
1.MAARİF ŞURASININ 100.YIL DÖNÜMÜ
Ahmet URFALI
Şura, bir alanla ilgili olarak oluşturulan danışma kurulu anlamını taşımaktadır. Kurullarda yapılan işleri konuşulur, istişare edilir, kararlar alınarak ve bu kararlar uygulanmak üzere yetkililere tavsiye edilir. Şura kavramının; tarihi, dini, toplumsal ve kültürel temelleri de bulunmaktadır.
Eğitim tarihimizde ilk defa,16 Temmuz 1921 yılında Ankara’da toplanan 1. Maarif Şurasının hem eğitim hem de Milli Mücadele içinde önemli bir yeri vardır.
Milli Mücadelenin Temmuz ayı içerisinde yaşadığı tarihi olaylara baktığımızda karşımıza karamsar bir tablo çıkmaktadır.
5 Temmuz 1921 Yunan Kralı Konstantin, taarruz emri verdi.
7 Temmuz 1921 Yunan Kralı Konstantin cepheye gitti.
8 Temmuz 1921 Kütahya-Eskişehir Muharebesi başladı.
10 Temmuz 1921 Yunan kuvvetleri genel saldırıya geçti.
13 Temmuz 1921 Afyon-Altıntaş Muharebesi.
15 Temmuz 1921 Batı Cephesi Komutanının emri ile Türk ordusu geriye çekildi.
17 Temmuz 1921 Mustafa Kemal Paşa cepheyi denetledi.
18 Temmuz 1921 Mustafa Kemal Paşa, Ankara’dan Karacahisar’daki Batı Cephesi Karargâhına geldi.
24 Temmuz 1921 Batı Cephesi Karargâhı Polatlı’ya taşındı.
25 Temmuz 1921 Türk Ordusu Sakarya nehrinin doğusuna çekildi.
26 Temmuz 1921 Yunanlılar Ankara’ya saldırı kararı aldı.
Böyle bir ortamda 1. Maarif Şurasının toplanması, kararlar alması ‘’Ya İstiklal Ya Ölüm’’ diyerek yola çıkan inançlı kadronun özgüvenini göstermektedir. İstiklal Savaşının zaferle sonuçlanacağından şüphesi olmayan ‘’Gazi Paşalar’’ geleceği hazırlama konusunda eğitimi ön plana almışlardır.
1.Maarif Şurası; okul ve öğrenci mevcudunu tespit etmek, bu konuda yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve eğitime millî bir yön vermek amacıyla toplanmıştır. Eğitim tarihimizde bir dönemin başlangıcı olarak görülmesi gereken bu şurada Mustafa Kemal Paşa, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşüncelerini, yapılacak inkılapların esaslarını, öğretmenler için neler düşündüğünü ve onlardan neler beklediğini anlatan tarihî bir konuşma yapmıştır: ‘’ İstikbal için hazırlanan vatan evlatlarına, hiç bir zorluk karşısında teslim olmayarak, kemâl-i sabır ve metânetle çalışmalarını ve tahsildeki çocuklarımızın ebeveynine de yavrularının ikmâl-i tahsil için her fedakârlıktan kaçınmamalarını tavsiye ederim. Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar sebatkâr oldukları tarihen müsbettir. Silâhıyla olduğu gibi, dimağıyla da mücâdele mecbûriyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Milletimizin saf seciyesi istidât ile doludur. Ancak bu tabiî istidâdı inkişâf ettirebilecek usullerle mücehhez vatandaşlar lâzımdır. Bu vazife de sizlere teveccüh ediyor. Hükümet-i milliyemizin, kemal-i ciddiyet ve samimiyetle arzu ettiği derecede Türkiye muallime ve muallimlerinin hayat ve refâhını henüz temîn edememekte olduğunu bilirim. Fakat milletimizi yetiştirmek gibi mukaddes bir vazifeyi yerine getiren yüce heyetinizin bugünün vaziyetini nazar-ı itibâra alacağından ve her zorluğa göğüs germe ile bu yolda gâyet metânetle yürüyeceğinden şüphem yoktur.’’
Mustafa Kemal Paşa, bu konuşmasında Türkiye’nin nasıl kurulacağını ve nelerin yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Zira eğitim, insan ve millet hayatının en önemli işlerinin başında gelir. Milletin geleceğini şekillendiren ve değiştiren eğitim, devletlerin siyasi, iktisadi ve sosyal gelişimini sağlayan en önemli gücüdür. Devletler, tarihleri boyunca geleceklerini yönlendirmek için eğitim ve öğretim kurumlarını düzenleme, ilkelerini belirleme, kontrol altına alma hususunda planlamalar yapmışlardır. Bu bakımdan 1.Maarif Şurası Türk milli eğitiminde bir kilometre taşı olup ilk kıvılcımın parladığı, eğitim alanında yapılacak olan düzenlemelerin ilk işaret fişeğidir. “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatır ya da milleti esarete ve sefalete sürükler.”
Askeri zaferleri; siyasi, kültürel, sosyal ve eğitim konularında yapılan çalışmalar taçlandırmıştır. Çağdaş medeniyetlerin üstüne çıkmak ülküsü ancak eğitim sayesinde gerçekleşir. Kurucu irade, eğitim alanında büyük inkılaplara imza atmıştır. Laiklik, çağdaşlık ve bilimsel düşünmeyi esas alan, eğitimde birlik ve beraberliği, kız ve erkek çocuklar arasında eşitliği sağlayan, eğitimi kolaylaştıran ve yaygınlaştıran bir milli eğitim politikası takip edilmiş ve uygulanmıştır.
Türk Eğitin Sen’in; ‘’yüzüncü yılında aynı ruh ve heyecanla…II. Maarif Kongresi toplanıyor.’’ başlığı altında Türk eğitim tarihinin bu çok önemli olayını gündeme taşıması çok yerinde ve isabetli bir karar olmuştur. Bu yönden Türk Eğitin Sen Genel Başkanı Talip Geylan ve yönetim kurulu üyelerini kutluyorum. Milli eğitim alanında ruh ve heyecan saplamalarının yaşandığı bu dönemde yapılacak etkinliğin hayırlı gelişmelere kapı aralamasını temenni ederim.
Milli ve manevi değerlere sahip çıkarak Türk milletinin yücelmesi için akıl yoran, ter döken Türk Eğitin Sen, II. Maarif Kongresini 13-18 Temmuz 2021’de Ankara’da toplayacak ve eğitimde pek çok önemli noktalara temas edilecektir. Devlet yöneticileri, Türk Eğitim Sen’in haklı ve kararlı proje ve programlarına gerekli duyarlılığı göstererek uygulamalıdır.