Ali BADEMCİ
Maşallah seçimin galibi diye medyanın ağzından bal damlıyor; elbette bir mağlubiyet söz konusu değildir ama, hava basanların şişirmesiyle rehavete kapılmanın da anlamı yoktur. Seçimlerden çok önce TV programlarında “MHP ülke potansiyeli %40” denilmişti de şimdi mevcut durumla yetinmek ülkücüleri katiyyen tatmin etmez. Tabii bu aldatmacanın arkasından kuvvetli ve zayıf “Koalisyon Formülleri” de konuşulmağa başlandı. Kuvvetli Koalisyon AKP-MHP Koalisyonu, Zayıf Koalisyon ise CHP-MHP-HDP Hükümeti veya mümkün olursa HDP’nin dışarıdan destekleyeceği CHP-MHP Koalisyonu. Fakat her halinden belli ki daha şimdiden iki partinin de tabanlarının uyum göstermekte sıkıntı çekmeyeceği görüşü yayılmaya başladı. O zaman Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın MHP aleyhindeki sözlerini görmemezlikten geleceğiz. Pazar günü MHP, MKYK ve İl Başkanları toplanacak. Bu büyük Kurul ile danışmalar yapılacak ve bir kanaat oluşturulacak. Gerçi kötü listelerde İl Başkanları bayy-pass edilmişti; şimdi kanaatleri sorulacak; elbette son kararın inşallah Genel Başkan verecektir ve bu işi başkalarına bırakmayacaktır; zaten hiçbir şekilde bırakmasını da taban olarak istemiyoruz.
MHP, bizzat Devlet Bahçeli’nin açıklaması ile muhalefette kalacağını söylemiştir. Bu durumda Kuvvetli Koalisyon AKP-CHP Hükümeti’dir. Ülke açısından götürüsü olmaz, belki Saltanat biraz dizginlenmiş olur. Fakat bu Hükümet’in ömrü uzun olmaz ve geçimsizlikler fazla olur. Kılıçtaroğlu makul insan ama teşkilâtını tatmin edemez. AKP-HDP Koalisyonu’na da Demirtaş kapı kapatmıştır, esasen bu da AKP’nin intiharı olur. Medyanın “MHP Kilittir” demesi yanlış değildir. Gerçekten “Hilafet-Saltanat”ın dışında fikir bazında çok geçimsizlik olmaz. Eğer MHP kaideli ve ilkeli bir birliktelik ortaya koyabilirse ülke açısından sayılmayacak kadar faydaları da olur. “İstikrar” demeyelim çünkü AKP’nin böyle olduğunu kimse iddia edemez. Belki ekonomik “Dalgalanmalar” biraz hafifler, piyasa rahatlar, MHP’nin eski Koalisyon’da yaptığı hatalar yapılmazsa faydası da olur. MHP yıllardan beri bu partiye verdiği ödünç oyları rahatlıkla geri alabilir. Fakat bundan önce yapılması gereken önemli şeyler vardır.
Dünkü yazımızda konu etmiştik; MHP kendini sorgulamalıdır. Ülkücüler bu son neticelere razı değildir. Hiçbir şekilde arkadaşlarımızı suçlamamız için sebeb yoktur. Elini cebine atacak gücü olmayan emekli hatır adaylarına karşılık zavallı ülkücü gençler harçlıklarını bile bu uğurda harcamışlardır. Köylerimizde MHP’li belediyelerden hiç yakınlık görmeyen çiftçiler seçim ortamında ziyarete gelen Belediye Başkanı ve Adaylar’ın ayaklarına kurbanlar kesmiştir. Yıllardan beri mahvolan ve tarlalarını satan bu dede yadigarlarının fedakârlıklarını görmemezlikten gelmek mümkün değildir.
Etrafa pis koku saçan geçmiş koalisyon düşüncelerinden MHP sıyrılmalıdır. Bir zamanlar DSP-MHP-ANAP ortaklığındaki Koray Aydın-Hüsamettin Özkan-Mesut Yılmaz tablolarını başı ve sonu ne olursa olsun görmek istemiyoruz. Dolayısiye böyle bir beraberlik herşeyden evvel dürüstlüğü temel almalıdır; yoksa MHP’nin AKP’lileşmesi hepimiz için pek kötü olur. Aksine böyle bir oluşum AKP’nin MHP’lileşmesini amaç edinmelidir.
Sayın Bahçeli iktidarın 17 Aralık yolsuzluklarının şiddetle karşısında durmuştur. Elbet MHP’nin ortak olacağı bir Hükümet’de böyle bir şeyin adı bile geçmemelidir. İkinci ve en önemli husus baştan beri AKP’nin siyaset kurgusu olan “Dinin Siyasileşmesi”nin mutlaka önüne geçilmelidir. Bu ileri hareketler MHP’ye hem CHP’den hem de HDP’den oy getirecektir. Bu seçimlerde “Sol ve Alevi “ oylar,” Ödünç Seçmenler” adı altında HDP’ye gitmiştir. Bu partinin militarist kanadı son Diyarbakır ve Antalya olaylarında olduğu gibi kamu düzenini bozmaya yeltenecektir; partinin provokasyon da olsa ne dereceye kadar bu işi önlemeye gücü yeteceğini bilmiyoruz. Şartlar ne olursa olsun HDP’de yer alan “Alevi ve Sol” oyların “Kürtçülüğü” hazmetmesi mümkün değildir. Bunlarla bizler yıllarca cezaevinde yattık; “Marksist Sol ve Aleviler” demokrat insanlardır, Kandil’in şovenlerine boyun eğecekleri hiçbir şekilde düşünülemez. Bakınız Adana’da da eskiden MHP’li olan küçük bir Yörük gurup sırf akrabalık ilişkilerinden ötürü HDP’ye rey vermiştir. HDP’den Van milletvekili seçilen Figen Yüksekdağ ana baba Yörük’dür ve söylenenlere göre mahalli seçimlerde amca kızının kocası MHP’li Hüseyin Sözlü’ ye yardım etmiştir. Yüksekdağ’ın hiçbir şekilde şoven olamayacağı söylenmektedir.
Bu kadarı biz ülkücüleri çok ilgilendirmiyor; lakin ülke meselesi olduğu için sözkonusu etmemek de mümkün değildir. Elbette MHP lideri ve kadrosu kararı verecek son merciidir. Fakat dünkü yazıda konu ettiğimiz çalışmaların yapmadan ve teşkilâtları bilgilendirmeden emrivakilerle hareketin çok zarar göreceği pek biliyoruz. Bizler ömürümüzü MHP’de geçirdik, ölmeden iktidar istiyoruz; ülkeyi torunlarımıza “Milliyetçi Türkiye” olarak emanet etmek istiyoruz. Bunu kim başarırsa başarsın Türk tarihinin en önemli adamı olacaktır.