
Türk Büro-Sen’in 12-13 Mart 2016 tarihinde Yalova’daki toplantısında konuşan Genel Başkan Fahrettin Yokuş konuşmasına son günlerde artarak devam eden terör olaylarını değerlendirerek başladı.
3 milyonu aşkın göçmen yüzünden ülkenin büyük bir kaosa sürüklendiğini belirten Yokuş, “ülkeye giren çıkan belli değil. Sınırlarımız kevgire döndü. Her geleni göçmen diye alıyoruz. Göçmenlerle birlikte maalesef ülkemize teröristler ve ajanlarda geliyor. Bu kaos ortamı da ülkemize terör olarak yansıyor” dedi.
AÇILIM SÜRECİYLE TERÖR YENİDEN GÜÇLENDİRİLDİ
“Açılım adı altında gelinen bölünme sürecinde, “anneler ağlamasın” denilerek halk aldatıldı. Teröre ve teröriste en büyük tavizler bu süreçte verildi. Süreç zarar görmesin diye istihbarat yapılmadı. Kazılan hendekler, yığınak yapılan silahlar ve bombalar görülmedi. 6-8 Ekim tarihlerinde Kobani bahane edilerek ülkede büyük bir kalkışma başlatıldı. Bu kalkışmanın sorumluları ve bölücülerin siyasi uzantıları olan sözde siyasi parti yöneticilerine maalesef hiçbir cezai işlem yapılmadı. Yine Kandil’de eğitim gören teröristler, elini kolunu sallayarak ülkemize gelip, dört il merkezi ve 18 ilçe merkezinde yüzlerce mahalleyi işgal etti. Halkımızı esir aldı. Ve nihayetinde Güneydoğu Anadolu Bölgemizde başlatılan terör olayları ülkemizin her yerine öbek öbek yayıldı. Şimdi de Ülkemiz Suriye’deki bir iç savaş bataklığına sürüklenmek isteniyor. Türk Milleti’ne, Anadolu topraklarında ne yazık ki huzur çok görülüyor.”
KANDİL BATAKLIĞI KURUTULMALIDIR
“Teröristle müzakerenin ve verilen tavizlerin bedeli çok ağır oldu, maalesef son 7 ayda 420’ye yakın şehit verdik. Cizre ve Silopi terör belasından 3 ayda zor temizledi. Daha Hakkari, Şırnak, Mardin ve 18 ilçe merkezine girilemedi. Hendekler kapatılamadı. Henüz bombalı tuzaklar kaldırılamadı. Bölücü hainler temizlenemedi… Çünkü bunlar 3 yıl boyunca silah, mühimmat, Kandil’den eğitimli terörist ve dağlardan kayalar getirerek ve hendekler kazdılar. Teröre ve teröriste taviz verilerek barış olmayacağı görülmüştür. Hükümet yetkililerinin yapması gereken tek şey, Kandil’e girerek buradaki terör yuvasını kurutmaktır. Kandil dağına Türk Bayrağı asılmalıdır. Ülkemizi tehdit eden terör örgütleri hangi ülke sınırları içinde olursa olsun gereken yapılmalıdır. Türk Milleti’nin daha fazla sabrı kalmamıştır. Kandil’deki bataklık kurumadan, milletimizin yüzü gülmeyecektir.”
TERÖRE DESTEK VEREN SÖZDE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VAR
“2013 yılında Diyarbakır’da gerçekleştirilen bir toplantıda, “bölücü başına özgürlük istenmiş ve Kürdistan talep” edilmiştir. Bu toplantıya bir çok sivil toplum örgütü delege olarak katılmış, bildiriye imza atmışlardır. Bunların içinde maalesef Memur Konfederasyonu olan KESK ve Memur-Sen de bulunmaktadır. Bu durum bizleri derinden üzmüştür. Memur meseleleri ile meşgul olmak yerine, teröre destek veren bildirilere imza atanlar gerekli cezaya çarptırılmalı, yasalar işletilmelidir.”
TERÖRLE BAĞLANTISI TESPİT EDİLENLERE GEREKLİ YASAL İŞLEMLER YAPILMALIDIR
“Bugün bölücü terörün geldiği noktadan birinci derecede hükümet sorumludur. Siyasi iktidar yıllarca bölücü terörle mücadele etmek yerine, müzakere yolunu seçmiş, bölücüleri ve taleplerini meşru hale getirmiştir. Daha önemlisi mevcut yasalarımız işletilmeyerek, suç işleyen bölücüler yargı önüne ısrarla çıkarılmamıştır. Ülkemizin bir bölgesinden ısrarla “Kürdistan” diye bahsedenler ile “bölücü ayrımcılığı” ağızlarına sakız edenlerin yaptıkları yanlarına kar kalmıştır.
Bugün kamuda PKK’ya aleni olarak destek veren binlerce memur ve işçi vardır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki onlarca belediyede memur ve işçi olarak istihdam edilenler, bölücü teröre yataklık etmektedir. Hatta pek çoğu geceleri terörist kılığına girerek, silah kullanmaktadır. Bütün bu bilgiler devletin istihbaratlarında olduğu halde hala işlem yapılmamaktadır.
2 yılda bir Diyarbakır’da toplanan “Kürdistan Kongresine” yurt içinden ve dışından yüzlerce bölücü katılmaktadır. Bu toplantılarda aleni olarak bölücülük yapılmakta, bölücü bildirilerin altına imza atılmakta ve bölücü teröre destek olunmaktadır. Ülkemizde aralarında bazı sendikaların işçi-memur yöneticilerinin de bulunduğu, onlarca sivil toplum örgütü yöneticisi delege olarak, söz konusu toplantılara katılmıştır. Ancak bugüne kadar haklarında hiçbir işlem yapılmamıştır.
Bizim Türkiye Kamu-Sen olarak, Türk Milleti adına talebimiz, öncelikle başta bölücü terör olmak üzere, her türlü terörist girişim ve düşünceye karşı mevcut yasalar gereği işlem yapılmasıdır. Bugüne kadar iktidarın engellemesi nedeniyle işletilmeyen “hukuk” işletilmelidir. Suçlular mutlaka cezasını çekmelidir. Eğer mevcut yasalar yetersiz ise yeni düzenlemeler vakit geçirilmeden yapılmalıdır.
Buradan bir kez daha ifade ediyoruz; Bölücü terörü savunan, yardım ve yataklık eden siyasetçiden, sivil toplum örgütü yöneticisine, yazarından akademisyenine, işçisinden memuruna kadar kim varsa mutlaka hesap sorulmalı, işledikleri suçlar cezasız kalmamalıdır. Teröre bulaşmış milletvekillerinin ise dokunulmazlıkları derhal kaldırılmalıdır” dedi.
ankara escort
çankaya escort
eryaman escort
etlik escort
ankara ucuz escort
balgat escort
beşevler escort
çankaya escort
cebeci escort
çukurambar escort
demetevler escort
dikmen escort
eryaman escort
esat escort
etimesgut escort
etlik escort
gaziosmanpaşa escort
keçiören escort
kızılay escort
maltepe escort
mamak escort
otele gelen escort
rus escort
sincan escort
tunalı escort
türbanlı escort
ulus escort
yenimahalle escort