacıanalık!” Dolayısiyle iyi veya kötü o eski gelenek de aleniyete döküldü! Belki çağa uymuyor diyeceksiniz amma “Çürük Elma” mis gibi kokanlardan daha fazla revaçta! Adamın karşısına bebek gibi kız çıkıyor, eğitimli-tıp doktoru, üstelik “Hayatımda hiç aşık olmadım” diyor da seninki yivi seti kalmamış dul ile kucaklaşıyor! Ne günlere kaldık yarabbi? Özbekistan’dan gelen hanım kızlar aşağılanıyor! Onları da anlamak mümkün değil ki 20 yaşında çocuklu dul! Bizim gençliğimizde “Bekâreti muhafaza etmek sosyalizme ihanettir” derlerdi de, dünya yeniden komünist mi olmuş ne olmuş farkında değiliz! Bereket ki millet öyle değil; herşeyin kıymetini ve kadrini biliyor!
Diziler rezalet; bir kadın iki can arkadaş arasında paylaşılamıyor da, bir numaralı çocuğun kimden olduğu belli değil! Kadıncağız dönüp dolaşıp yine “Erkan”a geliyor; maşallah o da ne kadar geniş mezhepli birader! Çocuklar anamız belli de babamız kim diye bunalımda, kendini alkol ve uyuşturucuya bırakmış! “Ana” derken sevgi yerine hesaplaşmalar sahneleniyor! Halbuki bizim toplumda ana ve baba ile hesaplaşma olmaz! Güya bu işlere yeni dönemde çeki-düzen verilecek! Anadolu’da ne kadar “Kayıp Çiçekler” varmış! Toplum hafızası yine “Halime”ye döndü, samanlıklar toz içinde! Gerçekten bu kadar değiştirilmeye çalışılan biz miyiz? Hani zamanında Yahudi bir cami çıkışında, haşa “Yaradan”a “Sebd” etmiş de bizim topluma o küfür girmişmiş! Şimdi bu kadar işi imam akıldaneler neden görmez! Tabii görmez çünkü işleri iyi, bir mevlid veya Kur’an okutmak en 1000 lira! Düğünlerde artık davul çalınmıyor, Arapça ilâhiler okuyan “Orkestralar” da bilmem ne kadar lira! Her imamın dört kapatması var; “Mut’a” olarak “Ukrayna”dan gelen geçici gelinleri hiç saymayın; sanki bıkmışlar gibi! Allah’dan reva mı bizim gibi 50 yıllık şimdi topal olmuş hanımları çekmek! İyisi mi biz de yeni Müslümanlar’dan olalım; dünyaya bin kere gelmiyoruz ya!
Onu bunu bırakın da şimdi bizim TV’ler “Milliyetçilik” pompalıyor; ne oldu acaba, yine bir şeyler mi var? Bir “Kurtlar Vadimiz” vardı; “Arka Sokaklar” çıktı; şimdi de “Savaşçı-Söz” diye vatan kurtarma hikâyeleri kırıla gidiyor! Bu işleri devlet televizyonu yapıyordu ama şimdi o yerli yabancılar da özenmiş! Anlaşılıyor ki yine kan lâzım! Tam Bahçeli’ye göre diziler; “Beka Sorunu” diye diye milliyetçilik kendini sıfırladı da farkında değiliz!
İmam kafası “Atatürk Sarhoştur” diyordu da, şimdi bütün imamlar zil zura sarhoş; ne oldu kardeşim inançta da mı çağ atladık? Kendi halimizde Alevi-Sünni demeden ibadetimizi yapıyorduk da, şimdi “Kur’an”dan kısas getirmek siyasetçinin ağzında, herhalde abdestsiz telâffuz ediliyor! Buna sarhoşluk denmez de ne denir? Emir Timur fazla alkolden bedenini Allah’a teslim ederken çevresinde yüzlerce “Hafız” Kur’an okuyormuş! Lâkin ister “Tacik” olsun ister “Türk” devlette imamlığa hayat hakkı tanımamış! Selçuklu da “Devlet bizim, din Abbasi”nin dememiş mi? Osmanlı “Bektaşılik”i nasıl sulandırmış?
Velhasıl bana kalırsa lâf bitmez, işte elli yıldır yazıyor ve konuşuyoruz da, bilen duyan var mı? Gerçi adamın hası deli olanıymış ama, aldırmayın deliye, iyisi mi böyle gelmiş böyle gidiyor! Milliyetçilik, yine milliyetçilik adına idam sehpasına çekildi! Var mı “Fatiha” okuyan! Boşverin benim yolum doğrudur, gayrısına karışmam. Atsız ne demiş:
Bilsin cihan ki ben bu cihanın nesindeyim,
Bir ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
Dünya denen mezellete dalsın her isteyen,
Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
İyi pazarlar.