DOLAR 32,4005 % 0.08
EURO 34,8089 % -0.04
STERLIN 40,7037 % 0.22
FRANG 35,6164 % 0.21
ALTIN 2.396,63 % -0,01
BITCOIN 59.550,00 3.918

MİLLİYETÇİ TÜRKİYE MİLLİYETÇİ TOPLUMCU DÜZEN

Yayınlanma Tarihi :
MİLLİYETÇİ TÜRKİYE MİLLİYETÇİ TOPLUMCU DÜZEN

MİLLİYETÇİ TÜRKİYE MİLLİYETÇİ TOPLUMCU DÜZEN

Halim KAYA

Milliyetçi Türkiye- Milliyetçi Toplumcu Düzen”  kitabını Kurt Karaca yazmış ve elimizdeki kitabın 11. Baskı olduğu dış karton kapağın üstündeki “11 Baskı” ve içerdeki ilk sayfadaki aynı ibareden anlaşılıyor. Ancak kitabın bu on bir baskıyı nerede ne zaman yaptığına dair hiçbir emare yok. Sadece on birinci baskını Emel Matbaacılık Sanayii’nde Ankara’da yapıldığı ve kapak kompozisyonunu da Coşkun Kara kaya’nın yaptığı anlaşılıyor. Kitap Üç yüz üç sayfadan ibaret olup “Giriş”, “Milliyetçi Toplumcu Kültür Düzeni”, “Milliyetçi Toplumcu Siyasi Düzen”, “Milliyetçi Toplumcu Ekonomi Düzeni”, “Milliyetçi Toplumcu İş Düzeni” adları verilen beş ana başlık altında toplanmış çok sayıda alt başlıklardan oluşmaktadır.   

Kitap ateşten günlerin yaşandığı sıralarda bir öğretim üyesi olan Prof. Dr. Fikret Eren tarafından Kurt Karaca takma adıyla kaleme alınmıştır. Fikret Eren hoca bu Kurt Karaca takma adını kullanırken muhtemeldir ki Üniversitede öğretim üyesi olması hasebiyle öğrencileri üzerinde siyasi bir tesir bırakmamak, okula siyaset bulaştırmamak düşüncesiyle hareket etmiştir. Her ne kadar düşüncesi okula siyaset bulaştırmamak olsa da kullandığı Kurt Karaca ismi de Ülkücü hareketin sembolü Bozkurt’tan mülhem bir isim olmuş. Kurt isminin genel kitle tarafından gerçekte isim olarak kime ait olduğu, kim tarafından kullanıldığı anlaşılmasa da kitabın yazarının bir ülkücü olduğu hemen anlaşılsın istenmiştir. Soyadı olarak kullandığı “Karaca” bir hayvan ismi olarak edebiyatımızda çokça kullanılmış, sevgililerin gözleri Karaca’nın gözlerine benzetilmiş, naif ve naziklik benzetmesi için tercih edilmiştir. Kurt Karaca hem Kurt’un özelliklerinden yola çıkarak esaret, tutsaklık kabul etmeyen ama Karaca soyadıyla da bu sert imaj yumuşatılmış naif ve nazik bir imaj sergilemeye çalışılmış gibi, bu yorumlardan yola çıkarak diyebiliriz ki ülkücüler tatlısert bir mizaçtadır. 

Kurt Karaca asıl adıyla Prof. Dr. Fikret Eren “Milliyetçi Türkiye- Milliyetçi Toplumcu Düzen”  kitabını büyük ihtimalle Başbuğ Alparslan Türkeş’in “9 Işık Doktrini” adlı kitabının daha iyi anlaşılması, bir doktrin kitabı olması dolayısıyla yazılamayan yapılamayan izahatları yapmak, 9 Işık Doktrinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla, yetiştirilen gençlere ve Ülkücüleri anlamak isteyen herkese 9 Işıktan Sonra bir el kitabı olsun diye yazmıştır. Nitekim bu minval üzere başka kitaplarda yazılmıştır. Bunun en bilinenlerden biri de Prof. Dr. İskender Öksüz tarafından Ayhan Tuğcugil takma adıyla yazılmış “Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi-Teori” adlı kitap vardır 

Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca daha kitabın başında önsözünde “Çağımızın insanları, kaderlerini ilgilendiren sosyal, ekonomik ve siyasal kararların alınmasına doğrudan doğruya katılmak istemektedir.” (S:9) ifadeleriyle çağımızın insanın kendi hakkında alınan kararlara katılmak istediğini ancak “kapitalist ve Marksist-sosyalist sitemler” (S:9) çeşitli yollarla sermayedar veya işçi sınıfı gibi safsatalarla bunu engelleyerek milletleri despot bir azınlık sınıfının yönetimine terk ettiklerini insanlığı bu bunalımdan kurtaracak “ideoloji[nin] milliyetçilik; bu sistem[in] ise, Milliyetçi-Toplumculuk” (S:10) olduğunu ifade etmiştir. Milliyetçi Toplumcu sistemin işlediği bir Milletin “sosyo-ekonomik yönden altı dilim içinde teşkilatlanma”sı (S:11) gerektiğini ve bu altı soyo-ekonomik dilimin de “ işçi, köylü, esnaf, memur, serbest meslek mensupları ve işverenler”den (S:12)  oluşması gerektiğini ortaya koymuştur.

Ülkücü Milliyetçilerin esas aldığı doktrin 9 Işık doktrinidir. Bu dokuz Işık doktrininin açılımı Milliyetçi Toplumcu doktrindir. “Milliyetçi – Toplumcu Doktrinde ise esas alınan değer millettir.” (S:15) Bu Milliyetçi Toplumcu doktrinin kapitalist toplumlardaki gibi sermayedar zengin ferdi ve komünist-sosyalist toplumlardaki gibi işçi sınıfını esas almayıp doğrudan milletin kendisini esas alması demektir. Fert ve sınıflar millet denen toplum içinde erimişlerdir. “Çağımızda devletlerin yapıcı unsuru milletlerdir. Millet, devlet kurmağa en elverişli topluluktur.” (S:16) Hal böyle olunca Türk ülkücü milliyetçilerin doktrini olan “Milliyetçi – Toplumcu doktrinin esas aldığı değer Türk Milleti’dir.” (S:16) Türk milletini meydana getiren faktörleri de Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca tabii veya objektif,  manevi veya sübjektif diye ikiye ayırmıştır. “Tabii veya Objektif faktörlerin başında dil [birliği], yurt [birliği] ve soy birliği gelir. Manevi veya sübjektif faktörler ise, bilhassa kültür [birliği], ülkü [birliği], tarih [birliği] ve bağımsız olarak [birlikte] yaşama arzusudur.” (S:16)

Objektif faktörlerden dil birliğini sağlayamamış bir topluluğun, millet vasfını kazanması mümkün değildir. Bu gün Batılı güçler ayırmak istedikleri milletlerin için de etnisitesini farklı ilan ettikleri topluluklara dil uydurmaya ve bu dilin okunur yazılabilir bir lisan olmasına çalışmaktadır. Biz de buna belki 100 yıla yakın maruz kalmış, Rusya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin çabalarıyla bölünmeye zorlanmış, hala bu emellerini gerçekleştirmek için çabalamaktadırlar. Rusya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin biz bölmek için uydurdukları dilin kelime yapısının Arapça, Farsça ve unutulmuş terk edilmiş Türkçe kelimelerden olduğunu gösteren çalışmasıyla bilinen Tuncer Gülensoy Hoca’yı rahmetle anıyoruz. Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca’nın yerinde tespitiyle “Milletimizi meydana getiren dil, Türkçe’dir ve yüzyıllardan beri canlı bir şekilde yaşamamızın, dağılıp yok olmamamızın en önemli faktörlerinden bir olmuştur.” (S:17)

Objektif faktörlerden yurt birliği ise “Aynı coğrafi çevrede yaşayan insanlar, ortak vasıflara, yakınlık ve benzerliklere sahip olur. Duygu, düşünce, ülkü birliğine erişir, acı tatlı hatıralar edinir. Ülke (Yurt), milleti meydana getiren bir faktör olduğu için, milli bütünlük ancak ülke bütünlüğü ile sağlanır.” (S:17) Ülke basit bir coğrafya değildir, ataların, çocuk ve torunların, tarihin binlerce yıllık seyri içinde millet denilen büyük varlığın kan ve can vererek meydan getirdikleri Vatan’dır. Şairin dediği gibi “Toprak uğrunda ölen varsa Vatandır” Toprağı vatan edecek bir milletin var olması gerekir. 

Milliyetçi-Toplumcu doktrin, aynı soydan gelme keyfiyetini, laboratuar ırkçılığından çok ruhi, psikolojik bir olay olarak kabul eder. Burada insanların aynı soydan geldiklerine, aynı millete mensup olduklarına inanç asıldır.” (S:20) ayrıca burada ifade edilmemiş olsa da gerçeklik olarak aynı soydan geldiklerini bilmek de önemlidir. Soy bir beşeri yaratılmışlık mecburiyetidir, yani insanlar bir soya mensup olarak yaratılırlar, bunu ayrışma çatışma unsuru yapmadan dayanışma ve yardımlaşmanın ortak paydası olarak görmek gerekir. İnsanoğlu sadece beşer’in olduğu bir dünyada yaşamıyor. Başka canlıların ve bitkilerin de varlığını, dolayısıyla âlemdeki tabiattan kaynaklı yaşam zorluklarını aşmanın da ilk adımı soy birliğinin oluşturduğu dayanışma ve yardımlaşma ile mümkündür. 

Sübjektif faktörlerden “Kültür [birliği], ülkü [birliği], tarih [birliği] aynı soydan geldiklerine inanan, aynı dili konuşan insanlar arasında ortak bağ ve ilişkiler kurar. Bu insanları birbirine yaklaştırır, birleştirir.” (S:21) Ayrıca bağımsız olarak [birlikte] yaşama arzusu, “Birlikte yaşama arzusu, bölünmeme; kaderde, tasada ve kıvançta bir bütün halinde devam etme arzusudur. Bu arzunun doğmasıyla yukarıda sayılan faktörleri haiz insan topluluğu, millet vasfını kazanır.” (S:21

Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca milliyetçiliğin ne olduğunu “Milliyetçi – Toplumcu doktrinin Milliyetçiliği, akla, müspet ilme dayanan, Türk milletinin bütün fertlerini kaderde, tasada ve kıvançta ortak yapmak isteyen, özcü, ilerici ve devrimci bir milliyetçiliktir.” (S:22) şeklinde açıklamış ve bir kişinin Türk milliyetçi olabilmesi için de “Türk milliyetçisi olabilmek için Türk milletinin ilerlemesini, kalkınmasını öngörmek, ona yürekten bağlanmak ve gerektiği zaman onun için ölmek bilincine ulaşmak lazımdır.” (S:22) vasıfları taşıması gerektiğini ifade etmiştir. Ancak bunlar Türk Milliyetçisi ve milliyetçiliğinin sahip olduğu vasıflar bir de Türk Milliyetçiliğinden uzak kalması gereken hususlar vardır ki bunlardan Türk Milliyetçisinden uzak olması gerekenler; ferdiyetçilik ve egoizm, Türk milliyetçiliğinden uzak olması gerekenler de; Burjuva milliyetçiliği, Nazi ırkçılığı, Marksist Halkçılığı’dır. Burjuvazi (ticari ve sınai sermaye sahipleri) milliyetçiliği 19.yüzyılda liberal-kapitalist sistemin ortaya koyduğu Fransız-İngiliz milliyetçiliğidir, sermayedar sınıfına dayandığı için ferdiyetçiliği korur. Türk milliyetçiliği Türk milletine dayandığı için Hitler Almanya’sının Nazi milliyetçiliğine de karşıdır. Halk kelimesi ülke üzerinde yaşayan ve aralarında milli ülkü bağları olmayan emekçi fertlerin matematik toplamıdır ve Marksist – Leninist doktrin milliyetçiliğe karşı olduğu için halkçılığı kullanır, bu yüzden Türk Milliyetçiliği Marksist –Leninist halkçılığı da reddeder. (S:23

Fertler toplumdan ayrı yaşayamaz, aksine fertlerin belirli bir toplumda sosyal çevrede yaşaması gerekir, fertlerin toplum halinde yaşamalarından da aralarında çeşitli ilişkiler ve etkenler doğar diyen Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca “aynı milli toplum içinde yaşayan fertlerin, yüzyıllar boyunca aralarında meydana gelen bu ilişki ve karşılıklı etkilerden o topluma renk ve özelliğini veren moral (manevi) değerler doğar ki, buna milli kültür denilir. Milli kültür doğduğu, geliştiği toplumun manevi servet ve mirasını teşkil eder.” (S:33) şeklinde tarif ettiği milli kültürü milleti oluşturan unsur ve bağlardan biri olarak görürü ve “Kültür, millet denilen bir canlı organizmayı, tarihin uzun seyri içinde, mazide, halde ve gelecekte aynı bütün olarak görmemizi sağlar. Böylece nesiller arasındaki bağ kopmamış olur.” (S:34)  diyerek kültürün yüzyıllara sâri olarak yaşayan insan topluluğuna millet olarak sürdürülebilir bir hayatiyet ve devamlılık kazandıran unsur olduğunu ifade eder.

Milli kültür, tarih potası içinde meydana gelen toplumun, millet denen organizmanın manevi moral değerler bütünüdür. Başka bir deyimle kültür, milli toplumun sosyal dokusu olup, hukuk, din, ahlak, örf ve adet, dil, sanat ve edebiyat, ortak davranışlar, muaşeret kaideleri ve bunlar gibi moral değerlerden (manevi kıymetlerden) ibarettir.” (S:40) diyerek milli kültürü tariflendirmeye, ne olduğunu ortaya koymaya çalışan Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca kültürü şöyle misallendirir. “milleti eve benzetecek olursak, milli yapıda kültür, evin duvarlarını meydana getiren tuğlaları birbirine bağlayan harç gibi, milleti teşkil eden fertler arasındaki manevi harç ve bağlılıktır; inançlar, davranışlar bütünüdür.” (S:40) Her ne kadar burada haklı olarak doğru bir benzetme ile kültür harca belirtilere önemi ortaya konulmaya çalışılmış olsa da bizce biraz mütevazı kalınmıştır. Kültür harçtır ama milleti oluşturan unsur ve davranışları birbirine bağlayan Horasan Harcıdır. Çünkü bir milleti ruhsuz yapmak, milli toplumu anarşiye atmak, onu her türlü bağlarından koparmak, uzaklaştırmak, yabancılaştırmak, sömürmek, boyunduruk altına almak, onu yok etmek isteyen düşman milletler onun önce milli kültürüne saldırmak, değiştirmek ve yok etmek istemişlerdir. “Zira milli inanç ve davranışlar bütünü olarak kültür müesseseleri yıkılmakla o milleti var eden, yaşatan itici güç, yok edilmiş olur. Keza milli kültür bozulmak, yok olmakla milli toplumu meydana getiren fertler arasındaki ortak inanç ve bağlar da ortadan kalkar. Bunun sonunda ise, milli zincirin birer halkası olan fertler birbirinden koparılmış, birbirine yabancı hale getirilmiş hale getirilmiş olur.” (S:40) Düşman milletlerin Milli kültür yok edip milli toplum içindeki bağları koparma faaliyetlerinin kültür emperyalizmi olduğunu ifade eden Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca “Milli kültürü yok edip, onun yerine yabancı bir milletin kültürünü yapıp yerleştirmeye kültür emperyalizmi denir” diyerek zamanla yabancı kültür emperyalizmi boyunduruğuna giren fertlerdeki değişimi de “mensup olduğu millete ve onun milli değerlerine yabancılaşmış ve hatta zamanla milli kültürüne karşı çıkmış olurlar.” (S:41) şeklinde ifade ederek dikkat çekmektedir. 

Milleti oluşturan kültür ve unsurlarından yola çıkarak halk ve toplumdan farklı olarak bir ictimai müessese olarak milletin oluşumun anlattıktan sonra bu oluşumun yaşayacağı coğrafya üzerindeki soyut bir müessese olan Devleti de “Devlet, yapısı ve esas aldığı dünya görüşü itibarıyla ferde, sosyal bir sınıfa veya millete dayanır. Ferdi esas alan devlete, liberal devlet, işçi sınıfını esas alan devlete, sosyalist (Marksist) millet gerçeğini üzerine kurulan devlete ise milli (milliyetçi) devlet adı verilir” (S:57) diyerek sınıfladıktan sonra milli devleti ise   “Milli devlet, aynı soy, ülkü ve kültürden gelen toplumların, siyasi ve hukuki yönden örgütlenip, içeride kendi kendilerini yönetmesini (milli demokrasi) kendi ekonomik kaynaklarına sahip çıkmasını (milli ekonomiyi); dışarıda ise, diğer milletlerle eşit hakka sahip olmasını (milli bağımsızlığı) ön gören bir devlet biçimidir.” (S:57) şeklinde tarif etmiştir. Yani devlet organizasyon olarak ya ferde, ya işçi sınıfına ya da toplumun tamamını içine alan ve fertleri arasında zengin fakir, işçi gibi bireysel ve sınıfsal bir ayrım görmeyen millete dayanır. Türkler millet gerçeğine dayanan devleti esas almıştır.

Türkiye’nin nüfusunun 40.000.000 olduğu 1975 yılından yazıldığı anlaşılan Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca’nın “Milliyetçi Türkiye- Milliyetçi Toplumcu Düzen”  kitabını aşacak bir kitap henüz yazılmamıştır. Bu da göstermektedir ki ülkücüler okumadan allame olmayı tercih etmişler ve o gün bu gün taş taş üstüne koymamışlardır. Hazırdan tüketmek ve günlük siyasi çıkar kavgalarında kaybolup giden yıllar bizi bu günkü dağınıklığı yaşamamıza itmiştir.

Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca milli devletin fonksiyonlarından “Yürütme” ve “Yasama”nın nasıl olması gerektiğini tarif ederek icra organının başı olan yürütmenin gücünün ikiye bölünemeyeceğini, yürütme gücünün bölünmesinin devlet otoritesini zayıflatacağını (S:80) bunun için de “Devlet Başkanı adı altında yürütme organının tek sahibi, tek başı olmalı, başkanlık sitemi kabul edilmelidir.” (S:81) diyerek milli devletin ve milli demokrasinin güçlendirilmesinin yolunun başkanlık sisteminden geçmektedir. Bu gün ülkemizin geçmiş olduğu Cumhurbaşkanlığı istemi ülkücü milliyetçilerin ekseriyeti tarafından eleştirilmiş karşı kampanyalar yürütülmüştür. Bu da ülkücüleri başkanlık sistemini isterken eğer Başkanlık sistemi değişikliğini biz yapamazsak bizden biri seçilmezse karşı oluruz durumuna düşürmüş ve yıllar önce “9 Işık Doktrin”inde ve “Milliyetçi Türkiye, Milliyetçi-Toplumcu Düzen” kitaplarında başkanlık sistemini öngören açıklamalarını askıda bırakmıştır. Ama biz başkanlık sistemine karşı değiliz ancak karşı çıktığımız başkanlık sistemi olarak görülen Cumhurbaşkanlığı sisteminin milli olmayışı ve eksiklikleri olduğun da ifade etmemiz gerekir. Başkanlık sistemini yanı sıra yasama organının da güçlendirilmesi milletin temsilcilerinden oluşan millet meclisini kontrol eden senato meclisinin kaldırılarak halka dayanan millet meclisinin yasama gücünün artırılması gerektiği ve senato meclisinin denetleme görevi de anayasa mahkemesinin kurulmasıyla bu kuruma devredilmiştir.

Türkiye, ekonomik yönden az gelişmiş bir ülkedir. (…) … emperyalizmin (sömürünün)  ideolojisi yoktur. Kalkınmış ülke, ister kapitalist, ister Marksist veya faşist ideolojide olsun, az gelişmiş ülkeleri sömürür.” (S:85) diyen Kurt Karaca sömürüden kurtulmanın çaresini de “Sömürülmemek, millet olarak varlığımızı devam ettirebilmek için kalkınmamızı tamamlamak, bir endüstri ülkesi haline getirmek zorundayız.” (S:86) şeklinde ifade etmektedir. 

Milli gelir seviyesi düşük olan ülkelere, az gelişmiş ülke adı verilir. Milli gelir, bu ülkede bir yıllık faaliyet sonunda üretilen mal ve hizmetler toplamının para ile ifadesidir. Bir ülkenin gelişmiş bir ülke olabilmesi, milli gelirinin, başka bir deyimle mal ve hizmet miktarının artmasına bağlıdır. Milli gelirin artması kural olarak o ülkede yaşayan fertlere düşen gelirin, yani mal ve hizmet miktarının artması sonucunu doğuracağından, refah seviyesi de yükselmiş olur.” (S:86) “Milletlerarası hayatta ise, fertlerin büyük bir kısmı, mesela %90’ı ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerden bol miktarda temin edebiliyorsa, bu memleketlere gelişmiş ülkeler, fertlerinin ancak %10-20 si ihtiyaç maddelerini bulabiliyorsa, bu ülkelere de az gelişmiş ülke denir.” (S:87) diyerek milli gelir ile gelişmişlik ve az gelişmişlik arasındaki bağı ortaya koymuştur. Milli geliri artırmak için tasarruf etmek ve üretim yatırımlarını artırmak gerektiğini üretimi artırmak içinde “Üretim araçları … yatırımları üretim yapan üretime, başka bir deyimle fabrika yapan fabrikalara kanalize etmeyi gerektirir.”(S:90-91)

Milli Ekonomi modeli olan “Milliyetçi-Toplumcu Düzenin” bir el kitabı olarak hazırlanmış olan Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca “Milliyetçi Türkiye, Milliyetçi Toplumcu Düzen” kitabı aynı zamanda Kapitalist ekonomi modeli, Marksist-Komünist, Sosyalist ekonomi modeli ve karma ekonomik sistemlerin farkları, zararları ve sakıncaları hakkında geniş bilgiler vererek Türk milletinin, Türk Devletinin bünyesine uygun olmadıklarını ortaya koymaktadır.

Ekonomik sistemleri inceleyen Kurt Karaca “[Ekonomik] sistemler uygulanacakları toplumun özelliklerine uymadıkça, başarı şansı bulamaz. Zira her sistem, milli bir toplumun şart ve zaruretlerinden doğmuştur. Bu bakımdan kapitalist ve kolektivist [Komünist ve Sosyalist] sistemler, batı toplumunun ürünleridir. Bunların etiket ve patentleri batı insanının gerçekleridir.” (S:116)  diyerek Türkiye’de kalkınma meselesini ele alanların gözlerini dışarı dikmişler, çareyi yabancı sistemlerde aramış olduklarını da ifade etmektedir. Burada verilen başkasının kalbi ile yaşanmayacağı ve dolayısıyla dışarıdan ithal edilen yabancı ideoloji ve fikirlerle bir milletin yaşamayacağı örneği günümüzde kalp naklinin yaygınlaşmış olduğu bir ortamda fikri destekleyen bir örnek olmaktan çıkmış bulunmaktadır.

Mülkiyetin her devir ve millet için sabit bir mülkiyet kavramının bulunmamasını “mülkiyet sadece hukuki bir müessese olmayıp aynı zamanda iktisadi, sosyolojik ve ahlaki bir müessese oluşu”na bağlayan Kurt Karaca’ya göre  “her millet kendi dünya görüşüne uygun bir mülkiyet kavramı tespit etmek zorundadır.” (S:118) dolayısıyla o “yabancı dünya görüşlerinin mülkiyet kavramını seçmiş olan bir milletin ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmesi”nin (S:119) mümkün olmadığını düşünür. Kurt Karaca, Milliyetçi-Toplumcu görüşün mülkiyet anlayışını ferdi veya özel mülkiyetin kaldırılmasına taraftar olmadığı, özel mülkiyetin her zaman hırsızlık ve sömürü sonucu oluştuğu fikrini kabul etmediğini, Milliyetçi-Toplumcu düzenin uygulamaları sonucu da hırsızlık ve sömürü sonucu mülkiyet oluşumunun önüne geçileceğini, (S:122) herkesin alın teri ve kazanç yoluyla mülk edinebileceğini savunduğunu etmektedir. “Kullanılma biçimi milli menfaatlere uygun, sömürüye yer vermeyen bir mülkiyet, milli toplumun ve fertlerin en büyük garantisidir.” (S:123) “Mülk sahibi olmayan fert, esir yığınlarından, karın tokluğuna çalışan insan sürülerinden ve özellikle başkasının sömürü aleti olmaktan kurtulamaz.” (S:124) Milliyetçi-Toplumcu düzende “Mülk sahibi olan fert, bununla her şeyden önce milli ekonominin gereklerine göre, hareket etmek zorundadır.” (S:124) kapitalist sistemdeki gibi kişiye dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarruf etme hakkını vermez. “Malik mülkünü kullanırken… milli menfaatlere uygun olarak kullanması” (S:125) gerekir. Asıl olan millet ve milli menfaatlerdir. Mülkiyetin millileştirilmesini söyleyen Kurt Karaca’nın “Milliyetçi Türkiye- Milliyetçi Toplumcu Düzen”  kitabını yazdığı tarihten bu tarafa geçen zaman ve gelişen olaylar durumu değiştirmiş, (32/1) nolu dipnotta verdiği “Milliyetçi-Toplumcu düzende Yabancılar Türkiye’de gayrimenkul sahibi olamaz.” Uygulamada dikkate alınmamış, günümüzde yabancılara satılan gayrimenkul satışı tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Hatta sadece Katar’ın Türkiye’de kendi yüzölçümü olan 11bin 586 kilometrekareden daha büyük, iki katı kadar olan 22 bin kilometrekare toprağı satın aldığı haber olmuştur.

Kitabın yazıldığı 1970’li yıllarda Sosyal Sigortalar Kurumu ile Emekli sandığını birleştirmeyi öngörmüş olmak kıvanç duyulacak bir durumdur. “[Bağ-Kur], Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar Kurumu birer sosyal güvenlik müessesesidir. Bunlardan Emekli Sandığı memur ve müstahdemleri, Sosyal Sigortalar Kurumu ise işçileri kapsamaktadır. Ancak çalışan kimselerin üye olduğu bu kurumların ayrı ayrı kuruluşlar olması, kaynak ve personel israfına sebep olmaktadır. Bu itibarla Milliyetçi-Toplumcu doktrin, bu iki kurumu birleştirerek bir tek Toplum Güvenliği Kurumu kurmayı öngörmektedir.” (S:139) Bu gün bu üç kurum birleştirilmiş ve Sosyal Güvenlik Kurum adı ile işletilmektedir.

Milliyetçi Türkiye- Milliyetçi Toplumcu Düzen”  kitabı yazıldığı yıllarda Türkiye’de bilinmeyen konuları ele almış ve belki de bu gün oluşmuş olan müesseselerin ilk fikri ışığını yakmıştır. Tasarruf ve Yatırım Sandıklarının (S:131) kurulmasını önermenin yanında Yatırım bankası ve Sermaye Piyasası (S:142-143)kurulmasını da öngörmüş ve ileri bir düşünce olarak millet hizmet yolunda fikir üretmiştir. Bu gün “Borsa İstanbul” adı altında faaliyet gösteren kitapta önerilenden biraz farklı bir sistem olsa da ilk fikri teşekkülü bu kitabın yazıldığı zamanlara dayanıyor diyebiliriz. Kitapta önerilen Sermaye Piyasası fabrikaların ve KİT’lerin çalışanlara satılmasını ve hisse alarak ortak yapılmasını ön görürken bu gün ki borsa hisse sahiplerini ortak yapmamakta ancak aldığı kağıdın nominal değeri üzerinden bir sanal kıymet sahibi olmaktadır. Bu sanal kıymetli kâğıtların alınıp satılmasıyla bir sermaye oluşturulmaktadır. Kurt Karaca’nın ön gördüğü sistem tamamen çalışanların fabrikanın maddi varlığına ortak olmasını ifade etmektedir.

Gizli işsizliği ele alan Kurt Karaca ülkemizde özellikle tarım sektöründe 8 milyonu bulan bir gizli işsizliğin mevcut olduğunu ve bunun aşılmasının yolu makinenin olmadığı, az kullanıldığı alanlara kaydırarak, kurslarla bunları kısa bir eğitime tabi tutarak hem iş gücünden tasarruf sağlanacağını hem de kurslarla eğitilen insanların vasıflarının arttırılacağından bahsetmektedir. (S:152)  Ben de günümüzde işsizlik ile mücadele ve ekonomik kalkınmayı yemin için her okuldaki hizmetli sayısını artırmayı hatta her sınıfa bir hizmetli alınmasını tavsiye etmiştim. Böylelikle hem işsizliğin önüne geçmiş olunacak hem de sınıflarla doğrudan ilgilenecek, belki öğrencilerle de ilgilenerek daha temiz ve sağlıklı sınıflar sağlanırken öğrencilerin ihtiyaçlarının giderilmesinde de öğretmenden sonra devamlı bir takipçi ve destekçi olması sağlanarak iyi yetişmesine katkı sağlayacağını söylemiştim. Kurt Karaca’nın karayolu yapımında işsizlerin yoğun bir şekilde çalıştırılması önerisi bu gün kısmen uygulanmakta karayollarının yol kenarlarının temizlenmesi için, ormanların bakımı ve ağaçlandırılması gibi hizmetlerde çalıştırılmak için mevsimlik işçiler alınmaktadır.

Ülkemizde bulunan 45 bin köye yol, su, elektrik, okul, postane vs altyapı ve teknolojik ürünleri ulaştırmak ve köylüyü refaha kavuşturmak için Tarım Kentlerini öneren (S:161) Kurt Karaca bu Tarım Kentlerinin yanı sıra tarım işçisi, ortakçı olarak çalışan ancak toprağı bulunmayan köylülere de kendini geçindirebilecek büyüklükte toprak verilmesini öngörmüş ancak bu toprak reformunu (S:169) yaparken çiftçiyi destekleyecek kredi sistemlerini kurmayı önerirken lüks tüketime yönelerek elindeki toprağı elden çıkartacak durumları önlemek için gerekli tedbirleri almayı da tavsiye etmiş, çiftçinin ürettiği ürünleri satacağı kooperatif sisteminin de kurulmasını istemiştir. Toprak reformu sadece topraksız köylüye toprak dağıtımından ibarete değildir. Üretimi artırmak için verimliği esas alan küçük parçalara bölünmüş tarım arazilerini bir çiftçi ailesinin verimli bir şekilde işleyebileceği büyüklükte birleştirerek hem küçük arazi sınırları içinde kaybolan işlenmeyen toprakları tarıma kazandırmak hem de küçük olması dolayısıyla tarım makinesi ile işlenemeyen arazileri makine ile işlenir büyüklüğe getirip makineleşmenin sağladığı verimlikten de istifade etmeyi amaçlamıştır. Tarım Toprakların miras yoluyla bölünmesinin önüne geçmek için tarım topraklarını işleyecek en uygun mirasçıya bırakılması, eğer mirasçılardan başka almak isteyenler de çıkarsa o zaman başka bir çiftçiye topluca satılması yolunun Belçika ve Almanya gibi ülkelerde uygulandığından bahisle tavsiye etmektedir.

Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca “Milliyetçi Türkiye, Milliyetçi Toplumcu Düzen” kitabının 161.sayfadan 227.sayfaya kadar o kadar detaylı bir tarım sektörü anlatmıştır ki iğneden ipliğe her şeye değinmiştir tabiri az kalır. Tarım Kentlerinden tutun Toprak dağıtımına, toprağın toplulaştırılmasına, alım, satım, hizmet türlerinde kooperatiflere, tarım sigortasından, tohumun ve damızlıkların ıslah edilip iyileştirilmesine, tarım kredileri ve tarımı finanse edecek bankaya, gübre kullanımı ve gübre temin ya da üretimine, tarım makineleri kullanımının öğretilmesinden, yılda 3-4 gün işi düşecek büyüklükte çiftlik sahiplerine verimli tarım aleti kullanımını temin etmek ve her çiftçiyi bu aletleri almak zorunda bırakmayarak üretim maliyetlerinin yükselmesini önleyecek şekilde tarım makinelerini kiralayacak tarım birliklerine, ürünün alınıp pazarlamasını yapacak birliklere kadar akla gelebilecek her konuda öneriler ve tavsiyelerde bulunmuş, bu öneri ve tavsiyelerin bir kısmının tarım sigortası gibi bugün uygulanmasının önünü açmıştır. Toprağın sahiplendirilmesinden üretime, üretimden tüketime kadar her alanda lazım olacak faaliyetlerin nasıl planlanacağından, hangi kurumların kurulması gerektiğine kadar açıklamıştır.

Dağ köylerinde ormanlara zarar veren verimsiz kara keçi ve diğer hayvanlar, kaldırılıp, bol gelir getiren besi hayvancılığına önem verilmeli, ayrıca orman ürünleri işletme birlikleri kurulmalıdır.” (S:227) cümlesinde 1970’li yıllarda ilköğretim okul kitaplarına kadar girmiş olan keçilerin ormanlara zarar verdiği bilgi ve düşüncesinin günümüzde yanlış olduğu anlaşılmış olup, bu bilgi ve uygulamanı o gün ki Türkiye hayvancılığına karşı bir komplo olduğu tarafımdan düşünülmektedir. Hatta keçilerin ormanı yangına karşı korumada önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Orman ağaçları altındaki çalıların daha bodur kalmasını sağlar, orman ağaçları altındaki otları azaltır, orman içi ve kenarlarında yangının ilerlemesine dolayısıyla engel olurlar.

Milliyetçi Türkiye, Milliyetçi Toplumcu Düzen” kitabında makine yapan makineyi, fabrika yapan fabrikayı yani sanayileşmeyi anlatmaya, işlemeye çalışan Prof Dr. Fikret Eren veya Nam-ı diğer Kurt Karaca bu işlerin yapılırken ölçümüzün neler olması gerektiğini de “Ekonomik otarşi, yani kendi kendine yeterlilik politikasından ziyade, emperyalist sömürüye engel olacak, bağımsızlığımızı devam ettirebilecek bir sanayileşme stratejisi izlemek kâfidir. Ve özellikle de kendi hammaddelerimizi yurt içinde [işleyecek] iyileştirecek, ihracat imkanımız artıracak bir politika izlememiz yeterlidir.” (S:231) şeklinde ifade etmeye çalışmıştır.

Milliyetçi-Toplumcu düzende [Kamu Sektöründen sonra] ikinci bir büyük ve önemli sektör ise, teşkilatlandırılmış Millet Sektörüdür. Devlet (Kamu) sektörü dışında kalan temel sınaî faaliyetleri bu sektör yapacaktır. Millet sektöründen amaç, işçi, köylü, esnaf, memur vs. birliklerinin meydana getireceği sektördür. Böylece milli toplumumuzu meydana getiren bütün fertler, büyük sınaî tesislerinin sahibi olacak, Hakkâri’deki bir fabrikanın ortağı haline gelecektir.” (S:239) şeklinde ülkücülerin önerdiği en önemli ekonomik görüş olan Millet Sektörünü ifade etmeye çalışan Kurt Karaca’dan yıllar sonra Turgut Özal ilk kez İstanbul Boğaz Köprüsünün hisselerini satarak Millet Sektörünün ilk uygulamasını yapmıştır. Ancak Özal’ın uygulamasında hisse sahipleri sadece kara ortak edilmiş, köprünün maddi varlığının ortağı sayılmamışlardır. Bu da milleti kandırmanın bir başka yolu olmuştur. Milliyetçi-Toplumcu düzen Türk milletine dayandığından onu kandırmayı asla düşünmemiş, doğrudan yapılacak işlere ortak yapılmasını savunmuştur.

Milliyetçi-Toplumcu Düzende emeğin reorganizasyonu  “devlete karşı bağımsız milli tipte tek ve mecburi sendikaların kurulmasıyla gerçekleşebilir.” (S:263) “Milliyetçi-Toplumcu doktrinde işçi ve işveren liberal ve Marksist doktrinde olduğu gibi birbirine düşman iki sınıf değil, birbirini tamamlayan milli üretimin kardeş iki unsurudur. Milli devlet, hem işçinin, hem de işverenin devleti olduğu için, işçi ve işvereni milli üretimi artıracak bir şekilde teşkilatlandırır.” (S:274) şeklinde öngörmüştür. Bunun uygulaması olarak da 12 Eylülden önce İşçileri kapsayacak işçi sendikası olarak MİSK’i (Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu) kurmuş, !2 Eylülden sonra da Türkiye Kamu Sen denilen ve on bir iş kolunda örgütlenmiş memur sendikası olan Türkiye Kamu Çalışanları Sendikası Konfederasyonunu kurmuştur. Milliyetçi-Toplumcu Düzende Milli Tip merkezi sendikacılık tercih edilip, iş kolu merkezde kafa ve kasa birliği sağladığından kuvvetli olmakta, çalışanların haklarını daha güçlü savunabilmektedir. (S:276) Sendikaları kuvvetlendirecek diğer iki sistem de devletten bağımsız sendika ve işkolunda tek sendikadır. İş kolunda fazla sendika kurulması fikrinin arkasında işçilerin zayıf düşürülerek patronlar karşısında istediğini elde etmelerinin önüne geçme düşüncesi vardır.

Milliyetçi – Toplumcu sistem nihai amaç olarak, işçinin sermayeye katılmasını, ekonominin millileştirilmesini savunur. İşçi, işletmenin ortağı olmalıdır. İşletmeye ortak olan işçi, tam bir sorumluluk içinde çok daha verimli çalışır, milli gelirin dağılımından adil bir pay alır.” (S:303

Kurt Karaca’nın “Milliyetçi Türkiye- Milliyetçi Toplumcu Düzen”  kitabı yazıldığı tarihlere göre çok önemli fikri önerilerde bulunmanın yanında gerekli üretim, tüketim, yatırım, sermaye oluşumu, sosyal güvenlik, vergi sistemi gibi ekonomi için elzem olan bütün ekonomik kurum ve müesseseleri ele almış, mevcutlara eleştiri getirirken düzeltilmeleri için de tavsiyelerde bulunmuş, önerdiği borsa, sosyal güvenlik kurumlarının birleştirilmesi gibi bazı müesseseler 2010’lu yıllarda faaliyete geçirilmiştir. Bu kitap ve diğerleri Ülkücü Hareketin partileşmesinden hemen birkaç yıl sonra Türk milletine elli yıl önceden çağ atlamanın yollarını göstermiş olmanın en güzel örneklerini temsil etmektedir.

Dokuz Işık Doktrinin bir yorumu, açılımı olan “Milliyetçi Türkiye- Milliyetçi Toplumcu Düzen” kitabı gelişen ve değişen dünya şartlarına göre ilimdeki değişimler de dikkate alınarak Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellenmesi, kalkınmada Kapitalist ve Komünist-Sosyalist sistenler yanında üçüncü bir yol olan Milli Ekonomi Modelinin (Devlet-Kamu Sektörü, Millet Sektör, Özel Sektör) problemlere çare olma vasfının devam ettirilmesi gerekir.   

YORUM YAP

Bağdar Caddesi Escorthamile pornobahis siteleri yenigaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.tedxpenn.com/escort ankaraankara escorthttps://greenhousecraftfood.com/ataşehir escortBetofficeMebbistrendyol indirim koduPusulabetslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comstarzbet adamsah.netdeneme bonusucasibomstarzbetpiabetstarzbet girişstarzbet girişbahsegelbahsegelklasbahisankara kombi servisimersin günlük kiralık evbetturkeyBelge istemeyen bahis siteleritipobetgrandbettingtruvabetbahiscasinotarafbetbahiscommariobetbetistmarkajbetbetinematadornetcasibombelugabahisbetebet1xbetasyabahiscasinovalediscountcasinoelexbetfavoribahisbahiscombahiscombelugabahisbelugabahisbetistbetistceltabetceltabetklasbahisklasbahismariobetmariobetrestbetrestbettarafbettarafbettipobettipobetcasibomcasibomcasibomcasibomstarzbetsahnebetlimanbetredwinmatadorbetmatadorbetbetkombetkomcasibomsancaktepe çilingircasibomcasibomcasibomcasibom7slotsbahigobahis1000bahisalbaymavibaywinbetexperbetkanyonbetkolikbetkombetlikebetmatikbetnisbetonredbetorspinbetparkbetperbetroadbetsatbettiltbetturkeybetvole24wincratosslotelitbahisfavorisenfunbahisgorabethilbetikimisliimajbetintobetjasminbetjetbahiskralbetligobetlordbahismarsbahismeritkingmilanobetmobilbahismostbetmrbahisneyinenoktabetnorabahisoleybetonbahisonwinorisbetparmabetperabetpiabetpinuppokerbetapusulabetredwinrexbetromabetsahabetsavoybettingbetkombahis siteleriblackjack siteleriCasinoBonanzacasino bonanzadeneme bonusurulet sitelerisweet bonanzacasino sitelericasino sitelericasino sitelerisupertotobettulipbettumbetpadisahbetvdcasinovenusbetwinxbetbonusgaziemir çilingirtarafbetparibahisvdcasino girişmarsbahis7slotsasyabahisbahis1000bahisalbahsegelbaywinbetebetbetexperbetkolikbetmatikbetonredbetorspinbetroadbettiltbetturkeybetvolecasibomcratosslotdumanbetelitbahisextrabetfunbahisgorabetgrandpashabethilbetimajbetjasminbetkalebetkralbetlimanbetmaltcasinomarkajbetmatbetmilanobetmobilbahismostbetgirisneyinenorabahisonwinpalacebetparmabetperabetpokerbetaredwinrexbetrokubetsahabetsavoybettingtarafbettruvabettumbetxslotartemisbitbaymavibetebetbetkolikbetkombetperbettiltceltabetimajbetklasbahisligobetlimanbetmariobetmatbetneyinesahabetbetturkeyBeylikdüzü Escortistanbul escort bayancasibomSahabetportobetSahabet GirişSahabet
escort Bağcılar escort Bahçelievler escort Bakırköy escort Bayrampaşa escort Beylikdüzü escort Güngören escort İstiklal escort Kadıköy escort Sultanbeyli escort Üsküdar escort Avsallar escort Mahmutlar escort Oba escort Mecidiyeköy escort Ölüdeniz escort Güllük escort Kültür escort Ataşehir escort Avcılar escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Adapazarı escort Yalıkavak escort güvenilir casino siteleri Yalova escort Muğla escort Aydın escort Çanakkale escort Balıkesir escort Tekirdağ escort Manisa escort Trabzon escort Kahramanmaraşescort Kütahya escort Osmaniye escort Sivas escort Tokat escort Çorum escort Yozgat escort Isparta escort Elazığ escort Ordu escort Edirne escort Erzincan escort Zonguldak escort Rize escort Uşak escort Kırşehir escort Erzurum escort Giresun escort Amasya escort Sinop escort Niğde escort Bolu escort Karaman escort Kırıkkale escort Bayburt escort Ardahan escort Gümüşhane escort Artvin escort Çankırı escort Bartın escort Sinop escort Bilecik escort Karabük escort Burdur escort Nevşehir escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kastamonu escort Düzce escort Aksaray escort Adıyaman escort Afyon escort Arnavutköy escort Bebek escort Beşiktaş escort Beykoz escort Beyoğlu escort Büyükçekmece escort Çatalca escort Çekmeköy escort Eyüpsultan escort Kağıthane escort Sancaktepe escort Sarıyer escort Şile escort Silivri escort Şişli escort Taksim escort Zeytinburnu escort Aliağa escort Balçova escort Bayındır escort Bayraklı escort Bergama escort Beydağ escort Bornova escort Buca escort Çeşme escort Çiğli escort Karşıyaka escort Fehiye escort Marmaris escort Gaziemir escort Dikili escort Menderes escort Menemen escort Torbalı escort Atakum escort Çerkezköy escort Yenişehir escort Bodrum escort Toroslar escort Tarsus escort Silifke escort Mezitli escort Erdemli escort Anamur escort Akdeniz escort Melikgazi escort Elbistan escort Lüleburgaz escort İzmit escort İlkadım escort Çorlu escort Battalgazi escort Yeşilyurt escort Milas escort Ceyhan escort Çukurova escort Kozan escort Sarıçam escort Seyhan escort Emirdağ escort Sandıklı escort Merzifon escort Suluova escort Taşova escort Altındağ escort Batıkent escort Çankaya escort Çubuk escort Etimesgut escort Haymana escort Kahramankazan escort Keçiören escort Kızılcahamam escort Mamak escort Polatlı escort Pursaklar escort Sincan escort Ulus escort Yenimahalle escort Aksu escort Alanya escort Belek escort Demre escort Döşemealtı escort Elmalı escort Finike escort Gazipaşa escort Kaş escort Kemer escort Kepez escort Konyaaltı escort Korkuteli escort Kumluca escort Lara escort Manavgat escort Muratpaşa escort Serik escort Side escort Didim escort Efeler escort Nazilli escort Söke escort Altıeylül escort Ayvalık escort Bandırma escort Bigadiç escort Burhaniye escort Dursunbey escort Edremit escort Erdek escort Gömeç escort Gönen escort Havran escort İvrindi escort Karesi escort Kepsut escort Susurluk escort Büyükorhan escort Gemlik escort Görükle escort Gürsu escort Harmancık escort İnegöl escort İznik escort Karacabeyescort Kestel escort Mudanya escort Mustafakemalpaşa escort Nilüfer escort Orhangazi escort Osmangazi escort Yıldırım escort Biga escort Çan escort Gelibolu escort Karahayıt escort Merkezefendi escort Pamukkale escort Keşan escort Aziziye escort Palandöken escort Yakutiye escort Odunpazarı escort Tepebaşı escort Araban escort İslahiye escort Karkamış escort Nizip escort Nurdağı escort Oğuzeli escort Şahinbeyescort Şehitkamil escort Yavuzeli escort Bulancak escort Espiye escort Görele escort Altınözü escort Arsuz escort Antakya escort Defne escort Dörtyol escort Erzin escort Hassa escort İskenderun escort Kırıkhan escort Kumlu escort Payas escort Reyhanlı escort Samandağ escort Eğirdir escort Yalvaç escort Foça escort Karabağlar escort Kemalpaşa escort Kiraz escort Kınık escort Konak escort Narlıdere escort Ödemiş escort Tire escort Urla escort Safranbolu escort Akhisar escort Alaşehir escort Kırkağaç escort Salihli escort Sarıgöl escort Şehzadeler escort Soma escort Turgutlu escort Yunusemre escort Akkışla escort Bünyan escort Develi escort Kocasinan escort Talas escort Yahyalı escort Gazimusağa escort Girne escort İskele escort Lefke escort Lefkoşa escort Başiskele escort Çayırova escort Darıca escort Afşin escort Dulkadiroğlu escort Göksun escort Onikişubat escort Türkoğlu escort Kızıltepe escort Mut escort Dalaman escort Gümbet escort Datça escort Kavaklıdere escort Köyceğiz escort Menteşe escort Turgutreis escort Ula escort Yatağan escort Fatsa escort Altınordu escort Ünye escort Düziçi escort Kadirli escort Ardeşen escort Akyazı escort Arifiye escort Erenler escort Geyve escort Hendek escort Karasu escort Kaynarca escort Sapanca escort Derince escort Dilovası escort Gebze escort Gölcük escort Kandıra escort Karamürsel escort Kartepe escort Körfez escort Akşehir escort Beyşehir escort Bosna escort Ereğli escort Karapınar escort Meram escort Selçuklu escort Gediz escort Simav escort Tavşanlı escort Doğanşehir escort Bafra escort Çarşamba escort Boyabat escort Kapaklı escort Süleymanpaşa escort Erbaa escort Niksar escort Turhal escort Akçaabat escort Of escort Ortahisar escort Yomra escort Armutlu escort Çiftlikköy escort Çınarcık escort Akdağmadeni escort Boğazlıyan escort Sarıyaka escort Sorgun escort Alaplı escort Çaycuma escort Devrek escort Ereğli escort Kilimli escort Kozlu escort