MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, seçimlerle MHP’nin eski kalelerinde yukarıya doğru önemli bir ivme yakaladığını belirterek, “Türkiye’de birleşik Kürdistan projesini uygulayanların 1984’ten bu yana bütün yatırımlarına ve yığınaklarına rağmen stratejik öneme haiz Mersin ve Adana, serhat şehrimiz Kars gibi illerimizin milletimiz tarafından MHP’ye emanet edilmesinin anlamı büyüktür” dedi.
Çetin yaptığı yazılı açıklamada, yerel seçim sonuçlarıyla ilgili analizlerinin milliyetçi ülkücü hareketin izlediği yol olmadığını gösterdiğini savundu. Daha çok çalıştıkça, yerelde doğru isimlerle milletin karşısına çıktıkça MHP’ye olan teveccüh arttığını ifade eden Çetin, “MHP’nin geleneksel kimliğinin ön planda olduğu aday tercihlerinin seçmeni cezbettiği ve başarıyı getirdiği anlaşılmıştır. Anadolu’nun büyük bölümünde birinci veya ikinci parti haline gelen MHP’nin eski kalelerinde yukarıya doğru önemli bir ivme yakaladığı görülmektedir. Bu haliyle iktidarın tek ve gerçek alternatifinin MHP olduğu rakamların ortaya koyduğu bir hakikattir. Seçim çevrelerinin çok büyük bölümünde ya AKP’nin ya da CHP’nin rakibi olarak sadece MHP’nin kaldığı anlaşılmaktadır” dedi.
AKP ve CHP arasındaki oy geçişkenliğinin son derece azaldığı siyasi zeminde, MHP’nin bütün partilerin seçmenlerinin oy verebileceği bir ortak zemin haline geldiğini belirten Çetin, “Türkiye’nin en fazla ihtiyacı olan asgari müştereklerin, yani AKP’li ve CHP’li seçmenin ikinci partisi olan MHP, kelimenin tam anlamıyla bir milli merkez haline gelmiştir. Türk siyasetinin merkezine oturan MHP misyonuna uygun hareket ettiğinde iki uçtaki AKP’nin ve CHP’nin oylarını rahatlıkla kazanabilecek bir avantaja sahiptir. Öteki iki partinin seçmeninin kendi partilerinde ve diğerinde bulamadıkları değerleri MHP’de gördükleri, MHP’de temsili kabul edebilecekleri anlaşılmaktadır” dedi.
-“ÜLKÜCÜLÜK ÖRTÜSÜ ALTINDA DEĞİŞİK SİYASİ PARTİLERLE KIYILAN MUTA NİKAHIDIR”-
30 Mart seçimlerinde Milliyetçi ülkü hareketin misyonu ile hiç ilgisi olmayan partilerin dahi milliyetçi ve ülkücü kimliği kullanmaya tevessül ettiklerini ifade eden Çetin şöyle devam etti:
“Siyasetin bir rant aracı olarak kullanıldığı seçim atmosferinde kelimenin tam anlamıyla pazarlamacılığa soyunanların ülkücülük örtüsü altında değişik siyasi partilerle kıydıkları nikah olsa olsa muta nikahıdır. Milliyetçi ülkücü hareketin hiçbir gerçek mensubu fikren ve ahlaken böylesi bir gayrı meşru ilişkiyi hoş görmez. 12 Eylül ihtilalinden bu yana ülkücü oyları başka partilere pazarlamak gibi bir mesleği icra ederek ülkücülükten geçinen bu zevat ruhen ve fikren kirlidir. Yaptıkları işin lügatteki karşılığıyla anılmayı çoktan hak etmektedirler. Ülkücülüğün tek bir temsil makamı vardır, o da MHP’dir. Bunun aksi yönde çaba sarf edenler sadece küçük şahsi menfaatlerinin değil, aynı zamanda büyük bir siyaset mühendisliğinin oyuncağı olmuşlardır. Türkiye’de siyaseti birbirine benzeyen gayrı milli iki partiye mahkum etmeye ve Türk milliyetçiliğini bu yapı içinde eritmeye çalışmak, sadece davaya değil millete de ihanettir.
MHP, 30 Mart seçimlerinde ortaya konan millet iradesini saygıyla karşılamaktadır. Büyük Türk milletinin MHP’ye mesajı, AKP ve CHP ile olan sınırlarımızı belirginleştirdiğimizde, kendi kimliğimizle ve yani ülkücülüğümüzü temsil eden doğru isimlerle milletimizin karşısına çıktığımızda tercih edileceğimiz yönündedir. Sayın Genel Başkanımızın yaklaşık 350 seçim bölgesini adeta bir tarla sürer gibi karış karış dolaşarak yürüttüğü çalışmalar sonrası Anadolu’da başlayan uyanış umut vericidir. Vatandaşın MHP’ye ilgisi, birilerinin arkasına saklamaya çalıştığı rakamlarla gizlenemeyecek kadar büyüktür. Türkiye’de birleşik Kürdistan projesini uygulayanların 1984’ten bu yana bütün yatırımlarına ve yığınaklarına rağmen stratejik öneme haiz Mersin ve Adana, serhat şehrimiz Kars gibi illerimizin milletimiz tarafından MHP’ye emanet edilmesinin anlamı büyüktür. Milliyetçi ülkücü hareket kazandığı illerle bölücü zihniyetin boğazından yakalamıştır ve denize açılma sevdalarını denize dökülme kâbusuna çevirmiştir. O halde yapılması gereken bilinçli, planlı ve süreklilik arz eden bir programla MHP’yi büyük Türk milletiyle buluşturmak üzere yola revan olmak, çalışmak ve çalışmaktır.”
Şevkat Çetin; MHP’nin Bir Oyu, Aldatanların Bütün Oylarından Üstündür.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Türkiye’nin sandığa gittiği dönemde, bütün gündemin AKP’nin rezillikleriyle örtüldüğü ve ne yazık ki bu süreçte kaybedenin yine Türk milleti olduğunu berlirterek, “Milliyetçi Ülkücü Hareket’in bir oyu dahi aldanmışların bütün oylarından daha kıymetli ve üstündür.
Şefkat Çetin, yerel seçim sonuçlarını değerlendiren yazılı açıklamasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sürecinin başından sonuna kadar her zamanki mağdur edebiyatıyla milletin karşısında tam bir tiyatro oynadığını söyleyerek, “Icat ettiği yeni düşmanlarla yaptığı sanal savaşı, devlet imkânları ve medya gücüyle millete öyle bir anlatmıştır ki millet kendi sorunlarını unutarak Tayyip Erdoğan’a acımış ve yardım elini uzatmak zorunda hissetmiştir. Tayyip Erdoğan 30 Mart seçimlerini bir milli mücadele konseptine oturtarak her zaman yaptığı gibi milleti aldatmış ve kandırmıştır. Seçim sonuçlarının haklarındaki iddiaları yok ettiğini düşünerek aylardır sakladığı oğlu Bilal’in elini balkonda havaya kaldıran Tayyip Erdoğan, aslında yargıyı atlatma planını deşifre etmektedir. Türkiye’yi uzun süredir kamplaştırma ve gerilim siyaseti ile yöneten AKP, 30 Mart seçimlerinde de milleti kamplara bölme pahasına aynı stratejiyi sürdürmüştür.” ifadelerini kullandı.
“MILLI DUYGULARLA OYNAYARAK VARLIĞINI SÜRDÜREBILDI”
“Devlet kaynaklarını kullanarak zenginleşen AKP’li zümreye ait devasa yolsuzluk ve rüşvet skandallarına karşılık milletin çocuklarının ucuz halk ekmek kuyruklarındaki manzarası Türkiye’nin en hakiki gerçeğidir.” diye görüşlerini sürdüren Çetin, AKP’nin tansiyonu düşürmek yerine buradan beslenmeye çalıştığını, hükümeti icraatlarındaki başarılarıyla değil, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine saldırı olduğuna dair sahte algıyı millette uyandırarak, yani milli duygularla oynayarak varlığını sürdürebildiğini kaydetti.
MHP’li Çetin, namussuzca kazanmaktansa, şereflice mücadele vermiş olmanın her zaman iyi olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Milliyetçi Ülkücü Hareket’in bir oyu dahi aldanmışların bütün oylarından daha kıymetli ve üstündür. Allah’ın ayetleriyle dalga geçen zat Tayyip Erdoğan’ın balkonunda yer bulmaya devam ettiğine göre, apaçık görülmektedir, bu millet oylarını aldandığı için vermiştir. Yolsuzluk ve rüşvetle birinci parti olmaktansa, bu milletin bir kısmının Milliyetçi Hareket’i yeterince anlamaması evladır. Ülkücüler tarihleri boyunca nice defalar yalnız kaldıkları kutlu yürüyüşlerinde defalarca haklı çıktıkları bir davanın mensubudurlar. Anadolu’nun büyük bölümünde birinci veya ikinci parti haline gelen Milliyetçi Hareket Partisi’nin eski kalelerinde yukarıya doğru önemli bir ivme yakaladığı görülmektedir. Bu haliyle iktidarın tek ve gerçek alternatifinin MHP olduğu rakamların ortaya koyduğu bir hakikattir. Seçim çevrelerinin çok büyük bölümünde ya AKP’nin ya da CHP’nin rakibi olarak sadece MHP’nin kaldığı anlaşılmaktadır. AKP ve CHP arasındaki oy geçişkenliğinin son derece azaldığı siyasi zeminde, MHP bütün partilerin seçmenlerinin oy verebileceği bir ortak zemin haline gelmiştir Türk siyasetinin merkezine oturan Milliyetçi Hareket Partisi, misyonuna uygun hareket ettiğinde iki uçtaki AKP’nin ve CHP’nin oylarını rahatlıkla kazanabilecek bir avantaja sahiptir. Ne kadar kutsal kavram ve kurum var ise kirleten siyaset kurumunun, bu arenada temiz kalmayı başarabilmiş Ülkücülüğe göz diktiği anlaşılmaktadır. Yaptıkları işin lügatteki karşılığıyla anılmayı çoktan hak etmektedirler. Ülkücülüğün tek bir temsil makamı vardır, o da Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Bunun aksi yönde çaba sarf edenler sadece küçük şahsi menfaatlerinin değil, aynı zamanda büyük bir siyaset mühendisliğinin oyuncağı olmuşlardır.”