Ali BADEMCİ
SMS:0542.311.1564
Elbette Hazaralar üzerinde Şiilik’den ötürü İran baskıları ve çalışmaları vardır; onlara her türlü yardım da yapılmaktadır! Fakat kırık dökük inanç eğilimleri onların İranî unsur olduğunu ispatlanmaya yeter mi? İşte Tacikler ile tam olmasa bile bir ırkî birlik de söz konusudur fakat Tacikler hiçbir türlü Fars olmuyor! Dilleri de âla Farsça’dır; onlar tarih boyunca olduğu gibi şimdi de Türkistan deyimi adı altında Türk birlikteliği içindedir!
Bugün sizlere Yesevi XII’yi yazacaktım; epeyce ihmal ettiğimin de farkındayım! Ama ne yapalım ki mevzu mevzuu açıyor! Evvelki günkü “Hazar ve Hazarlar” yazısı için epeyce mesaj aldım! Bölgede araştırmalarda bulunan Yrd.Doç. Dr.Savaş Şahin de sağolsun konuya müdahil oldu ve bana birçok yardımcı kaynak tavsiye etti. Halbuki Hazaralar ile ilgili özel çalışmamız bulunmuyor. Herkes gibi bir miktar konuyu biliriz; lâkin okuyucunun ilgili olması elbette sevinilecek bir durumdur. Bu sebeble bu yazı ile de birkaç laf daha edelim.
Türk ırkı büyük bir ırk ve millet olarak bir dünya milletidir; elbette tarih yapmış ve özellikle İslâmiyet öncesi kendi tarihini yazmamıştır. Hakikaten bir çok konuda hayret ediyor, hatta bocalıyoruz. Bereket ki tarihimize konu olan vatanlarımızda hâlâ yaşayan, kültürümüzü ifâde eden ve dilimizi konuşan kardeşlerimiz bulunmaktadır. Böylece onların bu günkü yaşantıları ile geçmişlerini öğrenme imkânına kavuşabiliyoruz. Dönüşerek tamamen tarihten çekilen birçok Türk kavmi bulunuyor; bunun yanında ad değiştirerek bizi yanıltan durumlar da ortaya çıkmaktır. Ayrıca gittikleri yeni vatanlarda devlet ortaya çıkararak dillerini ihmal eden ve Türkçe’yi terkederek yerli lisanla konuşmaya başlayan soydaşlarımız da bulunuyor! Bugünkü Suriye ve Mısır’da IX. asırın Kıpçak ve Karluklar’ı böyledir; Arapça konuştukları için onları Arap sanıyoruz!
Özellikle Avrupa’lı şarkiyatçılar XIX. asırdan itibaren başımıza bir de “Moğol” meselesini çıkardılar! İdil-Ural’dan gelen ve yaşadıkları zamanda “Moğol” adı ile fazla haşir neşir olan tarihçilerimiz ise ne yazık ki bu mefhuma karşı ülkemizde hayranlık davetiyeleri çıkardılar! Mesele yakın zamana kadar o boyuta geldi ki, asil Türk olmanın ölçüsü “Moğolluk” olarak ifâde edildi. Halbuki bugünkü Türkistan’da Moğol adını ağzına alan da yok, Türklükle irtibatlandıran da! Moğolistan’da bir avuç insan neredeyse “Biz Türküz” diyecek duruma gelmişken bizlerin asaleti Moğolluk’ta aramamızın acaba ne mânâsı vardır! Sırf Cengiz Han yüzünden oryantalistler neredeyse bütün Türkleri Moğol etnisitesi ile irtibatlandırdılar! Halbuki böyle bir şey yok! Hun devrinde Türk-Çinli mücadelelerinde Türk ırkına uyan bir kısım Moğol kabileleri batı yürüyüşüne iştirak etti diye ne Moğolları Türk, ne de Türk kavimlerini Moğol sayabilir miyiz? Bugünkü Moğolca bile yarı yarıya Türkçe kelimelerden oluşmaktadır; acaba bu hususu neden görmemezlikten geliriz?
Moğol deyimi Cengiz Han zamanında bir ırk olmaktan ziyade bir hareket adı olarak 1206 Kurultayı’nda benimsendi. Cengiz önce Moğol denilen iptidai unsurlarla kıyasıya bir mücadele verdi; batıya giden Cengiz Ordusu milyonla ifâde edilirken, Tiesenhausen’e göre Derşti Kıpçak’dan dönüşte ancak 4000 kişinin kaldığı ifâde edilmektedir! Peki geriye kalanlar ve yerlilere karışanlar kimlerdi, bunlara ne oldu da haritada kayboldular! Cengiz Harezm medeniyetinin temelini oluşturan Kanglı direnişini yine Müslüman olmayan olmayan Kangılılar ile kırmıştır. Aynı durum Oğuzlar için de daha kuvvetle ifâde edilebilir ! Bellidir ki Cengiz’den evvel Türkler birkaç defa Avrupa ve Asya turu atmışlardır; o sebeble Rusya bozkırlarının Kumanları hemen Cengiz Kıpçakları ile kaynamış ve Cuci nesli ortaya çıkarak Altın Orda kendini ifade etmiştir!
Rus bilginlerinin çalışmalarını dikkatle incelerseniz Urallar’da Tatar olduğunu bildiğimiz insanlar bugünkü Kazakistan Büyük-Orta-Küçük Cüz’de Kazak, Harezm’de Özbektir! Allah için Kırım Tatarı ile Kazan Tatarı’nın ne farkı vardır? Efendim berikiler Osmanlı ile ilişkide bulunmuş ötedekiler de Türkistan’a tabi kalmış’ Netice nedir, Tatar Tatardır; Türkistan’a inerseniz ya Kazak, ya Kırgız, veya Özbek’dir! Cengiz’in ölümünden sonra Türkistan nasıl Moğol oluyor? Hiyve Kongratları, Buhara Mangıtları, Rus bozkırı Nogayları Moğol mu? Türkistan’da Harezmşahlar’ın devamı olan Çağataylar’a nasıl Moğol diyebiliriz! Herşeden vazgeçtik de Emir Timur Barlas diye Moğol mu? Timur’ın nesli Fergana’dan kovulmuşken Baburlular’a nasıl Moğol İmparatorluğu denilebiliyor?
İşte bugünkü Hazaralar da böyledir! Farsça’nın değişik bir lehçesini konuşuyorlar, Şii mezhebine mensupturlar diye onlara Moğol kökenli deniliyor! Bulundukları bölgenin gerçek adı Afganistan değil Horasan’dır; Afganistan adının mazisi çok yenidir! İslâm tarihinde Horasan’ın durumunu pek iyi biliyoruz; Türkistan “batını-sünni“ inançlara meyilli iken Horasan “batını-şii” inançlara meyillidir ve Türk tasavvufunun ana merkezidir! Dünyanın neresinde Şii Moğol vardır; tam aksine Şiileşen İlhanlı Moğol hükümdarları aynı zamanda Türkleşmişlerdir! Yazıyı sondan başa doğru okumanın anlamı yoktur; kesin olarak Hazaralar Türktür!
Elbette Hazaralar üzerinde Şiilik’den ötürü İran baskıları ve çalışmaları vardır; onlara her türlü yardım da yapılmaktadır! Fakat kırık dökük inanç eğilimleri onların İranî unsur olduğunu ispatlanmaya yeter mi? İşte Tacikler ile tam olmasa bile bir ırkî birlik de sözkonusudur fakat Tacikler hiçbir türlü Fars olmuyor! Dilleri de âla Farsça’dır; onlar tarih boyunca olduğu gibi şimdi de Türkistan deyimi adı altında Türk birlikteliği içindedir!
Muhabbetle.