Ali BADEMCİ
alibademci@gmail.com
Elbette “Özbekler Türkleri sevmiyor” cümlesi yanlıştır! “Bugünkü Özbek Devleti Türkiye’yi sevmiyor” dersek daha doğru bir cümle kurmuş oluruz! Aynı durumu kendimiz için de söyleyebiliriz! Tıpkı Türkiye’deki gibi Özbekistan’da da sesi gittikçe yükselen ve Türklüğü bir bütün olarak kabul eden aydınlar ve halk desteği görülmektedir. Meseleye daha geniş boyutla ve sükûnetle yaklaşmalıyız! Netice itibari ile halklarımızın hiçbir kabahati yoktu! En az Türkiye kadar fikirlerimize kıymet veren soydaşlarımıza selâm olsun! Elbette millet gücü, siyaseti yenecektir! İşte o zaman Türkistan’dan Türklüğe selâm çakacağız!
Şenol Yıldırım adlı bir genç ülkücü kardeşimiz ”Ağabey gerçekten Özbekler bizi sevmiyor mu? Ne meselelerimiz var şuan? Youtube’da bir videonun altına bir Özbek kardeşimiz biz Türkiye’yi sevmeyiz falan yazıyor. Epey bir söz söyledi sebebi nedir bunların?” diye soruyor! Gerçekten çok ilginç bir tesbit! O sebeble mesaja cevap vermek yerine sebebleri paylaşalım dedik! Ne de olsa, şahsi hayatımızın bir parçası olan “Özbeklik” ile ilgili epeyce zamandır yazmıyoruz!
Açıklamaya geçmeden önce bu soruya kolayca cevap verebiliriz; ilki onlar açısından! Çoğunluk Özbek halkının 70 yıllık Bolşevik esaretinden sonra tarih, kültür, milliyet arayışlarında bilgisizliği; ikincisi ise her iki taraf açısından siyaset ve hâlâ Türk Cumhuriyetleri’nin tam bağımsız hâle gelememiş olmasıdır! Kısaca Türkistan dediğimiz dâvâ bizim şahsi hayatımzın bir ömür dâvâsıdır ve bu hususta dünyaca kabul görmüş ve bir literatür oluşumuna katkı yapmış 1500 sayfa (1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Korbaşılar ve Enver Paşa, İstanbul Kutluğ 1974 ilk baskı , Ötüken 2008 ikinci baskı; Sarıklı Basmacı, 1.basım 2010, 2.basım 2015) çalışmamız bulunmaktadır. Ayrıca şu anda sayısını hatırlayamacağımız çeşitli yayın organlarında neşredilen dünya kadar makalemiz bulunmaktadır. Bir kere bu çalışmaların tetkik edilmesini tavsiye ediyoruz! Bu kitaplardaki malzeme ve görüşler Özbekistan’da yardımcı ders kitabı olarak okutulan Türkistannıg Yengi Tarihi I-II eserinde yeteri kadar kullanılmıştır. Allah ömür verirse 42 seneden beri bir harfi değişmemiŞ Korbaşılar I-II yeni bir dizayn ile önümüzdeki bir yıl içinde elinizde olacaktır. Ötüken’in gayretleri ile Sarıklı Basmacı’nın çok güzel yeni baskısı piyasadadır. Bunların dışında Sayın Murat Bardakçı’nın “Enver” adlı eserine ilâve ettiğimiz haşiyeleri de mutlaka görmelisiniz, ki Özbeklik demek olan Korbaşılar-Basmacılar hareketi ile duruma intibak edebilesiniz. Diğer eserlerimizde de Özbek ve Özbekler hakkında geniş malumat vardır. Yine Allah ömür verirse tamamen bizim bakış açımızdan, yani sosyal ve kültürel tahlilleri ile bir Türkistan Tarihi ortaya koymak isteriz!
Şimdi ne diyelim ve işin neresinden başlayalım? Sadece Özbekistan’da değil Türkiye’de de böyle bir eğilim yok mu? Müşterek tarihi temel alan meraklılar ve meslek sahiplerinin dışında bu meseleyi ülkemizde adam gibi kaç kişi bilir? Ülkücülüğün yarattığı elli yıllık bir hamaset rüzgarı var, bunu inkâr edemeyiz! Peki yeterli midir? Bağımsızlık sonrası Türkiye Türkistan istikametine korkunç derecede kültürel bir seferberlik yaptı! Evet devletlerarası bir takım siyasi meselelerden ötürü Özbekistan ile bu ilişkiler istenen seviyede değildir! Fakat Kazakistan, Kırgızistan,Türkmenistan’da âlimlerimiz ve eğitim kurumlarımız arasında ciddî bir işbirliği bulunmaktadır! Ne yazık ki bu çalışmaları da popüler siyaset uğruna elimize yüzümüze bulaştırmadık mı? Türkiye âlimlerinin ortaya koyduğu eserlere söylenecek hiçbir şey yok! Fakat şu popülizm ve çeşitli ahlâki, iktisadî zaafiyetler adına üniversite kurduğumuz Yesevi’yi bile kime anlatabilmişizdir? Bu işler eli cebinde sahte “Alperenler” ve artistlerin avucunda hangi kazanımı sağladı? Bugün Yesevi Üniversitesi’nin öğrenci sayısının on bine düştüğü, öğrenci bulamadığı ve Yesi’de bir köy okulu haline geldiğini biliyor musunuz? Bizim de durumumuz belli! Hiç de böbürlenmeye gerek yoktur! Bu şartlar altında başkalarını nasıl suçlayabiliriz! Müşterek bir siyaset ortaya koysunlar diye Türk ülkelerine birçok ahlâksız göndermişiz ki tek giden çift geliyor! Herşeye rağmen Özbekler’in ahlâkî bünyesi Türkiye’den sağlamdır!
Bir kere şunu iyice bilmemiz gerekiyor ki, Türkistan, Türk devletlerinin bugünkü coğrafyası Türklüğün kâbesidir! Elbette Anadolu Türkler’in kadim vatanı olmuştur! Hatta Irak, İran, Suriye, Afganistan, Balkanlar, Kırım, Kazan’ı da bunlara ilâve etmek gerekiyor! Tacikistan’ı zaten söylemeye gerek yoktur, burası Türklüğün hayat damarıdır! Öyle Tacikleri İranî bir millet gibi sayarsak Türklüğün medeniyet asırlarında “Soğd” kültürünü dışlamış oluruz! Kültür tarihimiz anlamını kaybeder açıkta kalırız. Bu konuda B. Ögel Hoca’nın Türk Kültür Tarihine Giriş I-V eserini mutlaka en az beş defa okuyunuz!
Türk tarihinde Özbek ve Özbekler yeni bir mefhûmdur ve Emir Timur sonrası XVI.sırda bir hanedan ihyası ile ortaya çıkmışlardır. Sanıldığı gibi bunlar bir Türk kavmi ve kabilesi değildir! Cengiz Han ile Rusya İstilası’na katılmış Orhun Havzası’nın, çeşitli kavim ve kabilelere mensup Türkler’dir. Cengiz ordusunda her Türk kavminden asker bulunuyordu! Bunlar Rusya önlerine geldikleri zaman eski Kuman yeni Kıpçaklar ile karşılaştılar. Cengiz onlara “Siz de Türksünüz biz de, neden savaşacağız” diyerek ülkelerini ellerinden aldı ve Altınorda ondan sonra bir bakiyye olarak ortaya çıktı! İdil-Ural ve Kazan Tatarları’nın da temel oluşumu budur! Ruslar büyük işgâl hareketlerine işte bu Altınordu parçalarını ortadan kaldırarak Türkistan’a indiler! Aslına bakarsanız Özbekler bu hakimiyeti kabul etmeyip Timur’dan sonra Türkistan’a dönen Türk kavimleri iştiraki bir Türk Ulusu’dur. Onlara Özbek Türkleri bile demek çok doğru değildir! Özbekler ve Kazaklar Harezm gibi bir Türk medeniyet coğrafyasından Türkistan’a inmişlerdir! Gerçekte Özbekler’in aksine bugünkü Kazakistan bozkırları elbette adı sonradan sun’i bir şekilde değişen ve Türk ana kavimlerinden olan Kıpçaklar’dan başkaları değildir! Şimdi Kazaklar bu işlerin şuurundadır da, Özbekler devlet olarak maalesef kendilerine kimlik arayışı içindedir! Emir Timur’un Özbeklik ile uzaktan ve yakından ilgisi olmadığı gibi kendisi ve neslinin de (Babur gibi) hayatları onlarla mücadele ile geçmiştir! Özbeklik bugünkü Türkistan’ın Özbekistan coğrafyasında diretilmiş sun’i bir etnisitedir. O sebeble Türkistan deyimini karşılaması mümkün değildir. Bugün Harezm Türkmenliği ve Kıpçaklığı (Karakalpak), Fargana Karluk-Yağma-Basmıllığı (Uygur), Semerkand-Buhârâ-Nemangan, Özbekistan’da derin Oğuz kültürünün Soğd-Tacik kültürü ile sentezleşmiş Türklük aksülamelidir. Tacikistan’da Hocend, Duşenbe, Göktaş, Karateğin konar göçer ve şehirliler gerçek anlamda Türk olan Lakaylar ve şehirli Tacikler’i aynı şekilde değerlendirmeliyiz! Tacikistan’da Lakaylar Özbekleri’nin nüfusu ve etkinliği Tacikler’i aşmıştır. Kaşkaderya ve Taşkend’i bile Özbeklik ile izah edemezsiniz! Bunları Türkiye âlimleri çok iyi biliyor; bilgiye ihtiyacı olan Özbekistan’dır ki bağımsızlığa kadar okul müfredatında Selçuklular bulunmuyordu! Selçuklular’ın ana coğrafyası bugünkü Yesevi bölges olan Yenggikend, Yesi, Otrar, Havara; hanım sultanların aslı da Karahanlı değil miydi?
Elbette “Özbekler Türkleri sevmiyor” cümlesi yanlıştır! “Bugünkü Özbek Devleti Türkiye’yi sevmiyor” dersek daha doğru bir cümle kurmuş oluruz! Aynı durumu kendimiz için de söyleyebiliriz! Tıpkı Türkiye’deki gibi Özbekistan’da da sesi gittikçe yükselen ve Türklüğü bir bütün olarak kabul eden aydınlar ve halk desteği görülmektedir. Meseleye daha geniş boyutla ve sükunetle yaklaşmalıyız! Netice itibari ile halklarımızın hiçbir kabahati yoktu! En az Türkiye kadar fikirlerimize kıymet veren soydaşlarımıza selâm olsun! Elbette millet gücü, siyaseti yenecektir! İşte o zaman Türkistan’dan Türklüğe selâm çakacağız!
Mutlu kalın.