DOLAR 32,4504 % -0.15
EURO 34,8290 % -0.66
STERLIN 40,7959 % -0.56
FRANG 35,5088 % -0.41
ALTIN 2.438,67 % 0,10
BITCOIN 63.339,19 -1.066

TANRI DAĞLARI’NIN ETEĞİNDE

Yayınlanma Tarihi :
TANRI DAĞLARI’NIN ETEĞİNDE

TANRI DAĞLARI’NIN ETEĞİNDE

(Doğudan Batıdan Hikâyeler II)

Halim KAYA 

Ülkü Duayeni Özer Ravanoğlu Ağabeyin daha önce “Doğudan Batıdan Hikâyeler”, “Tanrı Dağlarının Gözyaşları” ve “Alaya Usta ve Çocukları” adlı kitaplarını okumuş her biri için birer değerlendirme yazısı yazmıştım. Aslında “Alaya Usta ve Çocukları” adlı kitaptan önce basılmış 3. kitabı olan “Tanrı Dağları’nın Eteğinde –Doğudan Batıdan Hikâyeler II” adlı kitabını temin etmekteki engeller dolayısıyla okumak ancak nasip oldu.

Özer Ravanoğlu Ağabeyin “Tanrı Dağları’nın Eteğinde –Doğudan Batıdan Hikâyeler II” adlı kitabının da baskısı Ötüken Neşriyat tarafından İstanbul’da 2021 yılında yapılmıştır. Tanrı Dağları’nın Eteğinde –Doğudan Batıdan Hikâyeler II” 192 sayfada anlatılan “Kasabanın Delisi”, “Tanrı Dağlarının Eteğinde”, “Emanet”, “Susamur’da Kan Var”, “Bir Salkım Üzüm Hediye”, “Kamil Bey’in İlk Namazı”, “Çaresiz İnsanlar”, “Lokantacı Muhsin”, “Zengin Olmanın Kaç Yolu Var?”, “Kuvayı Milliye Ruhu” “O Çocuk Sen misin?”, “Mezar Soygunu”, “Musa’nın Annesi”, “Hüda Razı Gelmez”, “Oş Şehrinden İntibalar”, “Bir Virüsün İtirafları” adlı 16 hikâyeden oluşmaktadır. Özer Ravanoğlu Ağabey kitabını Fikret Özdini’ye ithaf etmiş ve bir dostluk vefası göstermiştir.

“Kasabanın Delisi” adlı hikâye Kurtuluş Savaşı sırasında cephelerde yaşanmış bir olayın bir Anadolu kasabasındaki hayata tesir eden etkilerini anlatıyor. Hikâyede cepheye asker toplarken askere alınan ağabeyi ile ondan ayrı kalamayacağı için cepheye gitmek isteyen ve ısrar üzerine isteği kabul edilip cepheye giden iki kardeşin cephede yaşadıkları konu ediliyor. Ağabeyi Hasan’ı düşman ile boğaz boğaza gören Hüseyin bir anda Ağabeyi Hasan’ı boğazlaştığı düşman askerinden kaçıyor zannederek vurması sonucu şehit olunca aklını kaçırır ve “Sarıldı, sarıldı” diyerek meczup olarak dolaşır. Aslında ağabeyi Hasan düşman askerinden kaçamaz, düşman askerleri tarafından çembere alınmış yüzbaşıyı kurtarmak için koşmaktadır. Ancak kardeşi Ağabeyi Hasan’ın kaçtığını zanneder ve tüfeği doğrulttuğu gibi ateş eder ve öldürür. “Hüseyin kardeşinin alından öperken ‘Beni affet, kardeşim! Seni düşmandan kaçıyor zannettiğim için ben vurdum.’ Hasan gözlerini hayretle açıyor. ‘Sen, Hüseyin! Sen, nasıl olur da kardeşinin düşmandan kaçabileceğini düşünebilirsin! Yazık! Çok Yazık! Ben, yüzbaşının düşman tarafından sarıldığını gördüm, ona yardıma gidiyordum. Senin kardeşin, düşmandan kaçar mı? Bunu en iyi sen bilirsin değil mi, Hüseyin! Diye son sözlerini güçlükle tamamlıyor.” (S:21) İki kardeş de samimi ve görevlerini canı pahasına yapıyor. Ölen komutanını kurtaramaya koşarken, öldüren ise ağabeyinin cepheden düşmandan kaçmasını hainliği kendisine yediremiyor ve kendi elleriyle öldürüyor.

Kitaba adını veren hikâye olan “Tanrı Dağları’nın Eşiğinde” hikâyesi ise Özer Ravanoğlu Ağabeyin Kazakistan’ın Başkenti Almatı’ya bağlı Talgar kasabasında Türkiye Diyanet Vakfının yaptırdığı cami inşaatı sırasında yaşayıp gördüklerini anlatıyor. Cami İnşaatında bekçilik yapan Kazak Türkü iki işçinin hanımları Bahtıgül ve Nazgül de inşaat işçilerinin yemeklerini yapmaktadır. Özer Rabanoğlu Ağabey’in şantiyedeki işçilerin yemek yediği tahtadan yapılmış masaya oturduğunu gören Nazgül hemen Özer Ravanoğlu Ağabeyin içtiği şekilde hazırladığı çayını getirir. Çayı masaya koyarak Özer Ağabey, Nazgül’ü Hanıma “Nazgül, biz buraya niye geldik biliyor musun?” diye sorar. “[Nazgül Hanım] Merakla yüzüme baktı. Ben tabi gayet ciddiyim. Gülmeden, ‘Benim atalarım buradan gitmişler. Ben onlardan kalan mallardan hisseme düşen neyse onu almaya geldim. Senin neyin varsa yarısı benim!’ deyince bir süre durdu. Herhalde bir hesap yaptı ve ‘Makul! (Tamam)’ dedi ve ekledi: ‘Sizin de Türkiye’de neyiniz varsa yarısı benim!’ diye ilave etti. ‘Hiç öyle şey olur mu, Nazgül! Ata malı miras olur ama gardaş malı miras olmaz,’ dedim. Biraz düşündü. O sözüme de ‘Makul ayıttınız! (Doğru söylediniz!) dedi ve gülerek gitti.” (S:28) Türk insanı o kadar temiz ki elindekinin yarısını vermeye razı olmuştur. Nazgül Özer Ravanoğlu Ağabeyi kardeşi olarak kabullenmiş ve ona babasından kalan mirastan hakkını vermeye razı olmuştur. Bir millet mensup olmanın kardeşliğinden daha ileriye giderek ana baba bir kardeş statüsünde bir kabulleniş görüyoruz Nazgül’de. Sanki Ensar ve Muhacirlerde gördüğümüz din kardeşliğinin benzeridir. Bu kardeşliğin gereği fiili olarak gerçekleşmese de kabulleniş olarak iki farklı ülkenin Türklerini kardeşlik duygusuyla birbirine bağlamaya vesile olacak bir durum.

“Emanet” (S:37) Türk ve Abaza farklı milletlere mensup Müslüman iki dostun zamanın şartlarında farklı ülkelerde yaşamak zorunda kalışı ve Abaza olanın kendi ülkesine giderken komünist bir devrim yaşamış ülkesinde bu rejime düşman bir ailenin ferdi olarak ne ile karşılaşacağını bilememesi dolayısıyla aile hatıralarını ve kıymetli eşyalarını bıraktığı Türk’ün emanete sahip çıkması,Abaza’nın 55-60 yıl sonra gele torunlarına emanetleri teslim etmelerini anlatmaktadır.

“Susamur’da Kan Var” (S:45) adlı hikâyede Tanrı Dağlarınının yüksek yerlerindeki bir yayla olan Susamur Yaylasında Nurla ve ailesinin oturdukları Oş şehrinden Nurlan’ın babasının oturduğu Bişkek’e bir kış ayında hasta olan babasını hasta ziyareti için giderken Yaylada arabası bozulması üzerine tamir etmek dolayısıyla indirdiği ailesini kurt sürüsünün parçalamasındaki yaşanan trajediyi hikâye olarak destanlaştırıyor.

“Bir Salkım Üzüm Hediye” (S:59) hikâyesinde ise Türkiye’de Mersin şehrindeki Ramazan ayında oruç tutan insanların yaşadıkları dini ve sosyal yardımlaşma ve ibadete dönük gelenek ve göreneklerden bahsetmekte, oruç tutan bir ortaokul talebesinin oruca gösterdiği saygıyı ve oruçlu olduğunu hatırladığı dakikalarda ikram edilenlerden yemediği halde daha sonra dalgınlıkla bir salkım üzüm yemesinin, salkım bitince oruçlu olduğunun hatırlaması ve bu durumda ne yapacağına karar verememesi, yengesinden sorunca da yengesinin “Oğlum, Osman! Orucun sapasağlam yerinde duruyor. Böyle bir olayla oruç bozulmaz!” (S:61) dediğini ve daha sonra da “Her şey Allah’tan! Sen Allah’ın emrini yerine getirmek için bir tek üzüm tanesi yememişsin. O da sana oruçlu olduğunu unutturmuş ve seni bir salkım üzümle mükâfatlandırmış!” (S:61) diyerek unutarak oruçlu iken yemek içmenin orucu bozmayacağı bir İslam fıkhının kuralı hikâyeleştirilmiştir.

Özer Ravanoğlu Ağabey bu hikâyeler ile gelecek nesillere Türklerin İslam anlayışını ve bu anlayışın hayata nasıl yansıdığını aktarmış ve dinin kültürleşerek Türk insanın istemsiz de olsa her hareket ve davranışına sinmesine bir kapı aralamıştır.

“Kamil Bey’in İlk Namazı” (S:65) hikâyesinde Özer Ravanoğlu Ağabey Türkiye’de İnşaat Mühendisliği okumuş, askerliğini yapmış, evlenip eve ocak sahibi olmuş kısaca kırkına merdiven dayamış bir Mühendisin Rodos Adası, Girit Adası, üzerinden gemiyle Tunus’a yaptığı seyahat ve bu seyahatte Müslüman Türk ve Osmanlı olması dolayısıyla yaşadığı hoş sohbetler, gördüğü dostluklar, ilgi alaka ve kendisine mensubiyeti dolayısıyla onda var sayılan vasıflar ve beklentiler, mühendisini bu beklentilere cevap verememesi, kendisinde olmayan vasıfları varmış görenlere mahcubiyeti ve nihayet seyahatten Türkiye’ye dönünce bir cami hocasına gidip seyahat esnasında karlılaştığı olaylar sırasında kendinde hissettiği dini eksikliklerini gidermek istemesi ve Hocaya “Hocam ben Müslüman olmak istiyorum!” şeklinde masumane bir talepte bulunması ve hocanın “Sen Müslüman değil misin?” diyerek cevaplaması üzerine de “Sayın Hocam ben kendimi Müslüman zannediyordum ama anladım ki Müslüman değilmişim!” (S:74) diyerek cevap vermiştir. Aslında özer Ravanoğlu Ağabey burada Osmanlı imparatorluğu gibi 3 cihanda hüküm sürmüş bir devletin bakiyelerinin imparatorluk temsilcisi pozisyonundaki Türkiye ve Türklerden beklentilerinin ne kadar masumane olduğunu ve ne kadar değer verdiklerini anlatıyor. Bu kendine yüklenmiş değer karşısında kendinde eksiklik hisseden ve bu düşünceyle eksikliklerini gidermeye çalışan onlara layık olmayı düşünen bir Türkün hikâyesidir. Bu hikâye bir zamanlar Türkiye’de dindar olmanın ayıplandığı, üniversite mezunlarının seküler bir anlayışa sahip olmak zorundaymış kabul edildiği, makam mevki sahiplerinin de dinden dindarlıktan bahsetmesinin görevden alınma sebebi görüldüğü, ütüsü diz vermiş pantolon giyenlerin namaz kılıyor diye aşağılandığı zamanların yaşanmış hikâyelerinden bir hikâye “Kamil Bey’in İlk Namazı”

Bu hikâyenin Mesut Yılmaz Hükümeti zamanında yaşanmış olduğu not olarak Özer Ravanoğlu Ağabey tarafından özellikle belirtilmesi dolayısıyla içinde hiçbir kurgu eseri yer almayan gerçek bir hikâye olduğu kesindir. “Çaresiz İnsanlar” (S:79) Uygur Türklerinin, Doğu Türkistan’ın Çin devletinin uyguladığı zülüm karşısında nasıl çaresiz kaldıklarını ve bunları aşmak için nelere başvurduklarını anlatıyor. Bu hikâyede de Kazakistan’a gelmiş olan bir Uygur kadın ile kızının Çin işgali altındaki vatanları Doğu Türkistan’a geri dönme konusunda yaşadıkları ve kızını başına gelecekleri düşündüğü için geri götürmek istemeyen annenin çaresizliği işlenmiş. Uygur Anne “Söylediğim gibi ben Doğu Türkistan’dan geldim. Uygur’um. Buraya kızımla geldim. Ben geri dönmek mecburiyetindeyim. Eğer ben dönmezsem olumla kocama çok zulmedeler. Buna razı olamam! Onun için mutlaka dönmek mecburiyetindeyim.” (S:80) diyerek sıkıntısının sebebini Türkiye’den Kazakistan’a gitmiş ve bir iş kurmuş Ali Rıza Bey’e anlatır. Çin Uygur asıllı vatandaşlarının yurt dışı çıkışlarında ailenin geri kalanın rehin olarak elinde tutarken, gittikleri ülkede de Uygurları takip ettiriyorlardı. Samsun’a gelmiş Uygur Türk’ü öğrencilerin bir kısmı ailemize işkence ederler diye daha bir iki yıl önce Türk Ocaklarının kültürel faaliyetlerine katılamaz, başına gelenler hakkında da konuşamazlardı. Devlet haber alır da aileme işkence eder diye korkarak. Ocak faaliyetlerine katılanlar artık gergi dönmeme kararı almış çocuklardı. Ve ondan istediğini de “Kızımı geri götürmek istemiyorum O da benimle geri dönerse mutlaka başına büyük felaket gelecek Onun için onu burada bırakmam lazım. Kızımı kendine nikâhlar mısın?” (S:80) diyerek açıklar. Ali Rıza Bey çok üzülmüş ve evli olduğunu kanunların iki evliliğe müsaade etmediğini söyler ancak Türkiye’ye gönderip okumasını sağlayabileceklerini söyler. Elçilikle görüşüp Türkiye’ye gönderme işinin de mümkün olmadığını öğrenen Ali Rıza Bey bunu Doğu Türkistanlı Hanıma anlatır. Niçin yanına geldiklerini sorunca da şu cevabı alır. Uygur kadın yaşlı gözlerle kapıdan çıkmadan önce “Türk dediler bizde geldik” der. Bütün dünya Türkleri tarafından Türkiye Türk’üne beslenen güven ve beklenti vardır bu cümlede. Gözü kapalı on altı yaşındaki kızını elli altı yaşındaki Türkiye Türk’üne araştırmadan tanımadan nikâhlayarak teslim etme mecburiyeti vardır.

“Lokantacı Muhsin” (S:87) hikâyesinde haram ve helale dikkat etmeden sadece çok para kazanmayı düşünen Muhsin Bey’in yaşadıkları ve daha sonra işyerini yanıp kül olması, Kırgızistan’a giderek burada Türk bir üniversite öğrencisiyle ortak tamamen helal yoldan kazanç sağlayacak lokanta işine girmesi, Kırgız ve Uygur Türklerine iş sağlaması, onlara aş ve iş vermesi yanında dini yönden de bazı davranışlar aşılamaya çalışması ve nihayet evlenip çoluk çocuğa karışıp evinde saadetli bir hayat sürmesini anlatıyor. Alkol içki satmanın, kumar oynatmanı haram olduğunu ve Haramın da insan mad ve manevi zarlı olduğunu vurgulamaya çalışıyor.

Özer Ravanoğlu Ağabey genellikle hikâyelerinde dini bütün bir Müslüman nasıl olur izah çalışmakta, ahlaklı olmanın önemini çeşitli yaşanmış örneklerle ortaya koymakta, bir inanmış Müslüman Türk tipi ortaya çıkarmaya ve topluma aktarmaya çalışmaktadır. Bu yolu tercih etmesindeki en büyük saik ise onun Türkiye’deki Ülkücü Gençliğin ilk temsilcilerinden olması ve şu anda duayen bir ülkücü olmasıdır. Aslında bu hikâyelerin ortaokul çağlarındaki çocuklara okutulup hikâyenin özü üzerinden çıkarılacak dersler üzerine sınıfta öğrenciler ile tartışılarak konuşulması hikâyedeki ahlaki kuralın gençlere daha fazla tesiri sağlanabilir ve bu da insanımızın hikâyelerdeki ahlaki vasıflar ile donanmasına vesile olur. Özer Ravaoğlu Ağabey Muhsin gibi daha başka nice hikâye kahramanlarının isimlerini seçerken milli ve dini mesajlar vermeye özen göstererek inandığı dinin ve mensup olduğu milliyetçi ülkücülüğün iyilik ve güzelliklere yol açtığını da farkında olmadan okuyucunu zihnine sokmaktadır.

Özer Ravanoğlu Ağabeyin “Tanrı Dağları’nın Eteğinde –Doğudan Batıdan Hikâyeler II” adlı kitabının en uzun ve belki de en fazla ders çıkarılacak hikâyesi “Zengin Olmanın Kaç Yolu Var?” (S:107) hikâyesidir. Bu hikâyede sadece sermaye ile iş kurulamayacağı, önce doğru dürüst ve güvenilir bir insan olmak gerektiği, güvenilir insanlara diğer insanların iş verme ve sıkıntısını giderme hususunda yardımcı olacağını, iş kuran bir insanın işine saygılı olup, sahip çıkması gerektiği, dostlarıyla yardımlaşıp istişare ederek onların da yardım ve desteklerini alması gerektiğini, kendin kalkınırken ailenin ve çevrenindeki insanların kendisinden istifade ederek onunla birlikte kalkınmasına fırsat verilmesi gerektiği, toplumun ortak ihtiyaçlarını karşılayacak sosyal donatı yerlerine yardım etmeyi, helal kazanmayı ve helal kazancın üzerindeki başkalarının haklarını teslim etmenin insanı psikolojik olarak rahatlattığını, zengin olduktan sonra ona faydası dokunanları unutmamayı, yardım gördüklerinin hatırını gütmek ve onların evlatlarına da sıkıntılı hallerinde yardımcı olmayı, mütevazı ve Allah şükreden bir kul olmayı ve hayat sürmeyi tavsiye gibi dersleri daha ilk anda bizim çıkardığımız dersler olarak sıralayabiliriz.

“Kuvayı Milliye Ruhu” (S:143) adlı hikâyesinde Özer Ravanoğlu Ağabey size gelen haberlerin dostunuzdan da gelse aslını astarını tetkik edin, alelusul bir araştırmayla yetinmeyin yoksa gelecek bir yalan ve yanlış haber hayatınızı etkileyecek en büyük hatayı yaptıracak bir karar almanıza yol açar an fikrini işlemiştir. Makbule’nin güzelliğinden etkilenen bir avukat talip olur ve Makbule’nin komşu halası vasıtasıyla istetir ve nişan yaparlar, bir ay sonra da düğün yapılacaktır. Ancak Makbule’nin babası Yusuf Kamil Bey’in asker arkadaşı Hüsnü Bey’in Makbule’yi bir türlü evlendiremedikleri kayınçosu Orhan Bey ile baş göz etme düşüncesinin sevkıtabiisi ile “Benim bir tanıdığım sizin damadı tanıyormuş. Onun bize anlattıklarını ben de size söylemek zorundayım. Sizler benim dostlarımsınız. Sizi üzen her şey bizi de üzer.” (S:147) şeklindeki sahte dostluk sözlerinden destek alarak “Bize anlatılana göre sizin damat bey avukat falan değilmiş. Fatih Camisi’nde tabut taşır, bu hizmeti karşılığında cenaze sahiplerinden aldığı bahşişlerle hayatını devam ettirirmiş.” (S:147) diyerek damat adayı Avukat Bey’e olan güveni sarsar bir de Fatih Camiinde Cuma günleri özellikle tabut taşıdığını görebileceklerini söyler. Nişanlısının avukat olmadığını babası Yusuf Kamil Bey’in asker arkadaşı Hüsnü Bey’den duyan Makbule ve ailesi yıkılır ertesi gün doğruca Fatih Camisinin önü gider ve musalla taşını gören bir yerden görünmeden avukatın cenaze taşıyıp taşımadığını gözlemlerler. Gerçekten bir tabut taşıdığını görünce de nişan hediyeleriyle birlikte nişanı yüzüğünü erkek evine götürüp atarlar. Kurtuluş savaşından yıllar sonra karşılaşan Avukat Mustafa ve Makbule konuştuklarında asıl meselenin anlatıldığı ve Yusuf Kamil Bey’in ailesinin gözlemediği manada olmadığını anlarlar. Makbule o zamandan bu görüştükleri güne kadar Mustafa’nın da Avukatlık yaptığını anlar ve bürosunda bir kahve içerken bürosunu da görmüş olur. Avukat Mustafa konuyu eski nişanlısı Makbule’ye “Bizim taşıdığımız o tabutlarda Kuvayı Milliye’ye gönderilen silahlar vardı! Sizin zannettiğiniz gibi ceset yoktu! Ama size bu durumu açıklayamam o günün şartlarında da mümkün değildi. Hatta olayın gizliliğini muhafaza edebilmek için herkesin tabutu taşımasına izin bile vermiyor, taşıma işini belli insanların dışında hiç kimseye bırakmıyorduk. Küçük bir şüpheyle bile hem hareketimiz akamete uğrayabilirdi hem de birçok insanın hayatı tehlikeye girebilirdi.” (S:149-150)şeklinde izah eder, ancak iş işten geçmiş Makbule bu zaman zarfında evlenmiş ve bir de oğlu olmuştu.

“O Çocuk Sen misin?” (S:153) adlı hikâyede ise “etme bulma dünyası” veya “ne ekersen onu biçersin” sözlerine karşılık gelecek bir yaşanmış hikâye anlatılmaktadır. Yeni Üniversitede Muhasebe ile ilgili bir okula başlamış olan Orhan gazetede Yardımcı Muhasebeci aranıyor haberini görünce ilanın verildiği iş yerine gitmiş işverenin moralinin bozuk olduğu bir anda aniden odaya girince “Ne var” gibi sert ve kaba bir ifade ile karşılamış, iş ilanınız üzere geldim deyince de “eleman lazım değil, çık dışarı” diyerek azarlamış olan Orhan kızarak çıkrken cam kapıyı çarpmış ve kırılmasına, tuzla buz olmasına sebep olmuş, işyeri sahibi de kapının kırılmasına ses çıkarmayınca çekip oradan ayrılıp gitmiş. Ancak Orhan 13-14 yıl sonra Ticaret Bakanlığında Teşvik ve Uygulama Daire Başkanı olarak görev yaparken bu iş insanı bir müracatta bulunmak için Daire Başkanlığına gelince onu tanıyan Orhan Bey ona aynı kendisinin davrandığı gibi kendisinin sarf ettiği kelimelerle cevap verince adam duruma ayıkıp “O Çocuk Sen misin?” diye sormuş ve o gün kendisini hatalı olduğunu kabullenmiştir.

“Mezar Soygunu” (S:159) hikâyesinde ise İstanbul’da bir adi suçlardan mimlenmiş birisinin lise talebesi köylüsü çocukları yalan ve baskı ile yeni ölmüş bir Hristiyan vatandaşın mezarını açıp değerli eşyalarını almaya çalışırken yaşanılan komik ama düşündürücü hırsızlık olayı anlatmıştır.

“Musa’nın Annesi” (S:167) hikâye başlığı bende önce Hristiyanlarla ilgili bir hikâye okuyacağız hissi uyandırmış daha sonra bu his Musa (a.s) ile ilgili Kur’an’da geçen bir kıssa veya hikâyeye atıf yapılacak hissi vermişti. Ancak Özer Ravanoğlu ağabey bütün bu tahminlerimi boşa çıkararak Bişkek’te hocalık yapan Raşit Bey ile kendisinde hasta olan annesinin ilaçlarını almak hususunda yardım edeceği kanaati uyandırdığı için onu kalabalıklar arasından seçerek bu talebini yalvararak ileten Tatar Türk Musa’nın annesi olduğunu görüyoruz. Türkiye Türk’ü olan Raşit Hoca Bişkek’te yaşayan Tatar Türk’ü bir çocuk olan Musa’nın Hasta olan annesi Rabia’nın ilaçlarını Türkiye’den getirttiği gibi henüz sünnet olmamış Musa ile beş yaşındaki kardeşi Süleyman’ı da ufak yollu bir tören ve yemek ikramını organize ederek sünnet ettirmiştir.

“Huda Razı Gelmez” (S:175) hikâye bilek hizasından eli olmayan bir kişin yaşadığı bir hikâye gibi görünse de hırsız veya gasıpların da merhametlerini olduğunu bir hikâyesidir. Bileğinden itibaren eli olmayan sadece koluyla ihtiyaçlarını gidermeye çalışan Hüsnü ile aynı evde kaldığı arkadaşı Hasan ile eve gitmek için gece saat 23.00 da Bişkek’teki Türk kahvesinden çıkarlar evin önüne gelip apartmanın cümle kapısından girerken önlerine iki kişi çıkar ve daha ne olduğunu anlamadan bunların suratlarına birer yumruk vururlar ve yıkarlar. Yerde yatar iken Hüsnü ve Hasan ikinci yumruktan yüzlerin korumak için elleri ile siper yapıp yüzlerini kaparlar. Bu esnada Hüsnün bir kolunda eli olmadığını gören kişi “Senin bir kolun yok. Sana vurmama Huda razı gelmez.” (S:177) der ve durur. Hasana vuracak olan adam da arkadaşı durduğu için durur. Böylelikle Hüsnü ve Hasan ikinci yumruktan kurtulur.

“Oş Şehrinden İntibalar” (S:181) aslında klasik hikâye formunda yazılmış bir hikâye değil. Bu hikâye Özer Ravanoğlu Ağabey’in Kırgızistan’ın Oş şehrinde MHP Milletvekili olduğunu tahmin ettiğim Mustafa Erdem isimli bir Türkiye Türkü ve kardeşleri tarafından yaptırılan cami inşaatında yaşadıkları ve karşılaştıklarını anlatıyor. Kırgızistan’da Lulu olarak isimlendirilen bizim Türkiye’de kendileri için Çingene dediğimizi ve hacca gidip hacı olduğunu ifade eden Bahtiyar adlı bir kişi ve oğlunu cami inşaatında Allah rızası için bir gün çalışmak istediklerini daha sonra olan depremde köylerinin camisi yıkıldığı için Özer Ravanoğlu Ağabeyden köyüne yardım edip bir cami yaptırması isteğini anlatıyor.

“Bir Virüsün İtirafları” (S:189

YORUM YAP

Bağdar Caddesi Escorthamile pornobodrum escortbahis siteleri yenigaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.tedxpenn.com/escort ankaraankara escorthttps://greenhousecraftfood.com/ataşehir escortBetofficeMebbistrendyol indirim koduPusulabetCasibomslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comstarzbet adamsah.netdeneme bonusucasibomstarzbetpiabetstarzbet girişstarzbet girişbahsegelbahsegelklasbahisankara kombi servisimersin günlük kiralık evbetturkeyBelge istemeyen bahis siteleritipobetgrandbettingtruvabetbahiscasinotarafbetbahiscommariobetbetistmarkajbetbetinematadornetcasibombelugabahisbetebet1xbetasyabahiscasinovalediscountcasinoelexbetfavoribahisbahiscombahiscombelugabahisbelugabahisbetistbetistceltabetceltabetklasbahisklasbahismariobetmariobetrestbetrestbettarafbettarafbettipobettipobetcasibomcasibomcasibomcasibomstarzbetsahnebetlimanbetredwinmatadorbetmatadorbetbetkombetkomcasibomsancaktepe çilingircasibomcasibomcasibomcasibom7slotsbahigobahis1000bahisalbaymavibaywinbetexperbetkanyonbetkolikbetkombetlikebetmatikbetnisbetonredbetorspinbetparkbetperbetroadbetsatbettiltbetturkeybetvole24wincratosslotelitbahisfavorisenfunbahisgorabethilbetikimisliimajbetintobetjasminbetjetbahiskralbetligobetlordbahismarsbahismeritkingmilanobetmobilbahismostbetmrbahisneyinenoktabetnorabahisoleybetonbahisonwinorisbetparmabetperabetpiabetpinuppokerbetapusulabetredwinrexbetromabetsahabetsavoybettingbetkombahis siteleriblackjack siteleriCasinoBonanzacasino bonanzadeneme bonusurulet sitelerisweet bonanzacasino sitelericasino sitelericasino sitelerisupertotobettulipbettumbetpadisahbetvdcasinovenusbetwinxbetbonusgaziemir çilingirtarafbetparibahisvdcasino girişmarsbahis7slotsasyabahisbahis1000bahisalbahsegelbaywinbetebetbetexperbetkolikbetmatikbetonredbetorspinbetroadbettiltbetturkeybetvolecasibomcratosslotdumanbetelitbahisextrabetfunbahisgorabetgrandpashabethilbetimajbetjasminbetkalebetkralbetlimanbetmaltcasinomarkajbetmatbetmilanobetmobilbahismostbetgirisneyinenorabahisonwinpalacebetparmabetperabetpokerbetaredwinrexbetrokubetsahabetsavoybettingtarafbettruvabettumbetxslotartemisbitbaymavibetebetbetkolikbetkombetperbettiltceltabetimajbetklasbahisligobetlimanbetmariobetmatbetneyinesahabetbetturkeyBeylikdüzü Escortistanbul escort bayancasibomSahabetportobetSekabetTipobet
escort Bağcılar escort Bahçelievler escort Bakırköy escort Bayrampaşa escort Beylikdüzü escort Güngören escort İstiklal escort Kadıköy escort Sultanbeyli escort Üsküdar escort Avsallar escort Mahmutlar escort Oba escort Mecidiyeköy escort Ölüdeniz escort Güllük escort Kültür escort Ataşehir escort Avcılar escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Adapazarı escort Yalıkavak escort güvenilir casino siteleri Yalova escort Muğla escort Aydın escort Çanakkale escort Balıkesir escort Tekirdağ escort Manisa escort Trabzon escort Kahramanmaraşescort Kütahya escort Osmaniye escort Sivas escort Tokat escort Çorum escort Yozgat escort Isparta escort Elazığ escort Ordu escort Edirne escort Erzincan escort Zonguldak escort Rize escort Uşak escort Kırşehir escort Erzurum escort Giresun escort Amasya escort Sinop escort Niğde escort Bolu escort Karaman escort Kırıkkale escort Bayburt escort Ardahan escort Gümüşhane escort Artvin escort Çankırı escort Bartın escort Sinop escort Bilecik escort Karabük escort Burdur escort Nevşehir escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kastamonu escort Düzce escort Aksaray escort Adıyaman escort Afyon escort Arnavutköy escort Bebek escort Beşiktaş escort Beykoz escort Beyoğlu escort Büyükçekmece escort Çatalca escort Çekmeköy escort Eyüpsultan escort Kağıthane escort Sancaktepe escort Sarıyer escort Şile escort Silivri escort Şişli escort Taksim escort Zeytinburnu escort Aliağa escort Balçova escort Bayındır escort Bayraklı escort Bergama escort Beydağ escort Bornova escort Buca escort Çeşme escort Çiğli escort Karşıyaka escort Fehiye escort Marmaris escort Gaziemir escort Dikili escort Menderes escort Menemen escort Torbalı escort Atakum escort Çerkezköy escort Yenişehir escort Bodrum escort Toroslar escort Tarsus escort Silifke escort Mezitli escort Erdemli escort Anamur escort Akdeniz escort Melikgazi escort Elbistan escort Lüleburgaz escort İzmit escort İlkadım escort Çorlu escort Battalgazi escort Yeşilyurt escort Milas escort Ceyhan escort Çukurova escort Kozan escort Sarıçam escort Seyhan escort Emirdağ escort Sandıklı escort Merzifon escort Suluova escort Taşova escort Altındağ escort Batıkent escort Çankaya escort Çubuk escort Etimesgut escort Haymana escort Kahramankazan escort Keçiören escort Kızılcahamam escort Mamak escort Polatlı escort Pursaklar escort Sincan escort Ulus escort Yenimahalle escort Aksu escort Alanya escort Belek escort Demre escort Döşemealtı escort Elmalı escort Finike escort Gazipaşa escort Kaş escort Kemer escort Kepez escort Konyaaltı escort Korkuteli escort Kumluca escort Lara escort Manavgat escort Muratpaşa escort Serik escort Side escort Didim escort Efeler escort Nazilli escort Söke escort Altıeylül escort Ayvalık escort Bandırma escort Bigadiç escort Burhaniye escort Dursunbey escort Edremit escort Erdek escort Gömeç escort Gönen escort Havran escort İvrindi escort Karesi escort Kepsut escort Susurluk escort Büyükorhan escort Gemlik escort Görükle escort Gürsu escort Harmancık escort İnegöl escort İznik escort Karacabeyescort Kestel escort Mudanya escort Mustafakemalpaşa escort Nilüfer escort Orhangazi escort Osmangazi escort Yıldırım escort Biga escort Çan escort Gelibolu escort Karahayıt escort Merkezefendi escort Pamukkale escort Keşan escort Aziziye escort Palandöken escort Yakutiye escort Odunpazarı escort Tepebaşı escort Araban escort İslahiye escort Karkamış escort Nizip escort Nurdağı escort Oğuzeli escort Şahinbeyescort Şehitkamil escort Yavuzeli escort Bulancak escort Espiye escort Görele escort Altınözü escort Arsuz escort Antakya escort Defne escort Dörtyol escort Erzin escort Hassa escort İskenderun escort Kırıkhan escort Kumlu escort Payas escort Reyhanlı escort Samandağ escort Eğirdir escort Yalvaç escort Foça escort Karabağlar escort Kemalpaşa escort Kiraz escort Kınık escort Konak escort Narlıdere escort Ödemiş escort Tire escort Urla escort Safranbolu escort Akhisar escort Alaşehir escort Kırkağaç escort Salihli escort Sarıgöl escort Şehzadeler escort Soma escort Turgutlu escort Yunusemre escort Akkışla escort Bünyan escort Develi escort Kocasinan escort Talas escort Yahyalı escort Gazimusağa escort Girne escort İskele escort Lefke escort Lefkoşa escort Başiskele escort Çayırova escort Darıca escort Afşin escort Dulkadiroğlu escort Göksun escort Onikişubat escort Türkoğlu escort Kızıltepe escort Mut escort Dalaman escort Gümbet escort Datça escort Kavaklıdere escort Köyceğiz escort Menteşe escort Turgutreis escort Ula escort Yatağan escort Fatsa escort Altınordu escort Ünye escort Düziçi escort Kadirli escort Ardeşen escort Akyazı escort Arifiye escort Erenler escort Geyve escort Hendek escort Karasu escort Kaynarca escort Sapanca escort Derince escort Dilovası escort Gebze escort Gölcük escort Kandıra escort Karamürsel escort Kartepe escort Körfez escort Akşehir escort Beyşehir escort Bosna escort Ereğli escort Karapınar escort Meram escort Selçuklu escort Gediz escort Simav escort Tavşanlı escort Doğanşehir escort Bafra escort Çarşamba escort Boyabat escort Kapaklı escort Süleymanpaşa escort Erbaa escort Niksar escort Turhal escort Akçaabat escort Of escort Ortahisar escort Yomra escort Armutlu escort Çiftlikköy escort Çınarcık escort Akdağmadeni escort Boğazlıyan escort Sarıyaka escort Sorgun escort Alaplı escort Çaycuma escort Devrek escort Ereğli escort Kilimli escort Kozlu escort