MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Başbakan Erdoğan’ı gerilimi tırmandırmakla suçlayarak, “Başbakan; cumhurbaşkanlığı seçimlerine sokaklarda tansiyonu tırmandırarak gitme siyasetini özellikle kurgulamaktadır. Aynı gezi olayları sırasında yaptığı gibi şimdi de cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ince hesaplar peşindedir. Devletin polisini jandarmasını kendi vatandaşının üzerine gönderen yöneticilere yakışan sıfat diktatörlüktür” dedi.
Yalçın çatılarının kiremitten değil bin yıllık kardeşliğin ocağında pişen çelikten olduğunu belirterek, “AKP iktidarının çatısı ise İmralı ve Kandil’den gelen taşeronlarca örüldüğü için akabilir, uçabilir, yıkılabilir” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın medyaya yönelik açıklamalarını eleştirdi. Erdoğan’ı gazete ve televizyonları susturarak, muhalif sesleri kısmakla suçlayan Yalçın, “Başbakan, 21. yüzyılın en önemli fenomenlerinden olan internet ve sosyal medyayı hesaba katmamıştır. Sosyal medyanın kitleler ve özellikle gençler üzerindeki etkisi karşısında şaşkına dönen Erdoğan, bu konuda da sınırlamalar getirmek için çırpınmıştır.
Başbakan’ın twitter, facebook, youtube gibi sosyal medya kanallarına savaş açmasının arkasında, bunları zapturapt altına alma telaşı yatmaktadır” dedi. Erdoğan’ın “140 karakter yazınca kendilerini dünyayı kurtaran adam zannederler” sözüyle sosyal medya ve kullanıcılarını küçümsediğini belirten Yalçın, Başbakan’ı normal düşünme kabiliyetini yitirmekle suçladı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça söylemlerin sertleşeceğine vurgu yapan Yalçın, Erdoğan’ın ayrıştırıcı politika yaptığını savundu. Erdoğan’ın çatı cumhurbaşkanı adayı önerisinden memnun kalmadığını ifade eden Yalçın, “Çatımıza taş atan Başbakan Erdoğan ve avenesi bilmelidir ki bizim çatımız kiremitten yapılmamış, bin yıllık kardeşliğin ocağında pişerek çelikleşmiş bir iradeyle örülmüştür. Bizim çatımızı millet inşa etmiştir. AKP iktidarının çatısı ise İmralı ve Kandil’den gelen taşeronlarca örüldüğü için akabilir, uçabilir, yıkılabilir” dedi.
-“AKP İKTİDARINDA BAŞBAKAN, BAŞKAKAN OLMUŞTUR”-
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında yüzüne tükürüleceklerden de bahsettiğini anımsatan Yalçın, “Aslında yüzüne tükürülmesi gerekenler, bir süre önce Soma ile ilgili Meclise gelen önergeyi reddeden, şimdi de sorumluluktan kaçan zihniyetin sahipleridir” diye konuştu. Erdoğan’ı gerilimi tırmandırmakta suçlayan Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:
“Okmeydanı’ndaki olayları kast ederek “Polisin eli kolu bağlı mı kalacak?’ diyen Erdoğan, güvenlik güçlerini hem tahrik hem teşvik etmektedir. Bu sorumsuzca açıklamalar, vatandaşla polisi karşı karşıya getirecek cinstendir. Erdoğan’ın huşuneti yüzünden sürekli tırmanan gerilim, masum vatandaşların canına mal olmaktadır. Erdoğan gerdikçe germekte, sokaklar da savaş alanına dönmektedir.
Başbakan; cumhurbaşkanlığı seçimlerine sokaklarda tansiyonu tırmandırarak gitme siyasetini özellikle kurgulamaktadır. Aynı gezi olayları sırasında yaptığı gibi şimdi de cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ince hesaplar peşindedir. Devletin polisini jandarmasını kendi vatandaşının üzerine gönderen yöneticilere yakışan sıfat diktatörlüktür. Başbakan Erdoğan, ne düzen, ne ölçü, ne teamül, ne gelenek, ne de siyasi adap tanımaktadır.
Önceki gün TOBB’da yaptığı konuşmayı diğer siyasi parti temsilcileri sabırla dinlemiş, ancak kendisi başkalarını dinleme nezaketini göstermeyerek salonu terk etmiştir. Erdoğan kendisi çalıp söylemeyi yeğlemekte, kimsenin sözüne itibar etmemekte, kimseyi kale almamaktadır. Erdoğan partisinin yandaşları dışındaki herkesi itip kakmaktadır. Bu haliyle AKP iktidarında Başbakan, Başkakan olmuştur.”
-BAŞBAKAN AĞUSTOS AYI GELMEDEN PSİKİYATRA GİTMELİ-
Başbakan’ın her konuda fetva verdiğini iddia eden Yalçın, ırk ve millet gibi kavramların didiklenerek, vatandaşların bıktırıldığını savundu. AK Parti’nin iktidarı döneminde bulandırılmadık berrak suyun bırakılmadığını öne süren Yalçın, “Onun asıl niyeti bellidir. İçinde Türk adının ve Türk milletinin olmadığı teokratik bir saltanat rejimi kurmak derdindedir. Hâkimiyeti Türklerin elinden alıp belirsiz odaklara, Yasin El Kadılara ve onun hempalarına teslim etmek hesabındadır” dedi. Erdoğan’ın Yeni Türkiye söyleminin altında teokratik-oligarşik düzen yattığını savunan Yalçın, eleştirilerine şu ifadelerle devam etti:
“O; demokrat Tayyip değil, “Mele Recep”tir.
Tayyip Erdoğan iktidara gelinceye kadar, bölücü unsurlar dışında Türk milletini 36 ayrı etnik unsura bölme cüretini gösteren hiçbir Başbakan çıkmamıştır.
Hiçbir Başbakan, Türk milleti demekten utanmamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir Başbakan’ı, Türk adını kullanırken onu bir etnik unsur olarak görme ayıbına ve dalaletine saplanmamıştır.
Türk milleti kendisine şöyle sormaktadır:
“Ey Tayyip Erdoğan! Şimdi sen, çoğunluk tarafından istenmediğin hâlde hangi yüz ve cüretle Türk milletinin başına cumhurbaşkanı olarak geçmek istiyorsun?
Hangi 77 milyonu kucaklamaktan söz ediyorsun?
Sen aslında 77 milyonu kazıklamak istiyorsun!”
Sayın Başbakan Ağustos ayı gelmeden bir an önce iyi bir psikiyatra gitmeli tedavi görmelidir. Zira bu terazi bu sıkleti çekmeyecek ve Köşk hayali kurarken çatı formülünün yarattığı travma kendisini yiyip bitirecektir. Bundan en büyük zararı da halk görecektir. Halk, onun yaptıklarını asla unutmayacak ve elbette arkasından hayır duası da etmeyecektir. Bir gün muhtemelen Erdoğan’ın arkasından şöyle denecektir:
Ne kendi etti rahat,
Ne halka verdi huzur.
Yıkıldı gitti cihandan,
Dayansın ehl-i kubur.”