
Ali BADEMCİ
Belki hergün aynı şeyleri tekrar ediyoruz ama; ucu görünen “En Erken Seçim”de MHP’nin oyları hissedilir derecede artması lâzım! Dik durmanın, iddia sahibi olmanın gereği budur. Elbette artık taban olarak, evirip- çevirip kıvırmakla meseleyi kimseye anlatacak halimiz kalmadı! Bu fasit dairesi kırmadıktan sonra bırakın başkasını kendimizi bile iknâ edecek sabır tükenmiştir. Mutlaka değişik şeyler yapılması yeni tedbirler uygulanması gerekiyor. “Yada Taşı” bulup yağmur duası gibi duaya mı çıksak, “Şeyh Efendi”nin dediği gibi, istiareye mi yatsak; ne yaparsak yapalım, şu reyleri artıralım!
Ülkenin ve milletin durumunu anlatmaya gerek var mı? Millet kan kusuyor, bebeler babasız kalıyor; fakat bazı hayasızlar ordu karşısında silâhsızlanmadan bahsediyor! Yani ordu ülkenin bir bölümüne girmeyecek, o bölgede devletin caydırıcı gücü olan silâhlı kuvvet bulunmayacak! Ne olacak? Kendini o toprakların sahibi sanan haydutlar kaleşnikof ile dolaşıp dehşet saçacak ve haraç toplayacak! Olur mu böyle bir şey hangi devlet buna müsaade eder? Sınırların kalbura dönmüş; sınır köyleri yolgeçen hanı; çare bulamamışsın da çelik gibi betondan duvar örüyorsun! Bu zamanda milletin ma’şeri vicdanı uyanmayacak da ne zaman uyanacak?
Ülkede Türk Milliyetçiliğinin bayrağını kim ne derse desin MHP taşıyor! Canım sen “Türk milliyetçisiyim” dersen bir başkaları da “Kürt milliyetçisiyim” der gibi çarpık, sakat ve temelsiz bir aydın ihaneti memleketi bu duruma getirdi! Atatürk öyleydi böyleydi demenin de çok anlamı yok; onu “Atatürkçüyüm” diyenler tanımıyor! Fakat ayrılıkçı siyaset Meclis’te “Büyük Türk Milleti Önünde Söz” yemin etmedi mi? Neden başka bir milleti ifâde etmedi! Hem öyle yemin edeceksin hem de üç gün sonra PYD’ye arkanı dayadığını söyleyeceksin! Olur mu böyle bir mantık!
MHP canı pahasına anayasanın devletin şeklini belirleyen ilk dört maddesinin değiştirilemeyeceğini söylüyor! Bunu nasıl sağlayacaksın; tabii ki milletin desteği ve onayı ile! MHP, HDP’nin durumuna düşecek veya düşürülecek bir parti miydi insaf edin! Hâlâ bazı kendine “Milliyetçiyim-Türkçüyüm” diyen akılsızlar “Bırakın biraz burunları sürtülsün!” gibi lâflar ediyor! Evet burunları sürtülüyor; ama kimin, milletin; zavallı şehit âilelerinin! Böyle nasıl milliyetçi olunur? Ne yapacağız; şunları halledin de gelin; nasıl halledeceğiz; karşı olmak, mızıkçılık yapmakla mı? Ver reyini ondan sonra konuş! Vermekle de yetmez verilmesine çalış ki konuşmaya hakkın olsun?
Efendim yönetimin hiç mi kabahati yok! Elbette var; fakat bunları mahfillerde, kafelerde, merkezlerde değil buyur partide ifade et! İşin ilginç yanı süslü milliyetçiler parti yönetiminin her ferdini bizlerden iyi tanırlar ve isterlerse iki dakikada ulaşabilirler! Denesinler ulaşamıyorlarsa dedikodu milliyetçiliği başı dik dâvâ adamlığı yapsınlar! Bu işin yolu bu! Yönetimde hiç kimseye bir şey söylemeye gerek yoktur; elbette hepimizin muhatabı Genel Başkan’dır; şahsen benim için böyle!
Mutlaka “En erken seçimde” Sayın Bahçeli’ye derdimizi anlatmalıyız! Hangi yollarla; mümkün olan her yolla! Yazalım, arayalım, haber salalım, mesaj, twitt atalım; ama mutlaka ulaşalım! Elbette o da MHP’nin oylarını artırmak istiyor! Zilletin altında kim ezilmek ister! Geçen seçimde düşüş gösteren yerlere özel dikkat gerekiyor. Bir kere millet ithal aday istemiyor; kontenjan da olsa tanıdık yüz arzu ediyor! Eski asker ve emekli akademisyen de gerekmiyor; gerçekten ömrü politikada geçmiş, deneyimi ve birikimi olan, her bakımdan ülkücülüğünü ispat etmiş, pis işlere bulaşmamış milliyetçi istoruz. Teşkilât herkese görev vermeli ve görevini yapamayanları işaretlemelidir; teşkilât disiplini ve milliyetçi terbiye de bunu gerektiriyor.
Elbette para harcayacak aday istiyoruz; emekli ikramiyesi ile politika olmaz; imkân sağlamak için maddiyat gerekiyor. Fakat bu para helâl para olmalıdır; onun-bunun veya cemaatin parası olmamalıdır. Şirketlerin, beklentisi olanların, üç kâğıtçıların, yeraltının, maddecinin, ihalecinin desteği ile politika yapan onlara borçlu kalır.
Sayın Bahçeli idareyi maslahat yoluna gitmemeli; hatta hiç inatlığa başvurmamalı; elinin altında dünya kadar dosya var; pislikler yarın çıkacağına şimdiden tedbir alınmalıdır. Millet takipçi, şirket adamı, hırsız veya hırsızlığa meyyal, sadece adı ülkücü olanları vekil olarak görmek istemediği gibi partide de görmeyi arzu etmiyor. MHP’de Tayyib Bey’in o meşhur “Milliyetler” listesindeki küsurat cemaatin gruplaşmasını da hoş görmüyor; elbette her Anadolu’nun milliyetçi ve inançlı her ferdi partide olacaktır; lâkin şirketleşme kokuları da her şeyden evvel kulağa hoş gelmiyor. Elbette hepimiz Türk milletinin muhterem fertleriyiz! Anası şu babası bu gibi tamamen dedikodu malzemesi çok iğrençtir ve şık durmuyor! Böyle şeyleri de zaten ruhen malul ve milliyetçiliği anlayamayanlar yapıyor. Böyle şeylere malzeme olacak gruplaşma ve şirketleşmenin partiye çok zararı olur! Her topluluğun iyisi ve kötüsü olabilir; önemli olan iyileri ayırabilmek ve doğru yola sevk etmektir. Genel Başkan da dâhil MHP’nin ilk kuşağı en erken seçimlerden sonra yapılacak mutat seçimde yetmiş yaşını devirmiş olacak! Belki bu son imtihandır! Anlaşıldığına göre kerhen rey verme ortamı da görülmüyor; ya bu sefer ya hiçbir zaman!
Bu sefer çok dikkat ve itina lâzım! Hatalar tekrar edilmezse, işte o zaman MHP çok rey alır. Hepimizde hata var; küsuratla eşit durumda kalmak gibi bir mahcubiyeti sırtından atmak gerekiyor! Milliyetçiliğin umdeleri bellidir: Türklük-İslâmiyet-Atatürk-Cumhuriyet-Laiklik. İşte bu kadar; ne uydurma slogana ne de uydurma görüşlere ihtiyaç yoktur. Bırakın emekli olanlar emekliliği yaşasın! MHP’ye ömrü politikada geçmiş taban adamları gerekli!
Muhabbetle.