Ali BADEMCİ
Dün, Enver Paşa’nın Türkistan bozkırlarının en yüksek mekânı Belcivan-Çegan Tepesi’nde şehâdetinin yıldönümü idi. Aradan tam 93 yıl geçmiş; dün yine gençler tartışmaya başladı. Torun, Arzu Enver soruyor ”daha anlaşılmadı mı” diye. Derin bir düşünceye dalarak “İnsan bu” şeklinde kısa bir açıklama koymuştum. Demek bazı şeylerin tarihleşmesi için bu kadar zaman yetmiyor. Asrımızda hızlı iletişim teknolojileri sayesinde tam bir ideolojiler devri yaşanıyor; Müslüman ülkeler kargaşalık içerisinde, bazıları, bu işi Enver Paşa’nın son Harbiye Nazırı olduğu Osmanlı Devleti’nin paylaşımının henüz devam ettiği, görüşü ile açıklıyor. Bu görüş biraz inandırıcı da olsa Müslümanlar’ın avel olduğunu ortaya koymaz mı? Bu görüşte olanların Osmanlıcı geçinmeleri ise ayrıca bir handikap; çünkü böyle bir şey Osmanlı’yı hiç hesaba almamak demektir. Yani bugünkü Araplar gibi Osmanlı karadüzen bir devlet miydi? Osmanlı’nın inkırazı bile Lozan’ı yaratmadı mı? Dünya bile II.Meşrutiyet’ten sonraki devlet adamlarımıza gıpta ile bakıyor! Kinros’u okumanız yeterli! İsterseniz Toynbe’ye de bakabilirsiniz! “Mısırınoğlu” gibi sahte şeker, demokrasi devrinde bu ülkede “kutsal” bırakmadı! Türkiye’nin tapusu olan Lozan’a “Hezimet” diyen mandacı zihniyet ihanet içinde değil mi! Bunların tavsiyeleri ile “İkiz Yasalar” AKP devrinde çıkmadı mı? Şu “İkiz Yasalar”ı lütfen tetkik edin!
Şunu söylemek istiyoruz; bu ülkede zihniyet bozukluğu ve ideal yokluğu, işte böyle başladı! İşe böyle bakarsanız elbette Enver Paşa’yı hayalperest olarak değerlendirirsiniz! Elbette baazen da Atatürk’e karşı seviyor görünürsünüz! Başka bir şey demiyeceğim, meşhur tarihçi İ.Hami Bey, “Kronoloji”nin ilgili sayfasında Enver Paşa için “Komünist olmak için gittiği Rusya’da Belcivan Dağları’ında telef oldu” diyor! Şu pespaye görüşler maalesef bugün de devam ediyor! İşte Arzu Enver’e bunları hatırlatmak istemiştim.
Sağolsun dostlar hiç de lâyık olmadığımız halde bize “Enver Paşa Uzmanı” derler. Ne kadar doğrudur bilmiyorum ama mutlaka bu hususa okuyucu karar verir. Böyle bir nitelendirmeye “Türkistan Bahsi” için âcizane ben de katılırım. Çünkü “Basmacılar” askeri arşivi uhdemizde; belgesi olan ve bilgisi bulunan babayiğit konuşsun! Bühtan atmakla ancak gıybet yapılabilir ki bizim ülkede bu işi sağolsun “İslâmcılar” fazlasiyle yapıyor.
Kitaplarımızda belgeleri var; Enver Paşa Türkistan’a yanında iki kişi ile birlikte macera diye gitmedi. Daha evvelden tıpkı Kafkas İran İslâm Ordusu ve İran Harekâtı ile ilgili Devlet’in politikası ve etüdleri vardır. Enver Paşa kundakta çocuk iken Türkistan’a gönderilmiş olan öğretmenler ve açılmış okullar bulunmaktadır. 25 Haziran 1916 Çar Fermanı’nın yol açtığı Umum Halk Ayaklanması’ndan savaş ortamında en büyük düşman Osmanlı’nın haberdar olmaması mümkün mü? Bırakın haberdar olması Yedisu İsyanları’na katılan Osmanlı Subayları vardır ve bunların faaliyetlerine dair belgeler de elimizdedir. Hatta Fergana gibi Basmacılığın ana bölgesinde Türk Zabitleri’nin açtıkları okullarda verdikleri diplomalara da sahibiz. Dolayısıyla 1916 Halk isyanını izleyen günlerde onun yerine oturan Basmacılar Hareketi Rusya’nın savaştan çekilmesi ile sonuçlanmış ve üstüne de Çarlık yıkılmıştır. İşte Enver Paşa Buhara’ya bu harekete iştirak için iki kişi ile gitmiştir; ordu ile değil.
Murat Bardakçı, Enver Paşa’nın Türkistan’dan eşi Naciye Hanım’a yazdıkları mektupları derlemiş ve bir kitap yapmış. Eskiden beri haberdar olduğum ve eski yazı nüshalarını Bardakçı’nın izni ile incelediğim zaman askerî belgelerle tam olarak örtüştüğünü ikimiz de müşahade ettik. Murad’ın kitabı Eylül’de çıkacak; ona birçok haşiye yazdım ve özellikle Basmacılar kısmına çok taze bilgiler de koydum. Ramazan ayında da kitabı tamamen okudum ve ilgili notlarla dostuma ilettim. Şunu söylemek istiyorum ki Enver Paşa ile ilgili herşey ortaya çıkmıştır. Özellikle İttihad Terakki iktidarını Şevket Süreyya ve bu işin mütehasıslarından öğrenebilirsiniz. Sarıkamış’ı TRT ve Haber-Türk’de saatlerce konuştuk; Allah kısmet ederse onu da yazacağız. Şimdi neyi münakaşa ediyoruz; bunu özellikle genç arkadaşlar için söylüyorum. Rahmet okuyun ve dua edin; Müslümana yakışan budur!
Enver Paşa şehittir; hem de Türk ve İslâm tarihinde ender görülenlerden birisidir. Onun 11 aylık Türkistan hayatında bir vakit namazı kaçırmadığı, harama el sürmediği belgelerle ortada olduğu gibi şehâdetinden sonra mezarının zigaretgâh olması, yıllarca ve hâlen evliyâ türbesi diye görülmesinin haklı sebebleri herhalde budur. O idealleri ile Türkistanlılar’a istiklâli öğretmiştir! Bolşevikler devrinde yapılan operasyonlarda evlerde saklanmış 900 heykelciği bulunduğuna dair haberler Özbek matbuatında yer aldı. Doğum yapamayan kadınlar şu anda bile onun mezarından toprak alarak sulandırıp içiyorlar. Biz Türk insanı olarak neden bu kadar insafsızız. Enver Paşa’ya düşmanlık edenlere bırakın Türk denmesini Müslüman bile olamazlar; onlar ancak dilsiz bir şeytan adi bir şarlatandır. Çünkü “Şehadet” mevkii ve şartları Allah’ın tasarrufundadır. O mübarek insana Allah Rahmet etsin; kendinin de ifade ettiği gibi gömüldüğü topraklarda onun dâvâsı yeşermiştir; 5 Türk Cumhuriyeti elbette varlığını onun şehâdetine borçludur. Rahmet okuyun ve bol bol dua edin arkadaşlar; o iyi bir Türk fevkâlade bir Müslümandır; haklı mevkiini tesadüflere borçlu değildir ve bedelini canı ile ödemiştir. ”İnnâ lillâh ve İnnâ ileyhi Râciûn.” Sabır sabır yarabbi!
Muhabbetle.