Ali BADEMCİ
Sevgili Genel Başkanımız dün bir hayli gergindi; en azından ben böyle gördüm. Halbuki hiç olmazsa bu kritik zamanlarda sağlıklarını korumaları gerekmiyor mu? Sayın Bahçeli’nin üzerine çizgi çekilmesini hiçbir ülkücü istemez; sanıyorum en azından bunun farkındadırlar! Çünkü ülkücü oynak, nankör, ahlâksız, zekâsız değildir! Her ülkücü toplumun en mümtaz şahsiyetidir! Ne yapalım kendi halimize bırakmıyorlar; elbette bu günler de geçecektir! Herkes “Türkeş ölünce iş biter MHP de kapanır.” diyordu; ama öyle olmadı, rahmetlinin her zamankinden fazla gönüllerimizde yeri vardır ve en üce mekânı tutmuştur. Devlet Bey’in de daima aramızda ve bizlerle beraber, görevli veya görevsiz ebediyen yaşamasını istiyoruz.
Tâkip edenlerce malum ki, dün Hacettepe Üniversitesi Tarih Kulübü’nün davetlisi olarak Ankara’daydık! Kısa bir güne çok şey sığdırdık! Öncelikle ülkücü gençlerin önderliğinde muhteşem bir Suriye’de Türkmeenler ve Bayır Bucak konferansı icrâ ettik! Canlarım benim, ne kadar güzeldi; milli meselelerimize bu ne ilgi? İnanın ki her gün yeniden dirilmemek mümkün değil! Herhangi bir olumsuz hadiseden çekinen güvenlik güçleri ve pek muhterem Rektörlük ilgilileri olgunluğu görünce sanırım çok şaşırmışlardır. Elbette prosedürü yerine getirilmiş resmi bir davet; aksi takdirde ne biz ne de yasaların dışına çıkmayan sevgili öğrenciler böyle bir şeye tevessül etmezdi! Sonuçta aldığımız bilgilere göre gelenlerin bir çoğu kulüp taraftarı değilmiş! Tarih ve diğer bilim dalı öğrencileri, yüksek lisans öğrencileri çok güzel sorularla programa renk kattılar! Programdan sonra MHP – Ülkü Ocakları – Alperen Ocakları Genel merkezlerini ilgili gençlerle birlikte ziyaret ettik! Allahım Yarabbi bu ne hal; taban ayakta tavan nerede?
Biliyorsunuz dün MHP parti yönetiminden kurultay istekleri için istifalar oldu; onlar da sanki bugüne kadar bizi mi beklemişler! Âlim takımından iki Hoca; Özdağ ve Hallaçoğlu Genel Başkan ile parti yönetimine veda etmişler! Parti karışık ama durum sakindi! Makamda ağır toplantılar vardı; Şefkat bir girip bir çıkıyordu; sabahleyin bizim Sözlü de oradaymış! Elbette bu ağır siyaset hengamesi ile şahsen işimiz yok; sayın Genel Başkan da hiç bekletmedi ve kabul ettiler; teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum; benim ki elbette bir geçmiş olsun ziyareti idi! Ama şimdi ne olacak, gemi iyice su almış, her tarafı fareler işgal etmiş! Genel Başkan’ın yanında partiyi küçülttükçe küçülten Tuğrul’un eski arkadaşlarından başka kimse kalmamış. Gerçekten Ü. Özdağ’ın söylediği gibi “Devlet Abi partiyi kongreye götür.” sesleri pek yüksek çıkıyor.
Biliyorsunuz kısa süre önce Genel Başkan ağır bir ameliyat geçirdi; sağlığının iyi olduğunu söylemek mümkün değildir; fakat onun adı ve himayesi altında politika yaptığını sanan tabansız ve tırnaksız kişilerin çok iyi durumda oldukları görünüşlerinden belli oluyor! Genel Başkan hâlâ bunların yanında ise çok büyük hatâ yapıyor! Artık ve kesinlikle kurultay kararını açıklaması gerekiyor; hareketin her safhası bunu canu gönülden arzu ediyor! İnatçılığa dönüşen “Bin delege imzası toplansa da kongreye gitmem,” mantığı yanlıştır. Sokaktan geçen vatandaşa da sorsanız bu cevabı alacaksınız! Dolayısıyla kongreye gitmekten başka huzur sağlayacak bir ortam mevcut değildir!
Kurultay’da ne olur? Ne olacaksa olsun! Elbette Devlet Bey de aday olabilir; fakat daha fazla itibar kaybetmenin anlamı yoktur! Ümit ve Yusuf Beyler’in istifalarından komplo teorileri üretmenin çok anlamı yoktur! Çünkü her iki ülküdaşımızın da bu kadar kişiliksiz hareket edeceklerini düşünmek mümkün olmadığı gibi yeni sıkıntıları da beraberinde getirir! Ülkücüler kurultayın tam bir sükunet, bayram ve medenî yarış çerçevesinde cereyan etmesini istiyor. Hiçbir şekilde hır-gür yıkıcı münakaşa, yuhalama, kavga gürültü kopsun arzu etmeyin! Epeyce vakit geçirdiğimiz Alperen Ocaklıları da böyle bir olgunluk ve ülkücü hareketin herkesi kucaklaması için dua ediyorlar!
Artık Sayın Bahçeli hiçbir cinliğe mahal bırakmadan ve kimseye aldırmadan kongre yolu açmalıdır; bu kurultay olağan kongrelerden daha coşkulu bir tarzda tanzim edilmeli! Böyle bir Kurultay Ulu Başbuğ’un mekânında huzura kavuşturacaktır ve bizlere de memnuniyetle Tanrı huzurunda tanıklık edecektir. Yok böyle yapmaz da “Azmi” manzaralarını yeniden yaşarsak yüzümüze tükürecektir! Dolayısıyla Genel Başkan ülkücüleri ve hepimizi böyle bir durumdan kurtarması gerekiyor! Arzu halimiz budur!
Sevgili Genel Başkanımız dün bir hayli gergindi; en azından ben böyle gördüm. Halbuki hiç olmazsa bu kritik zamanlarda sağlıklarını korumaları gerekmiyor mu? Sayın Bahçeli’nin üzerine çizgi çekilmesini hiçbir ülkücü istemez; sanıyorum en azından bunun farkındadırlar! Çünkü ülkücü oynak, nankör, ahlâksız, zekâsız değildir! Her ülkücü toplumun en mümtaz şahsiyetidir! Ne yapalım kendi halimize bırakmıyorlar; elbette bu günler de geçecektir! Herkes “Türkeş ölünce iş biter MHP de kapanır.” diyordu; ama öyle olmadı, rahmetlinin her zamankinden fazla gönüllerimizde yeri vardır ve en üce mekânı tutmuştur. Devlet Bey’in de daima aramızda ve bizlerle beraber, görevli veya görevsiz ebediyen yaşamasını istiyoruz.
Muhabbetle.