Ali Bademci
Önümüzdeki seçimlere ne kadar önem veriyorsunuz bilmiyorum, ama gerçekten ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası. Siyaseti dizayn edenler, elbette MHP’nin başarısız olmasını ve hele hele Meclis dışında kalmasını istemiyor. Bu sebeple o “Küçük olsun bizim olsun” gibi saçma bir sloganı bugünkü yönetime yakıştıranlar halt ediyor. Hele hele “Barajı aşmasınlar da akılları başlarına gelsin.” gibi tamamen ihanet mahsulü düşünceleri de bir kenara bırakın. Ne MHP’nin meclis dışında kalması mümkün, ne de küçük olmasını ve öyle kalmasını isteyen var! Bu sebeple bilerek ve bilmeyerek, değişik mihraklardan etkilenen“Münekkit” takım elbette avcunu yalayacaktır!
Türkiye, AKP iktidarının başından beri korkunç bir değişim yaşamaktadır; bunun ne kadar farkındayız veya değiliz, esas tartışılması gereken budur. Böyle bir değişim ve başkalaşmada MHP’nin dışarıda kalması elbette kimsenin işine gelmez; şartlar ne olursa olsun, Türk Milleti böyle bir şeye müsaade de etmez. Bu sebeple MHP’nin dışarıda kalmasından ziyade, küçük ve etkisiz olmasını isteyen muazzam bir mühendislik çalışması var. Bu çalışmaların ilk amacı, elbette temsili kemiyet olarak düşük tutmak ve hepsinden önemlisi vasıfsız kişilerden oluşturarak etkisini oldukça azaltmak. En önemli husus budur ve MHP’nin meclis gurubunun donanımsız kişilerden oluşması mühendislerin önündeki etkili çalışmadır.
Elbette Türkeş Bey’in tek milletvekili ile ülke politikasında etkili olması ve 16 kişilik temsille meclisi salladığı günlerin izleri hatırlanmaktadır. Alparslan Türkeş, Nevzat Kösoğlu, Agah Oktay Güner gibi donanımlı insanlarla temsil edilen ve vekil olmamakla birlikte, MHP’nin alt yapısını oluşturan Gün Sazak gibi dev isimleri bir düşünün! Gün Beyefendi katledilerek, başta Türkeş olmak üzere diğer arkadaşların 1980 zulmüne tabi tutulmasını bir daha ve dikkatle inceleyin! Kösoğlu’nun yargılamalarda erkekçe duruşunu da lütfen bir daha gözden geçirin. İşte o zaman MHP’nin o devirdeki azametini anlayacaksınız. Bugün devasa bir kitle olan ülkücüler, mutlaka o şanlı direnişi anlamak ve değerlendirmek zorundadır. Bizler bunların içinde bulunduk, yaşadık ve gördük. Gün Beyefendi gibi idealistler, Kösoğlu gibi yiğitler Melis’te olduktan sonra siz hiç telâşlanmayın. Lâkin artık zamana, zemine ve hain pusunun şekil değiştirmiş projelerine karşı donanımlı insan sayısının artması gereklidir. Yoksa kimse kimsenin vekil olmasına karşı değildir. Herkes kendini dev aynasında görür, ama gerçekte durum böyle değildir; terazide tartılmayı ve en önemli olan tartmayı mutlaka bilmemiz gereklidir.
İktidar 400 milletvekilinden bahsediyor ki, daha rahat çalışsın ve daha rahat anayasa ve düzen değiştirebilsin diye. Türkiye “Yağma Hasan’ın böreği” gibi tezgâhta duruyor. Küresel imparatorun iştihası kabarmış, elbette böreği parçalara ayırarak tezgâhtan kaldırmaya hazırlanıyor; Osmanlı da aynı böyle olmamış mıydı? Kırım Harbi’nde seni desteklediler, lâkin öldürücü darbeyi 93 Harbin’de Çar ordularına vurdurarak güçsüz ve takatsiz bir devleti, XX. yüzyıla taşıdılar. Cihan Harbi çırpınışları ve 2,5 milyon Türk’ün, Anadolu insanının katledilmesi pahasına ülke taksime tabi tutuldu ve şimdi elimizdeki yurdu bir yiğit adamla kurtarabildik. İşte “tekerrür”dedikleri tarih budur. Hiç kendinizi boşa yormayın; şimdi yine aynı günlerin arifesindeyiz.
Sevindiricidir ki, taş kafa yılların CHP’si bunun farkına varmazken, Kılıçdaroğlu ihaneti fark etti ve sağcı-solcu-islâmcı ayırımı yapmadan, vatansever ve donanımlı insanlara yöneliyor. Peki, biz ne yapıyoruz; hâlâ eski generaller ve acemi çaylaklardan umut bekliyoruz. Elbette bunlar arasında da pek donanımlı ve hazır insanlar mutlaka vardır. Lâkin davanın içinden gelmiş, türlü imtihanlarla kendini ispat etmiş zincirlere gerilmiş, dünya kadar donanımlı ve yetişmiş insanlar var. Bunlara en az %25 gibi bir kontenjan yaratılamaz mı? Bakınız bölücüler bile en vasıflı ve yetiştirilmiş insanları ileri sürüyorlar; bunların şahsi profilleri parti profilinin çok önünde iken, MHP neden sadece parti profiline teslim oluyor?
Bu satırlardan alınmayacak ve kızmayacaksınız! Sorumlular olarak şöyle başınızı elleriniz arasına alıp düşüneceksiniz! Sanıyorum, MHP hizipçiler ve cemaat bağımlılarından kurtuluyor; demek ki aslına dönmek için karar verenlerin önünde engel yok! Kendine bile hayrı olmayan insanlarla netice alınamadığı da ortada; muhakkak liderin anlaşabileceği genç ve dinamik insanlar önde olmalı, ama tecrübe, liyakat, hitabet, düzgün ve vasıflı temsil hiç mi önemli değildir!
Şahsen, ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar MHP’siz bir Meclise dayanamayız; iyi ki varlar! “Ya olmasalardı” diye bir alternatif var, bunu düşünebiliyor muyuz? Ordu yener de yenilir de; lâkin güçlü ise katiyen yenilmez! Pehlivanı iyi seçerseniz er meydanı sizindir; fakat sürekli yenilmiş bir pehlivanla yarışamazsınız ve kaybedersiniz! Şimdi ülkücülüğün böyle yiğit, kararlı, donanımlı insanlarla temsil edilme zamanıdır, hiç korkmayın o zaman içeride de yıkıcılarla karşılaşmazsınız!
Saygı ile.