h YALÇIN: “Havuz medyasına mensup bazı böceklerin MHP’ye yönelik saldırılarına cevaben” başlıklı bir basın açıklaması yaptı.
Yalçın’ın basın açıklaması şöyle:
AKP iktidarı, kamuoyu gündemine tutunabilmek için kendisine bir havuz medyası üretmiş ve burada beslediği bir takım asalakları semirterek medya böcekleri hâline getirmiştir. Son yıllarda Abdülkadir Selvi adında yeni bir medya böceği türemiştir. Selvi o kadar sahibinin sesi ve o derece Tayyip Erdoğan bendesidir ki “Abdültayyip Selvi” unvanını hak etmektedir. Bahar ayları boyunca Abdültayyip böceğinin vızıldamalarında dikkati çeken bir artış gözlenmektedir.
Tayyip Erdoğan’ın yeni böceği Selvi, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili çatı adayı konusunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı görüşmelerin her ayrıntısını biliyormuşçasına iddialarda bulunmaktadır. Erdoğan tarafından kısmen ehlileştirilmiş bu yabani böcek; Gül’leri, Çiçek’leri dolaşmaya gönderilmiş olmalı ki 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i önerdiğini öne sürmüştür. Bu anlaması, idraki kıt ve şaşkın gazeteci ya lafı tersinden anlamakta veya uydurmaktadır.
Demek ki Abdültayyip böceği Sayın Bahçeli’nin görüşmelerin sırasında telekulak olarak gizlenmiş, dinlemiş ve duyduklarını(!) kamuoyuna aktarmıştır.
Erdoğan’ın gözde medya böceği Selvi, daha önce de MHP binasının önüne gelip telekulaklık yapmış, partimizi dinlemiştir. Telekulaklık ve röntgencilik, muhalefetin niyet ve hedeflerini öğrenip zayıf yönlerini teşhir etmek için AKP iktidarının öteden beri kullandığı ahlak dışı yöntemlerdendir.
Teşbihte hata olmaz, “ehliyetsiz insanlara mevki vermek şebeği ağaca tırmandırmaya benzer. Zira şebek ağaca çıktıkça kaidesi görünür.” Abdültayyip Selvi de aslında gazetecilik liyakat ve ehliyetinden mahrum olmasına rağmen AKP yardakçısı olması hasebiyle iktidar ağacına tırmandırılmıştı
Anlaşıldığı üzere havuz medyasının böcekleri, Ağustos ayı yaklaşırken cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Şubatçılarla onu tasfiye etmek isteyenler arasında geçeceği algısını yerleştirmeye çabalamaktadır. Türkiye’de giderek yükselen milliyetçi fikirleri gözden düşürmek ve kuvvetli esen milliyetçilik rüzgârını durdurmak gayesiyle bu cereyana yakın duran herkes, her kesim 28 Şubatçılıkla yaftalanmaktadır
Ancak hemen belirtelim ki AKP’nin karşısında yüzde 57’yi bulan cepheyi 28 Şubatçılar olarak gösterme gayretkeşliği beyhudedir. Ayrıca MHP’nin 28 Şubatçılıkla ilgisi yoktur ama AKP’nin 28 Şubat bataklığında bitmiş bir ısırgan otu olduğu kesindir. Ne kadar parazit varsa bu otun gövdesine tutunmuştur. Bütün marifetleri milletin kanını emmektir.
Türkiye 28 Şubat sürecini çoktan aşmıştır. Buna karşılık Tayyip Erdoğan marifetiyle Türkiye’de 28 Şubat’a rahmet okutan bir ara rejim tesis edilmiştir. Tayyip Erdoğan’ın gayrimillî politikaları karşısında Türklüğe sahip çıkan ve üniter devleti savunan güçlü bir milliyetçi refleks oluşmuştur; MHP’de bu refleksin baş aktörüdür. Yandaş medya bunu gözlerden kaçırmayı başaramayacaktır
28 Şubat süreci bir askerî vesayet dönemidir. Askerî darbeler ve vesayetten Türkiye’de en çok mustarip olan kitle MHP’dir. O bakımdan bu böyle bir sürece katkıda bulunmayacak yegâne camia ve kitle MHP’nindir. Türkiye’de fikirleri ve mücadelesi yüzünden binlerce şehit cenazesi kaldırmış bir başka millî hareket de yoktur. Buna karşılık AKP 28 Şubat zihniyetine daha layıktır. Kendilerinden olmayanı ötekileştiren, dışlayan, ülkeyi sert ve hoşgörüsüz bir parti oligarşisiyle yöneten bu iktidar, 12 yılda 28 Şubat zihniyetinden daha beter bir TOMA’lı rejim tesis etmiştir. Erdoğan vatandaşın ensesinde TOMA pişirmekte, Abdültayyip Selvi gibi medya böcekleri de üstlerinde kanat çırpıp vızıldamaktadır.
Dikkat edilecek olursa MHP’nin temasları bütün toplum kesimlerini alan en geniş mutabakatı arayan temaslardır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hayattaki sivil cumhurbaşkanları
Kendi vatandaşına “Yahudi dölü!” diye bağırabilen, Soma maden faciasında 301 kişi öldüğü hâlde “Bunlar işin doğasında vardır.” diyerek küçümseyen ve kendi halkıyla ilgili yüreğinde en küçük merhamet kırıntısı bile bulunmayan bir Başbakan’ı cumhurbaşkanı yapmak maksadıyla en aşağılık yaltaklanmalar ve methüsenalar dizmek için, Abdültayyip Selvi gibi akıl fukarası olmak gerekir.
AKP yıllarca askerlerin ve “laikçi” kesimin yanlışlarından faydalanarak halkın değerlerini ve inançlarını istismar etmiştir. 12 Eylülcülerden hesap soracaklarına ve ileri demokrasiyi getireceklerine dair millete vaatlerde bulunmuş, maalesef bu yolda milliyetçi-muhaf
AKP iktidarı ve şakşakçıları şimdi de 28 Şubat istismarı yapmaktadır. Ancak yalancının mumu Ağustos’a kadar yanacak ve Ağustos’ta bu kendini beğenmiş ve toplumdan kopuk iktidara gereken dersi halk verecektir. Cumhurbaşkanlığı seçimi, medya böceği Selvi’nin iddialarının aksine Türk milletini yok sayanlarla memleketi Erdoğan belasından kurtarmak isteyenler arasında geçecektir. Havuz medyası; Tayyip Erdoğan’ın tasfiyesi hâlinde iktidar tarafından sunulan imkân ve dünyalıkların ellerinden gideceği, durdukları yerin altlarından kayacağı telaşı içindedir. Onun içindir ki bilcümle medya böcek ve fareleri kemirgence partimize saldırmaktadırla
Unutulmasın! Bir gün AKP iktidarının kurduğu ara rejim son bulacak ve MHP yine siyasette var olacaktır. O zaman Abdültayyip Selvi başta olmak üzere zülüm, iftira, karalama, kin, nefret ve entrika üreten kapıkullarına bu ihanet iktidarına sundukları hizmetlerin hesabı sorulacaktır. Selvi gibilerin yaptıkları yanlarına kâr kalmayacak, emdikleri kul hakları burunlarından gelecektir.