Ali BADEMCİ
Bana göre başarısız bir seçim geçirdik; iyi bir ülkücü olsak da iyi bir ticaret adamı olmadığımız ortaya çıkmıştır. Bugünden tezi yok acemî tüccarlar gibi faturaları kesmeye başladık. “Biz demedik mi” cephesi havanda su döğmeye devam ediyor; bunlar yatıp-kalkıp Bahçeli ekibinin başarısız olması için dua ettiler. Belki “Kerhen” diyerek reylerini verdiler ama yan gelip yattıkları ve bol bol ahkâm kestikleri de gözden kaçmadı. Bu kadarına razı olduk, hiç olmazsa geçen seçimlerde olduğu gibi aleyhte kapı kapı dolaşmadılar. Dışarıdan ahkâm kesenleri hiç dikkate almıyoruz; gelip de partinin içinde “Kol Kırılır Yen İçinde” misâli dik dursalardı bunun adına ülkücülük diyebilirdik; lâkin bunu yapmadılar.
Adana ve Mersin’e bakarak faturayı Belediye’ye kesmenin anlamı yok; çünkü daha eski olan Manisa da aynı. Elbette 415.000 oy olan Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün listelerde hiç olmazsa bir temsilcisi olmalıydı; teşkilâtın da kendi resmini listelerde görmek hakkı değil miydi? Muharrem Varlı kaç dönemden beri vekil, bu sefer geri dursaydı ne olurdu! Ceyhan’dan çok mu oy alındı! Bay Seyfettin TBMM kürsüsünden “Cemaatçiyim” diyen adam; Yuvalı Darendeliller’i, Yörük Ali Yörükler’i getiremedi! Teşkilâtın ne kabahati var. Bu kadar bindirme adayla Adana’dan ancak bu neticeyi alırsınız! Eğer Büyükşehir de olmasaydı herhalde sokaklarda afişleri de göremeyecektik! Çünkü adaylardan Bay Seyfettin dışında para harcayan olmadı! Onda da Allah versin para gani!
Hatay’da Çirkinler ile seçim kazanılmayacağını hem teşkilât hem de vatandaşlar söyledi! Şefik Çirkin’inden başka anlayan ve dinleyen olmadı! Kontenjandan öyle bir ikinci aday geldi ki Şefik Çirkin onun yanında nur nimet! Listede Mete Aslan’dan başka politika bilen yok! İl Başkanı Lütfi, Kaşıkçı da, Şefik Çirkin de Paşalar gibi çalıştılar! Söyleyecek hiçbir şey yok!
Amanoslar’ın doğusundan aday yok; Kırıkhan-Hassa-Amik Ovası-Antakya-Yayladağı-Altınözü üvey evlât! Dolayısiyle sadece ülkücüler oy verdi; Altınözü’nde 9000’den 2000’e düşmüşsün! Dörtyol-Erzin-Payas’ı Hoca almış götürmüş! İskenderun can çekişiyor; Belen’de MHP üçüncü parti. Bunun sebebi istenmeyen adam Çirkin mi? O zaman sebebi kim bunların; şahsen aday oldum, daha evvel çok iyi imiş, faturayı bana kesin cezaya razıyım. Zaten yaşım geçti bir daha aday olmam.
Mersin’de “Listeyi ben yaptım” diyor yakışıklı İl Başkanı; demek yapamamış! Birinci sıra olmuş muydu? Üç sefer gittim ve Mersin beni Adana’dan fazla yıktı. Faturayı neden Belediye’ye kesiyorsunuz, bayağı konuştuk Mersin’de; buranın da kötü faturasını bana kesin.
Adana’dan kimse gel demedi; lâkin önde gidenleri takip ettik, mitingle gurur duyduk ve en az 6 vekil çıkar diye düşündük, fakat yarıda kaldık! Aile olarak 6 oy verdik; isteyerek, severek ve sevinerek! Kerhen falan değil!
Şimdi ne yapacağız? Elbette kaldığımız yerden devam, ülkücülük bir günlük iş değildir, bir ömür dâvasıdır! Kim kaytarırsa soysuzdur! Hangi yiğit “Beni partiye sokmuyorlar” diyorsa bana gelsin! MHP ülkücülerin baba ocağı, ana kucağıdır. Fakat meseleleri saygı ile ifâde edin! Sayın Genel Başkan’a amiyane tabirlerle saldırmayın; bu çok ayıptır! Siz de Genel Başkan olmaya bakın! Bu makam için hiçbir ülkücü donanımsız değildir! Bunu ülkücü olmayanlar ve hatır için MHP listelerinden aday gösterilenler düşünsün! Uzantılar, cemaat adamları, sahte dindarlar, namaz kılan yalancılar, yalakalar, kapı kulları, namussuzlar ülkücüden ve ülkücülükten korksunlar!
Kendi kendine teneffüsün insana ve halka faydası yoktur! Nefesi cemiyet ve millet olarak almalıyız! Hareketi beğenmeyip köşeye çekilmek tam bir bitkisel hayattır. Kıymet ifâde edecek fikrimiz varsa dedi-kodu yapmak yerine kendi mekânında konuşmalıyız. Genel Başkan, Genel Merkez, Teşkilât ve fert olarak varsa yaptığımız hataları elbette biliyoruz. Önemli olan bir daha tekrar etmemektir. Canım sekiz seferden beri durum aynı imiş, ne yapalım, dokuzuncuda düzeltelim! Herkesin keyfine göre Genel Başkan bulmak ve iki de bir değiştirmek mümkün değildir. Sayın Bahçeli’nin saflığı ve temizliğinde bir kişi bulamazsınız! Bunun dışında gidip ziyaret edin, kapısı açık, görüşün, elbette her ülkücünün hakkıdır. Ancak ondan sonra varsa “Ayrık Otları”nı ayıklamaya çalışın.