Ali BADEMCİ
Erdoğan-Bahçeli işbirliği öyle basit bir hâdise değildir; imam kafası veya bilgisiz milliyetçi için konuşmak kolay! Buyurun işte devlet, makama tâlip olan ve seçilme şansı bulunan kaç kişi vardır? Hangi muhalefet lideri samimî olarak devlete tâlip ve bu işi hakkıyle yapabilecek donanıma sâhip! Bu ülkede hazinenin 30 sente muhtaç olduğunu söyleyen devlet adamları tanıyoruz! Elbette kötü insanlar değillerdi, lâkin o kadar yapabildiler! Çok akıllı olmak zorundayız!
ERDOĞAN VE BAHÇELİ
Peşinen söyleyelim ki bu yazı bir siyaset yazısı değildir; imzamla kolay kolay siyaset yazısı da yazmam! Çünkü hemen insana bir yerleri işaret ediyor diye çamur yapıştırıyorlar! Hepinizin bildiği gibi gazetecilikten geliyorum, lâkin emeklilikte (1994) yazarlığı seçtim, zaten mesleğe de öyle başlamıştım! Kitaplarınız varsa gerçekten siyaset gazeteciliği çiğ düşüyor! Bunu en kestirme yoldan kitap satıcılarının yorumlarında görebilirsiniz! Sonra biz âileden öğrendik ki insanın bir partisi olur ve gelenek olarak bir daha da değiştirmez! Benim partimi de biliyorsunuz, hiç inkâr etmem! Gerçekten bu konuda anamuhalefet sağlam bir geleneğe sahip, neme lâzım takdir etmek gerekli! İşte tekrar ediyorum bu yazı politik bir yazı değildir!
Kim ne derse desin Tayyip Erdoğan’ın fikri ve karizması altın devrini yaşamaktadır; işin ilginç yanı günden güne de kazanımlar elde etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanının partisi kendi taraftarlarından başka kimsenin yıkamayacağı durumdadır! Maşaallah dünya kadar da âlimi vardır; neredeyse Osmanlı’nın batık “ilmiyye” sınıfı dirilmek üzeredir. Ötede beride hayatına dikiş tutturamamış, başında “eski” sözcüğü olan ve geçmişte sağcı-solcu olarak nitelendirilmiş avuç avuç zevat da yeni kurulan medyalarında boy gösteriyor! Kökenleri farklı bir gurup Bahçeli’yi göklere çıkarırken, eski ülkücü olarak nitelendirilen bazıları da maşallah veryansın ediyor! Bunlardan “Partiyi kapatsın o saflara gitsin” diyenler bile vardır! O sebeble Erdoğan’ı yine adı “Erdoğancı’ya çıkanlar ancak yıkabilir” diyoruz!
Bilhassa bizler uzun siyaset hayatından Sayın Bahçeli’yi çok iyi tanıyoruz, siyaseten “devlet” sözkonusu olduğu zaman gevşer ve kesinlikle dönmeyecek adımlar atar! Dikkat edilirse bu “kuvvetlinin yanında olmak” gibi hiçte zayıflık duygularından kaynaklanmıyor. Daha evvel de ana muhalefet ile samimî diyalog veya işbirliğine girmemiş miydi? O sebeble mecbur oldu bu konuma girdi, yoksa barajı aşamaz lâfları tamamen gündelik düşüncelerdir! Uluslararası siyaset bile anlık değişirken, siyaset adamlarındaki değişiklikleri eski yolundan dönmek olarak izah etmek çok yanlıştır; en azından karşıdaki insanı veya mensup olduğu hareketi tanımamaktadır!
Tanzimattan beri Türk düşünce hayatının içine girdiği arayış zayıflamış olsa da devam etmektedir; lakin özellikle devlet düşüncesinde taşların sağlam zemine oturduğunu da söylemek yanlış olmaz! Son iki yüz yıllık siyaset hayatımızda Bahçeli’nin temsil ettiği düşüncenin hiçbir zaman önü kapatılmamış, aksine açılmıştır! ”Yeni Osmanlı-Jöntürk-İttihat Terakki-Cumhuriyet-Demokrasi” devirlerde ne zaman ne şekilde milliyetçiliğin önü kesilmiştir! Halbuki diğer düşünceler fiilen ve kanunla yasaklanmış, şöyle veya böyle mensupları “illegalite”ye yönelmişlerdir! O sebeble bütün milliyetçiler gibi Bahçeli’yi de dost-düşman, yerli-yabancı, gazeteci-âlim herkes çok iyi ve açık olarak tanımaktadır! Hiç de gizli açık tarafı veya fikirlerinin geri plânı yoktur; o milliyetçidir ve siyaseten de ülkücüdür! Bunun aksini kimse söyleyemez! Siz şak-şakçılara ve tak-takçılara bakmayın!
Peki Sayın Cumhurbaşkanını da Bahçeli kadar tanıyor muyuz? Elbette referansı “İslâmcı” düşüncedir! Öyle Afganistan’a falan gitmenize gerek yok, Anadolu kalu belâdan beri bütün dinler ve dini düşüncelerin öne çıktığı bir coğrafyadır! Bu alan tarihin en büyük Hristiyan-Müslüman çatışmasının alanıdır! Dinlerin, hizipler, mezhepler veya islami anlamda tarikat şekillenmelerine bakın, baştan başa, batıdan doğuya, doğudan batıya, kuzeyden güneye alan Anadolu’dur! Ortadoğu’nun Türki devirlerinde Anadolu alanı dini düşüncenin ana sahasıdır!
İşte din referanslı bir ekolün mensubu olarak Tayyib Bey böyle bir coğrafyanın insanıdır. Hayatına bakınız, düşünce yapısının derinliklerini bilim gözü ile tarayınız, hiç de anamuhalefetin tarif ettiği gibi değildir! Bunu da geçin kendi yol arkadaşlarından farklı düşündüğü için bugün o arkadaşlardan ayrı, hattâ tekdir! Hiç dikkat çekmiyor mu? Siyasetçilerin söylediğini bir yana bırakın da ilim adamlarının değerlendirmelerine bakın! Birkaç ay evvel kaybettiğimiz yüz akı sosyoloğumuz Şerif Mardin Sayın Cumhurbaşkanının partisi için “Kemalizm’in zaferidir” (Türkiye’de İslâm ve Sekülerizm,s.225.) diyor! Yine aynı eserin başka bir yerinde “Tayyip Bey Nakşiliği teslim aldı” teşhisinde bulunuyor!
Demek istiyoruz ki Cumhurbaşkanı’nı Bahçeli kadar tanımalısınız; onu kendi adamlarından değil kendilerinden görülmeyenlerden ve yabancılardan öğrenin! Avrupa ve Amerika’nın Erdoğan aleyhinde olması bize bir şey göstermiyor mu? Bilhassa “sağ” denen halk topluluğu alışılmışın dışında okuma ve araştırmalara yönelmelidir! Tayyip Erdoğan’ı çalışmak çok kolaydır, çünkü zaman yakındır ve hayatı belgelidir! Hatâ yapılmadığı iddiasından ziyâde tanımaya ihtiyacımız olduğunu savunuyoruz. Belki bizler de tanımıyoruz, tanımanın hangi tarafı kötüdür! Her önüne gelenin hâin olduğunu söylemek ve yazmak kolaydır! Elbette her toplum, halk veya milletten hâin çıkar, lâkin böyle telâfatı az olan yegane milletin Türkler olduğunu unutmamalıyız!
Erdoğan-Bahçeli işbirliği öyle basit bir hâdise değildir; imam kafası veya bilgisiz milliyetçi için konuşmak kolay! Buyurun işte devlet, makama tâlip olan ve seçilme şansı bulunan kaç kişi vardır? Hangi muhalefet lideri samimî olarak devlete tâlip ve bu işi hakkıyle yapabilecek donanıma sâhip! Bu ülkede hazinenin 30 sente muhtaç olduğunu söyleyen devlet adamları tanıyoruz! Elbette kötü insanlar değillerdi, lâkin o kadar yapabildiler! Çok akıllı olmak zorundayız!
Hepinize iyi politikalar.