Ali BADEMCİ
Nihâyet Amerika dediğini yaptırarak Türkiye üzerinden peşmergenin Kobani’ye geçişine izin verdi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın Kürtlere karşı horozlanmasından bunu anlamalıydık. Boşu boşuna 40 insan canını kaybetti ve milyonlarca dolarlık tahribat meydana geldi. Fâilleri ara ki bulasın; tam da HDP’nin dediği oldu. Bizim, kabul etmeseler de vatandaşımız olan Kandil eşkıyaları nasıl olsa Barzani topraklarında onlarla beraber yaşıyorlar; bari peşmergeye dâhil olsunlar da işin ciddiyetini görelim. Ülke içinde heveslenenler de geçişlerde rahatlıkla peşmergeye katılabilirler. Var mı eksik kalan taraf; herhâlde örgütün istedikleri eksiksiz verilmiştir. Bu nahoş manzara karşısında cidden IŞİD taraftarı olmamak mümkün değil! Dünya adamların üstüne geliyor!
Bizim Devlet ve Hükümetimizin istekleri zaten hiçbir zaman ABD’nin gündeminde yoktu; kırk defa açıkladılar. Fakat Devlet ve Hükümet başkanımız hâlâ Güvenli Bölge ile kendini teselli ediyor. Akil adamların ne ahkâm kestiğini çok tâkip etmedim; çünkü bunların devlet ve millet yanında olacağına inanmıyorum. En doğrusu artist kardeşimiz yapmış ve “Apo Kürtlerin önderidir” demiş. Halbuki sözüm ona bu hakikat bizim devlet görüşümüzdü ve bizler bunu biliyorduk; kaç kere de bu siyah beyaz filmi seyrettik. Bu arada mavi gözlü Kürt Hülya Avşar da, akilliği reddetmiş; Ertuğrul Özkök yazdı. Prof. Murat Belge de, ikinci defa akilliği kabul etmemiş, bâri şu işi Özkök’e verselerdi; ne kadar da iyi olurdu. İdeolog Prof. Doğu Ergil de, Kürtlere verilen hakları az bularak akillikten yan çizmiş. Anlayacağınız bizim İslâmcı geçinen İmam Hatipliler, Başbakan’ın konuştuğu salonu doldurmuş! Yâni, doğrusu İslâmcılara Kürtçülük de pek yakışır; öyle ya Atatürkçü olma da ne olursan ol! Bu adamları biz milliyetçiler zaten 50 yıldan beri bir türlü anlayamadık; bir tarafta şeriat peşinde koşan IŞİD’çiler, bir tarafta Marksist Kürtçüler, Her ikisi de hayırlı olsun!
Gün ola kervan döne; mutlaka bu millet bu gidişatın da altında ezilmeyecektir. Lâkin bizim de kendimize çeki düzen vermemiz gerekmiyor mu? Allah aşkına MHP mi açıklar, CHP mi, orasını bilemem ama bu konuda ne düşünüyoruz? Seçim gelip de siyasetin çatısı çökmeden fikirlerimizi ve olması gerekeni açıklamak gerekmiyor mu? Elbette herkes yanlış yapıldığının farkındadır; peki doğru nedir veya ne olmalıdır? Birbirimize nutuk çekmesini çok iyi biliyoruz da, önümüzdeki tehlikeyi neden sandığa gömmüyoruz! Şu milliyetçiler ve Atatürkçüler bu kadar güvenilmez insanlar mı? Sahte bir bahar yaşadığımızın neden farkında değiliz? Dış borç 5’e katlamış; devlet adamlarımız tam kral hayatı yaşıyor; badanası bozulan devlet binalarının yerine hemen yenileri yapılıyor! Usulsüzlük, adam kayırmacılık, hırsızlık, yolsuzluk almış başını gidiyor! Artık nâmuslu olması gerekenler de bu kervana katılmış; neyi idâre edelim diye mesaj atıyorsunuz!
Eskiden yolsuzluğu elindeki büyük imkânları kullanarak iktidar mensupları yapardı; şimdi herkes yapıyor! Örnek bir idâreyi, örnek bir insanı nerede bulacağız? Bizim ülkücü gençler her gün Kaf Dağı’na giderler de, gözlerinin önünü görmezler. Bu kafa ile bakkala gazoz almaya bile gidilmez!
Hoşçakalın.