Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin dört bir yanındaki kiliselerin restorasyonu için Bakanlık bütçesinden milyonluk ödenekler ayrılırken, Giresun Müze Müdürü Hulisi Güleç’in, “Sadece Meryem Ana Manastırı değil çok önemli kiliseler de burada bulunuyor. En kısa zamanda o kiliselerin restorasyonlarına da başlayacağız” sözleri olayın vahametine ışık tutuyor.
Doğu, Batı, Kuzey, Güney demeden Türkiye’nin her yerinde kiliseler restore edilip, azınlıkların hizmetine sunulmaya devam ediyor. Türkiye’deki Müslümanlar, kendi camilerini devletten hiçbir yardım almadan kurduğu dernek ve vakıflarla çoluğunun çocuğunun nafakasından kısarak açmaya çalışıyor. Fakat kiliseler, havralar, manastırlar devlet bütçesinden milyonlarca lira harcanarak ihya ediliyor. Karadeniz’de Pontus’u uyandırma peşinde olan Rumların manastırları bir bir açılırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı yeni restorasyonlar için ödenek ayırmaya devam ediyor. Türkiye’de bunlar yaşanırken, Kıbrıs üzerinde de benzer oyunlar oynanarak Kıbrıs Rumlara peşkeş çekiliyor.
Restorasyon Bu Yıl Bitiyor
Türkiye’nin ikinci büyük manastırı olan Giresun Meryem Ana Manastırı’nın restorasyon çalışmaları bu yıl bitiriliyor. Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi Kayadibi köyünde bulunan Meryem Ana Manastırı’nın devam eden restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Giresun İl Kültür Ve Turizm Müdür Yardımcısı Hüseyin Günaydın, Meryam Ana Manastırı’ndaki restorasyon çalışmalarının 3 yıldır devam ettiğini belirterek, bu yıl içerisinde çalışmaları bitirmeyi plânladıklarını belirtti Meryem Ana Manastırı’nın milattan sonra ikinci yüzyıldan itibaren kullanıldığını düşündüklerini belirten Giresun Müze Müdürü Hulisi Güleç ise, “Biz 1992 yılında buranın restorasyon yapılmasına ve buraya ulaşımın kolaylaşması için çalışmalara başladık. 2011 yılında manastıra arkeolojik kazı yaparak öncelikle arkeolojisini çözmeye çalıştık. Arkeolojik kazı sonucunda ihalesi yapıldı ve 2012-2013 yıllarında ihale devam etti. Şimdi ise içinde bulunduğumuz 2014 yılında ihale ve restorasyon kısmı tamamlanarak turizme açılacaktır” dedi.
İcazet Patrikten
Manastırın restorasyon sebebine din turizmi kılıfını giydiren Giresun Müze Müdürü Güleç, “Seyahat acenteleri ve tur operatörlerine burası için hazırladığımız broşürleri göndererek Şebinkarahisar ilçemizde tıpkı Trabzon Sümela Manastırı gibi bir manastırın olduğunu ve onun kadar önemli bir büyük değer taşıdığını göstererek tanıtım yapacağız. 2011 yılında proje hazırlanırken sanat tarihi danışmanımızla birlikte Rum Patrikhanesi’ne giderek Rum Patriği Bartholomeos ile görüşüldü. Burası ile ilgili kayıtlar elde edilmeye çalışıldı. Ancak çok fazla bir bilgi elde edilemedi. Biz yine de orijinal yapısını baz alıp ona bağlı kalarak turizme kazandırmayı planlıyoruz” diye konuştu.
Kilise Seferberliği Devam Edecek
Bana göre Sümela Manastırının önemi ne ise Meryem Ana manastırı’nın da önemi odur diyen Güleç, “Aynı Mimari tarza ve aynı coğrafyada yapılmış. Sarp bir kayalığın ortasında yapılmış muhteşem bir yapı. Kültür Bakanlığı olarak bizim bildiğimiz bir Sümela Manastırı bir de burası Meryem Ana Manastırı bulunuyor. Onun dışında bölgeye yapılmış başka bir manastır bulunmuyor. Bu açıdan Şebinkarahisar ilçesi inanç turizmi bakımından önemli bir yer. Sadece bu manastır değil çok önemli kiliselerde burada bulunuyor. En kısa zamanda o kiliselerin restorasyonlarına da başlayacağız” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Rum Ablukası Altında
Önceki gün Mağusa Suriçi’nde yer alan Nestoryan Kilisesi’ni 58 yıl aradan sonra Rum ayinine açarak diyalog mesajları veren din adamları ve siyasetçiler, Kıbrıs’ı Rumlara yem etmeye hazırlanıyor. Kilise’nin 58 yıl aradan sonra Rum ayinine açılmasını siyasi olarak değerlendiren onlarca yüzlerce Kıbrıs Türkü ayine tepki gösterirken, yetkililer halkın bu tepkisini görmezden geldi. Ayine gelen tepkiler nedeniye 450 polis görevlendirildi.
“İstekler arasında dağlar kadar fark var”
Rumlar Kıbrıs’ta dini manada istediklerini elde etmeye devam ederken, devam eden müzakerelerde de Kıbrıs üzerinde ciddi oyunlar oynandığı görülüyor. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 11 Şubat’ta yeniden başlayan Kıbrıs müzakerelerinde Rumların bir çok yeni talepte bulunduğunu belirterek, “160 bin Rum’a yetecek toprak ve Türklere kalacak yerlerde de 60 bin Rum’a, 74 öncesinde bıraktığı mülk konusunda ilk söz hakkı istiyorlar” dedi. Bu denli büyük bir toprak tavizinin imkânsız olduğunu belirten Eroğlu, iki taraf arasındaki talepler arasında dağlar kadar fark olduğunu söyledi.