
Ali BADEMCİ
Maşallah Çin sanki koca dünyada tek başına yaşıyormuş gibi, Uygurlar’a uyguladığı jenosit ve katliamlara devam ediyor.Türkiye’de demokrasi şampiyonlarından çıt yok; Kobani deyince ayağa kalkan aydınlarımız ve CHP’den de hiç ses çıkmıyor! Teşkilâtları çırpınıyor ama meseleyi iyi bilmesi gereken MHP’den de kuvvetli çıkışlar göremiyoruz; Deniz Baykal’ın yumurtlamalarına ve ilerlemiş yaşının bunaklığına cevap vermekle meşguller! Halbuki Türk Tarih Kurumu Başkanlığı yapmış Gurup Başkanvekili Halaçoğlu bu konuda donanımlı kişidir ve akademiden gelmektedir. Sahi akademisyenlerden de olayları sahiplenen bulunmuyor! Yıllarca dilde – etnisitede – tarihte – coğrafyada Uygurlar’ı kitaplara sığdıramayan bu kahramanlar ne iş yapar?
Gayet güzel teşkilâtlanmış ve yıllar evvel Tayyip Bey’e de bu işi öğreten Doğu Türkistan Dernekleri her gün ağıt törenleri düzenliyor ve gıyabî cenaze namazları kıldırıyor. Bu milletin aydınları neden sesiz duruyor? Üniversitelerde öğrenci dernek ve kulüpleri, hoca efendiler ve hanım efendiler etkinliklerin, form veya sempozyumların önünü açamaz mı? Fikirlerimiz, düşüncelerimiz, ideallerimiz, aşkımız daha ne kadar kitap sayfalarında kalacak? Biliyoruz ki dünya namert, insanlar insafsız, sahte aydınlar satılmış, Çinciler hâin ve şerefsizdir. Hümanizm her şeyde ve her yerde, ağızlarda sakız olarak dolaşırken Türk insanının mağduriyetini görmüyor ve tanımıyor! Yürekten inanıyorum Uygur Türkü bir ölürse bizler bin ölüyoruz! “Mezerrete” dalan dünya, Taksim’de Ulus’ ta Çin zulmüne karşı toplu intiharlar mı istiyor?
Ah şu bağımsız oldukları ile kendimizi kandırdığımız Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan BM’de parmak kaldıran ülkeler değil mi? İslâm olduğunu ilân eden ve hakimiyet peşinde bulunan Araplar, Pakistanlılar, İran, Endenozya, Malezya nerede? Filistin dramı insanlık suçu da Uygurlar’a uygulanan mezalim nedir, hani İslâmcı kabadayılar, IŞİD bülbülleri, İsrail gemicileri, Cumacılar! Mübarek Ramazan’da içiniz sızlamıyor mu? Devşirme kalıntısı “Mütareke Basını” neredesiniz? Şerefe, şöhretle değil insanlık acılarını yüreğinizde hissetmekle ancak kavuşabilirsiniz! Vay “Ermeni Tehciri”ni göklere çıkaranlar, “Diaspora Bülbülleri” Ermeni’yi duyunca mı insanlık duygularınız kabarıyor?
Helâl olsun, Numan Kurtulmuş’a, bu insanın sesine nasıl kulak vermeyiz! Akademisyen ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Kurtuluş bakın ne haykırıyor:
“İnsan hakları ihlallerini takip etmek için nice uluslararası kuruluşlar gayret sarf ediyor, bu kuruluşlar kendi faaliyetlerini icra ediyor. Ama maalesef çoğu zaman Müslüman ülkelerdeki insan hakları uygulamaları, onların aleyhine olan baskılar gündeme geldiği zaman ne yazık ki insan hakları örgütlerinin çok fazla sesi çıkmıyor. Aynı şekilde Uygur, Sincan bölgesindeki bu insan hakları ihlalleri noktasına Birleşmiş Milletleri, Dünyada bütün insan hakları kuruluşlarını vazifelerini icra etmeye çağırıyorum. Bu baskının açık bir şekilde dünya kamuoyu ile paylaşılması bir haksızlık varsa bu haksızlığın açık ve diplomatik yollarla ifade edilmesi, herhalde hem birleşmiş milletlerin hem de insan hakları ihlallerini tâkip eden örgütlerin en önemli vazifelerinden birisidir. Uygur Türkleri’nin kendi hukuklarını korumalarını tavsiye ediyoruz. Hicretin altında kahır ve zulüm vardır. Biz inandığımız kutlu Peygamberin bile kendi hayatında nice kahırlar nice zulümler çektiğini bilen bir milletiz. Hz. Peygamber, bütün çekmiş olduğu zorluklara işkencelere karşı sabırla ve metanetle direndi. Ne inancından taviz verdi ne de olgunluğunu sabrını ve metanetini terk etti. Onun sonunda Hz. Peygamber, Hicretle emir olundu, Hicret etti ve Medine ortaya çıktı. Şimdi Uygur Sincan Bölgesi’ndeki Müslüman kardeşlerimiz 1952’de Türkiye’ye gelmeye başladılar. Türkiye’de de yaşayan artık o bölgenin insanları var. Ama büyük bir olgunlukla bütün bu zulümlere karşıda direnmesini, sabretmesini becerebiliyorlar. Biz Uygur halkına sabretmelerini, inançla ve inatla bu anlamda da kendi haklarını, hukuklarını korumalarını tavsiye ediyoruz. Biz Türkiye’deki kardeşleri olarak, dünyanın dört bir tarafındaki bütün mazlum milletlerin haksızlığa ve zulme uğramış olan milletlerin, hakkını savunmak için nasıl üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. 2015 yılının Ramazan ayında şu günlerde de Uygur Sincan Bölgesi’nde yapılan bu faaliyetlerin açık bir insan hakları ihlali olduğu biliyor bunu açık bir dille her yerde ifade etmeye çalışıyoruz.”
Sayın Kurtulmuş şüphesiz ki partisinin İslâmcı politikalarının etrafında dolaşıyor; bu kadarına da razıyız. Devlet katımızdan Cumhurbaşkanı yapamıyorsa bakanları Türk Cumhuriyetleri’ni BM’de göreve çağırmalılar. Dünya Türk Halkları Çin mallarını behamahal boykot etmelidir, buna hepimizin gücü yeter! Nasıl olsa CHP, HDP’nin arkasına takıldı, MHP hemen geniş bir açıklama yapmalı ve Uygurlar’a sahip çıkmalıdır!
Namert dünya, iki yüzlü batı, kalleş Amerika; senin hakkından biz geliriz! Ülkücüler gelir, avazımız çıktığı kadar bağırıp herkesi rahatsız edeceğiz; Biz uyumuyoruz onlar da uymasın! Uygur Türk’ü uyumayacağına varsın dünyada kimse uyumasın! BBP’nin Alperenleri, Ülkü Ocakları’nın yiğitleri, Türk Ocakları şimdi durma zamanı mıdır? Hadi hep bir ağızdan:
KAHROLSUN ÇİN ZULMÜ!
YAŞASIN UYGURLARIN ÖZGÜRLÜK DİRENİŞİ!