Ali BADEMCİ
alibademci@gmail.com
SMS:0542.311.1564
Bu Fahri Atasoy, ne demek ister, orası babasının malı mı? Pek muhterem Ocak yönetimi böyle hasta bir adama nasıl katlanır! Ne yapalım çalışmayıp da yan gelip yatalım mı? Kendiler okumuyor diye biz de okumayalım mı? Daha evvel burada böyle ayırımlar olmazdı, bakın Sayın Çağatay dönemine bakın! O kimseyi incitmemiş ve küstürmemiştir! Ocak Genel Başkanı bu adamı daha fazla burada tutmamalıdır!
Biliyoruz ki, Türk Ocakları’nın aylık yayın organı Türk Yurdu Dergisi bir asrı aşan yaşı ile Türklüğe hizmet etmektedir. Son yıllarda milliyetçi câmiada çok tartışılan Türk Ocakları için elbette çok şey söylendi ve hâdiseli, hattâ mahkemelik kurultaylar da görüldü. Türk âlimleri köşelerine çekilmiş âdeta ölümü bekleyen şahsiyetler olduğunu görünce, gerçekten kahroluyorduk. Türk Yurdu Dergisi’nin başında bulunan şahsiyeti biraz daha yakından tanıdıktan sonra ulu adamlara gerçekten hak vermemek elde değildir. Birçok Türk Ocağı şubesinin âtıl durumda kalması, bazı kapatılan şubelerin kahvehanelerde faaliyetini sürdürmesi bir yana Türk Yurdu Dergisi gerçekten bir iki kişinin at koşturduğu alan olmuştur.
Türk Yurdu Dergisi’nin başında Fahri Atasoy adlı kendini âlim sanan saygısız bir kişi var! Bir yayın kuruluşunun başında bulunmak için hangi tecrübe ve eğitimden geçtiği belli değildir. 300 sayfalık bir tez ile sosyoloji doktorası yapmış; bu tez “Küreselleşme ve Milliyetçilik” adı ile kitaplaştırılmış! Âlim olmak ve ilim yapmak isteyenlere ısrarla tavsiye ederiz! Esasında kitap 11 sene önce basılmış şimdilerde 5 liraya işportada bulabilirsiniz! “Küreselleşme”nin nasıl bocaladığı ve döküldüğüne bakarsanız kitabın komplo teorilerinden ibaret olduğunu hemen anlarsınız! İşte şimdi böyle yarım bir sosyolog dergi yönetiyor! Bu arkadaşın ekibinden bir zat geçen yıllarda Orhan Kavuncu’nun tavsiyesi ile Salihli Türk Ocağı Şubesi’ne konferansa gitmiş de dünyanın hadisesi olmuş! Ama sanıyorum o adamın da yanına yaklaşmak mümkün değildir!
Fahri Atasoy, bilgili ve donanımlı bir zat! Sağolsun bizi de irşad etti! Çok taze bilgiler ihtiva eden güzel bir “Bayır Bucak” yazısı takdim etmiştik de yüzüne bile bakmadı! Halbuki yazar Türkiye’de konusunda çok eğitimli ve bilgili bir arkadaşımızdı! Sayın Mehmet Öz bizden de bir “Bayır Bucak” yazısı talep etmişti, ki üçüncü ay sonunda sanıyorum onların baskısı ile yayınlandı. Hatırlarsınız, Suriye İzlenimleri yazısı! Ayrıca geçmiş senelerde “Suriye Türkmenleri” konulu bir konferans için Genel Merkez tarafından davet edildik ve iki saat konuştuk! Bu konferans Youtube’da var, istediğiniz zaman bakabilirsiniz! Ayrıca bu satırların yazarına Türk Ocakları Vakfı tarafından 2014 Nevzat Kösoğlu Armağanı verilmiştir.
İşte bütün bunlara güvenerek, fakat pek muhterem yönetmenin sahasına girildiğinden habersiz olarak Türklüğün Sosyolojik Yapısı başlıklı bir yazı tarafımızdan gönderilmiştir. Bu yazı A5 boyutunda 16 sayfadan oluşuyordu ve konusunda uzman âlimlere ait 22 kaynak kullanılmıştı. Zaman zaman bu sütunlarda da benzer yazılar yayınlanmakta ve çoğu 5000 okuyucu görmektedir. İsteyen olursa bu yazıyı Türk Yurdu’na gönderdiğimiz şekli ile yayınlayabiliriz! Yazının gitmesinden birkaç saat sonra Sayın Fahri Atasoy’un mesajı geldi ve ardından da telefon! Bakın neler diyor:
“Hocam bu yazı bize göre değil; bu başlık çok iddialı; ben bunu hakemden geçiremem! Sizi güvendirmiş olmayayım, başka yerde değerlendirin.” Hoppala, bu nasıl üslüp, bu nasıl nezaket, nerede terbiye? Aynı zamanda Türk Edebiyatı Dergisi de bir yazı istemişti; gerçekten uzun bulmuşlar ve yönetmen Bahtiyar Aslan “Hocam biraz kısaltalım mı” dedi ve iznimizle dergi hacmine uygun dolu dolu bir yazı çıktı! İki insanı karşılaştırıyorum da arada kilometreler var!
Şu bahaneye bakın ki, bir kere Türk Yurdu Dergisi hakemli bir dergi değildir ve olamaz da! Ocağın ve Ocaklılar’ın yayın organıdır; şu satırların yazarı 1964 yılından beri ocağın üyesi ve 46 yıllık yazım hayatı vardır! Şu anda Türk Yurdu 1970’lerin Ötüken Dergisi’nin yanından bile geçemez! Fakat kulunuzun o yıllardaki Ötüken’de bizzat Atsız Bey tarafından kontrolü yapılmış ve yayınlanması uygun görülmüş uzun ve iddialı yazıları vardır! Kitaplarımız ve çalışmalarımız da ortadadır! Hiçbir zaman “Âlimlik “ gibi bir iddiamız yoktur; böyle bir düşünceyi şahsen hocalarımıza hakaret sayarız! Bizler sadece bir müellifiz, ki kullandığımız tecrübe ünvanımız da sadece “Gazeteci”dir! 2016’da 9 Üniversite’de konferans verdik! Akademilerin kompleksli olmayan pek muhterem ilim adamları ile iyi diyalogumuz ve yardımlaşmamız vardır!
Bu Fahri Atasoy, ne demek ister, orası babasının malı mı? Pek muhterem Ocak yönetimi böyle hasta bir adama nasıl katlanır! Ne yapalım çalışmayıp da yan gelip yatalım mı? Kendiler okumuyor diye biz de okumayalım mı? Daha evvel burada böyle ayırımlar olmazdı, bakın Sayın Çağatay dönemine bakın! O kimseyi incitmemiş ve küstürmemiştir! Ocak Genel Başkanı bu adamı daha fazla burada tutmamalıdır!
Muhabbetle.