MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, milletvekillikleri ve bakanlıkların konfor değil, onur makamları olduğunu belirterek, “AKP’nin kurduğu mahkemeden takipsizlik, AKP’lilerin çoğunlukta olduğu komisyondan ‘Yüce Divan’a gerek yok’, AKP’nin hakimiyeti altındaki TBMM’den ‘hayır’ kararı aldırmak onca somut iddialardan bakanları kurtaramaz” diye konuştu. MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, TBMM Genel Kurulu’nda, Meclis’teki Yüce Divan oylamasına ilişkin, “50’ye yakın AKP milletvekilinin ‘yolsuzluk var, Yüce Divan’a gitsinler’ yönünde oy kullanmasını ihanet olarak nitelemek vahim bir durumdur” dedi. Vicdanının sesini dinleyen 50’ye yakın AK Parti milletvekilinin “yolsuzluk var, Yüce Divan’a gitsinler” yönünde oy kullanmasını “ihanet” olarak nitelemenin vahim bir durum olduğunu ifade eden Yeniçeri, şunları söyledi. AKP ve Suç Ortağı HDP Çözüm süreci sayesinde Güneydoğu’da güvenlik, düzen ve kontrol PKK milislerinin eline geçmiştir. AKP hükümeti bölgede meydana gelen olayları için yaptığı tek şey Öcalan/BDP ve Kandil’den yardım talep etmektir. AKP hükümeti 26 gün şehirlerarası bir yolun PKK çeteleri tarafından kapatılmasına ses çıkarmamıştır. Mahallelerin giriş ve çıkışını hendeklerle kapatan ve özerklik ilan eden PKK’lı eşkıya sürüsüne AKP müdahale ettirmemiştir. Çözüm süreci zarar görmesin diye devletin ve milletin bölgeden sürülmesini AKP seyretmektedir. AKP devletin egemenlik hakkını PKK ile paylaşarak büyük bir suç işlemiştir. BDP’nin 6/7 Ekimde “sokakları Kobani’ye çevirin!” talimatlarıyla başlayan ve elli civarında vatandaşın öldürülmesiyle sona eren eylemler dolaysıyla AKP suç ortağı BDP hakkında işlem dahi yapamamıştır. PKK silahlı mücadele ile iradesiz AKP’ye diz çöktürmüştür. AKP ise çözüm silahla değil müzakere ile olur diyerek bölge halkını, PKK’nın silahlı militanlarına teslim etmiştir. AKP’nin bu politikası bölgede korucuları, devlete bağlı halkı ve devleti sahipsiz bırakmıştır. Sonuçta korumasız bırakılan insanlardan hali vakti yerinde olanların bölgeden batıya göçü hızlanmıştır. PKK bölgede haraç toplamakta, yargı yapmakta, yol kapamakta, kimlik sormaktadır. Devletin güvenlik güçlerinin ise AKP tarafından eli/kolu bağlı olanı biteni seyretmektedir. Güneydoğu’da bıçak kemiğe dayanmıştır. Halk ‘ya Devlet Başa ya PKK leşe’ sloganı atmaya başlamıştır. AKP’nin İmralı’yla Türkiye’ye Kurduğu Komplo 7 Haziran seçimleri sonrasında AKP’nin anayasayı değiştirerek Öcalan’ın serbest bırakması ve Güneydoğu’ya demokratik özerklik verilmesi karşılığında HDP’nin parti olarak seçime girmesinin kararlaştırıldığı anlaşılıyor. AKP’nin yandaş araştırma merkezleri ve araştırma şirketleri de HDP’nin yüzde on barajını aştı aşıyor türünden cesaret verici anketler yayınlıyor. Böylece Türkiye’nin bütünlüğü bir AKP/HDP komplosuyla karşı karşıya bırakılmış oluyor. Anketler HDP’nin oyunu hala % 7 ve altında gösteriyor… Yani % 10’luk seçim barajını aşmaları imkânsız değilse bile imkânsıza yakın görünüyor. HDP’nin seçimlere parti olarak katılma kararı Abdullah Öcalan’a aittir. Öcalan’ın bu kararı verirken AKP ile hesap ve pazarlık yaptığı da açıktır. HDP’nin Parti olarak seçime girmesi ve barajın altında kalmasının sonucunu fırsat olarak görenler de var. Yaşar Kaya bunlardan birisidir. O şöyle diyor: “HDP’nin barajın altında kalmasını istiyorum. Eğer barajın altında kalırlarsa yeniden bir imkân doğacak. Diyarbakır’a gidilerek bir bölge parlamentosu kurulmasından yanayım.” Fiili olarak özerklik durumu yaratılmalı. Özerk yönetim için Kürdistan Bölgesi’ni örnek alsınlar…HDP’nin “Türkiyelileşme” politikasını “asimilasyonu benimsemek” olarak değerlendiriyor. Çizre’yi Kobani’ye Çevirdiler! Çizre’de HÜDA-PAR ile PKK on saati aşkın ağır silahlarla çatışıyor. Orta yerde devlet ve güvenlik güçleri görünmüyor. Aynı şey Kobani’de de yaşanıyor. Orada da YPG ile IŞİD çarpışıyor ortaya yerde Suriye güçleri yok. AKP yönetiminde Çizre ile Kobani arasında hiçbir fark kalmamıştır. Yalçın Akdoğan, “Cizre’de yaşanan olaylara HDP müdahale etmeli” diyor. Bundan daha utanç verici bir açıklama olabilir mi? Anayasal hukuku devletleri egemenlik haklarını kendi güçleriyle sağlarlar. Olayları önlemek devletin güvenlik güçlerinin görevidir. Yaşananlardan çok daha tehlikeli bir gelişme Türkiye’yi bekliyor. PKK bölgede silah dağıtılmadık ev bırakmamıştır. Her evde eli silah tutan kaç kişi varsa o kadar silah dağıtıldı. Bir evde 10 genç varsa 10 Kalaşnikof. Örgüt silah dağıtımını yaparken çok güvendiği YDGH unsurlarına Kalaşnikof yerine Bixi dağıtmıştır. Son 1 aydır Cizre, Silopi ve Yüksekova’da her akşam silahlar ateşleniyor. Molotoflar atılıyor. Gece saatlerine kadar çatışmalar sürüyor. Her evden silah atışları yapılıyor. İzli mermiler yükseliyor. Ve hiç kimse bu kara tablodan bahsetmiyor. Muhabirlere “Bunları haber yaparsanız çözüm sürecine ihanet sayarız, işten atılırsınız” deniyor. Bu bağlamda Şırnak’ta bu gelişmeleri haber yapan 10-15 civarında yerel muhabir işten atıldı. Hendekleri Açanlar Amaçlarına Ulaşınca Kapatıyorlar! PKK, kentlerdeki milislerine şu talimatı veriyor: “Artık hendekleri kapatın. Hendek açtığınızda sadece bir mahalle bizim oluyordu. Artık şehirlerin tamamı bizim. Hendeklere gerek yok, kapatın” Bu talimat üzerine YDG-H timleri açtıkları hendekleri kapatıyor. PKK “çözüm sürecini” Türkiye’yi bölmek için AKP ise Türk Milletinin uyuşturmak için kullanmıştır.Çözüm süreci sayesinde devlet terörist unsurlarla asimetrik ilişkiye sokulmuş, demokrasiye silahlı terör örgütü karşısında diz çöktürülmüş, Kürt vatandaşlar PKK ve Öcalan’ın arkasına takılmaya zorlanmıştır. Çözüm süreci terörü değil devleti çözmüştür. AKP döneminde bölücülük tavan yapmıştır. PKK iç çatışma için bütün hazırlıklarını tamamlamıştır. AKP ise büyüklere “çözüm” masalları anlatmaktadır. Durum hem acil hem de vahimdir. Türk Milletini AKP’den hesap sormaya, devletine ve bayrağına sahip çıkmaya çağırıyorum! Halkın tercihi ya AKP’den ya da Türkiye’nin bütünlüğünden yani MHP’den yana olacaktır. Üçüncü bir yol kalmamıştır. PKK Kamplarını Kapatacak Yerde Okulları Kapatıyor! AKP iktidarı terörist kamplarını kapatacak yerde yurt dışındaki Türk Okullarını kapatmaktadır. Yabancı bir ülkeye gidip ‘şu bizim Türk Okulları tehlikeli bunları kapatın’ diye ricada bulunmak akla ziyan bir durumdur. Bir ülke bizzat Cumhurbaşkanının ağzından ülkelerinde açılan Türk okullarının zararlı/tehlikeli olduğunu duyuyorsa, o ülkelerde Türkiye’den gelecek her şeye kuşku ile bakılması da doğal olacaktır. Okulları kapattırmak yerine yanlışları varsa düzeltmek; eksikleri varsa gidermek; kötü yönetiliyorsa yönetimlerini değiştirerek, okulları Türkiye’ye ve Türk kültürüne hizmet eder hale getirmek gerekirken kapattırmak akla ziyan bir durumdur. Kendi ülkesinin müteşebbislerinin kurduğu bir okulu bir başka ülkeye şikâyet etmek Türkiye’nin kendi ayağına kurşun sıkmak anlamına gelmektedir. Yüce Divan Konusu! ‘Yüce divansa yüce divan’ deyip orada aklanıp gelmek varken yargıdan kaçmak mert bir insanın yapacağı bir iş değildir. Milletvekillikleri ve bakanlıklar onur makamlarıdır, konfor makamları değildir. İnsanlar onurlarını konforlarına tercih ettiklerinde büyük insan olurlar. AKP’nin kurduğu mahkemeden takipsizlik, AKP’lilerin çoğunlukta olduğu komisyondan yüce divana gerek yok, AKP’nin hakimiyeti altındaki TBMM’den hayır kararı aldırmak onca somut iddialardan bakanları kurtaramaz. Vicdanının sesini dinleyen elliye yakın AKP milletvekilinin yolsuzluk var, yüce divana gitsinler yönünde oy kullanmasını ihanet olarak nitelemek vahim bir durumdur. Aksine onca kanıt, görüntü, belirti ve delile karşın bakanların yüce divana gitmesini engellemek onlara yöneltilen yolsuzluklara ortak olmak anlamına gelmektedir. Oylamada yargılansınlar yönünde “EVET” oyu veren AKP’li vekiller için; “HAİNLER” sıfatını uygun bulanlar çıkmıştır. Vicdanlarının sesine kulak verenlere hain diyenler aslında büyük bir vicdansızlık yapmışlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylamayla ilgili olarak “Bana neden 276 çıkmadı diye sormanızı beklerdim” demiştir. Bu durum AKP’nin içine düştüğü çıkmazın niteliğini göstermektedir. İşin özeti şudur: AKP üyelerinin çoğunluğunu kendi atadığı yüce divana suçlanan bakanları göndermekten korkmuştur. Bunun seçim sürecinde sıkıntı yaratacağını düşünmüştür. AKP’nin bütün olarak ortalaması ‘yolsuzluk var ama bize de vatandaş sandıkta oy verdi, bize bu yeter’ demektedir. AKP kantarın topuzunu kaçırmıştır AKPi Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz‘ın yılbaşı gecesi Facebook hesabından yaptığı “hazret” kelimesini içeren paylaşımıyla ilgili soruya Yeniçeri, “Kutsal kavramlar kullanılırken dikkatli olmak gerekir. AKP kantarın topuzunu kaçırmıştır” yanıtını verdi. |