“Taş Medrese”Sayın Devlet Bahçeli’nin himâyeleri ve mânevî mimarlığı sâyesinde bugün umûm Türklüğün ideolojisi olma yolunda gerekli temel taşı durumuna gelmektedir. İşte siyâsî destek ve kucaklama Anadolu çocuklarına böylece ayrı bir moral ve güç verecek İstanbul escort bayan boyutlara ancak bu şekilde ulaşabilecektir. Peki “Taş Medrese nedir, bu çığlıktan ne anlıyorsunuz” sorularının cevabı Hoca Ahmed Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Necmeddin Kübra ve Nesimi’dir. Bu husûs beyinlere oturması gereken bir öğretidir. Şüphesiz ki Mustafa Kemal hayatta olsaydı bu düşüncenin en büyük himâyedarı olurdu. Bu sebeble “Taş Medrese” Milli Mücâdele’nin başlangıç yıllarının “Karakol Teşkilâtı”dır da diyebiliriz.
Atatürk’in CHP’si ile İsmet Paşa’lı yıllardan sonra yollarımız ayrılmıştır. Gerek 40’lı yılların savaş ortamı ve gerekse marksistlerin buraya yığılmaları sonucu Atsız Beğ’in şahsında Türkçüler’e karşı tavır alınması ayrışmanın çizgilerini koyulaştırmıştır. Kazım Karabekir ve Mareşal’ın teşebbüs ve ısrarları bile Sovyet zorlamalarının önüne geçmeye yetmemiştir. ”1944 Milliyetçilik Olayı” ve tabutluk hâdiseleri doğrudan doğruya Stalin’in sıkıştırmaları sonucu sahneye konmuştur. Hasan Ali Yücel’in Köy Enstitüleri’nde hortlayan Sovyetçilik ve komüncülük dahi bu yılların bunalım politikalarının mahsulleridir. Maalesef DP’nin yanlış İslâmcılık ve İslâm düşünceleri de büyüklerimizi tatmin etmediği için hiç de tasvip etmediğimiz 27 Mayıs İnkılâbı evvelâ bizim gözlerimizi oymuştur. Ülkücülerin “Ne Amerika, Ne Rusya” çıkışları ise “Komünizan” fikir ve eylemlere karşı panzehir olması gerekli iken “Faşist Türkeş” gibi tamamen Moskova düzmecesi olan sokak filozofluğuna dönüşmüştür. Bu yılların Demirelli iktidarların Mecidiyeköy escort ve 12 Eylül darbesinin ise kazancı “Fundamentalist” ve “Bölücü” görüşleri ortaya çıkarmasıdır. İşte şimdi ülkemiz bu yorgunluklardan bitab vaziyettedir.
İşte bu “şerait”içinde “Taşmedreseliler” birazı Tanrı katına göçerek birazı da 1944 “Tabutlukları”nı fersah fersah geride bırakarak çok ağır olan “Bohça”yı sırtlamıştır. Siz 12 Eylül tabutluklarını biliyor musunuz? Ben gördüm; ki Allah kimseyi o canilerin eline düşürmesin… Aradan 33 sene geçmesine rağmen sanırım hâlâ çile dolduranlar var. Vücûduna elektirik verilip hadım edilenleri, kamyon lastiğinin içine sığdırılıp döndürülenleri hiç tasavvur edebilir misiniz? İstiklâl Marşı söyledilirken coplanıp milli marşa küfrettirilmek insanların ızdırabını anlayabilir misiniz? Öyle 12 Eylül yıldönümlerinde TV’ye çıkıp bir vatansızla fiyaka atmak kolay! Kendini boyattırıp objektif karşısına geçmek ucuz işlerdir. Allah aşkına siz hiç katil oldunuz mu? İşte en az 5000 ülkücü böyle damga yedi ve hâlâ sicilleri bozuk.. Bizler kaatil de sayıldığımız için daha onun içinden çıkamamışızdır! Şimdiler de gerçek kaatil olan “Cuntacılar” yargılanıyormuş bana ne? İşkenceciler nerede,14 yaşındaki çocukların eline silâh veren provakörler nerede? Mahkemelere müdâhil olacakmışım! Ne için? Yani o iki bunak ihtiyarı assanız bile ne olur? Benim oyuncak olan geçmişimi geri getirebilir mi?
Şükür ki taşlar yerine oturuyor. ”Taşmedrese” ülkücülüğün lokomotifi oluyor. Beni bu ilgilendiriyor. Çünkü yarım kalmış hesabımızı ancak onlar temizleyebilir. Öteye beriye sürtünmek artık anlamını kaybetmiştir. Önce ANAP, sonra DOĞRU-YOL ve en sonra da AK-İSLAM’cıların yörüngesinden bir an önce çıkmak gerekiyor. Sizi hiçbir vaat aldatmasın. AKP içinde en az %20 ülkücü rey var. Havadan mı devşirdiler %50’yi.. Söyleyin bakalım! Başka yerde, kardeş partide falan bir kişi kalmamalı. Kişileri değil toplulukları “cemaat” adına kimlerin yönetip yönlendirdiği bellidir. İslâm için müzaharet mi araıyoruz? Allah ile kulun arasına girilmemesini en güzel Atatürk ifâde etmiştir. Kimsenin bize bu hususta yol göstermesine ihtiyacımız yoktur. İbni Haldun’u, Hz.Mevlâna’yı ceza evinde ezberleyenleri tanıyorum. Biliyor musunuz tıpkı Necmeddin Kübra gibi olun! Vaatlere kanıp ırkınıza, milletinize, camianıza ihanet etmeyin.. Avcının kekliği gibi kardeşinizi avlatmak yerine birleşerek mücâdele edin. Çünkü o Necmeddin Kübra ki Cengiz Han’a kafa tutmuş vaatlere aldanmamış, ”Benim 70.000 insanım ne olacak” diye kılıcını salladığı Moğol askerinin bir tutam saçı da bir türlü açılamayan avucunun içinde kalarak Tanrı’ya yürümüştür. Tıpkı 80’den önce “Taşmedreseciler” yanıbaşındakilerin yaptığı gibi. Emir Timur “Şam’da İbn-i Haldun’a biz “Ne Alevi ne de Şiiyiz, Ehl-i Sünnet vel-cemaatız” deyip, Ehl-i Beyt canilerinden Yezid’in mezarını kazıp atmıştır.. İşte “Taşmedrese”linin yolu bu kutlu yoldur. Yeğenim Gültekin Öztürk doğru diyor: ”Ülkücünün adresi MHP’dir”.. Kutlu olsun haydin seçimlere.. Sağlıcakla kalın.