Ali BADEMCİ
Türkiye’de dengeleri sallayan güç dünyada kıyameti göze almalıdır! Yüzyıllardan beri Tanrı’nın kurduğu dengeden bir taş bile düşüremiyorlar! Şimdi gibi karışıklıklar olur; tehlike çanları kalblerimizi inletir ama, Türklüğü yok etmeye kimsenin veya insan gücünün yetmeyeceğinin şuurunda olmamız gerekiyor! Dünyayı misyonerler sarmışken hiç kimse böyle bir hareketten “Fobi” diye söz etmiyor; fakat mevzuu “İslâm” olunca hemen yapıştırıyor ve katalizör gücü de “Türkofobi” diye açıkça ortaya koyuyor! Su akar yatağını bulur, hiç telâş etmeyelim ama, tedbiri de elden bırakmayalım.
TÜRK SAVAŞI
Artık bu sütûnlarda bir de cuma yazımızı da göreceksiniz; malumunuz inzivaya çekildik ve vaktimiz bir hayli bol! Kendi imzamızla siyaset yazmıyoruz; yolumuz polemiklerden uzak dolu dolu fikir yazıları! Buraya kadar herşey güzel de fikir yazılarının hakkiyle okunduğunu söyleyemiyoruz! Gündelik siyaset ve polemiklerden, hatta çoğu zaman demagojiden kendimizi alamıyoruz! Halbuki siyasetin görünen yanı tamamen algılardan ibarettir! Uzun yıllar Ruslar’ın Türkiye’yi işgal edeceğinin telâşı ile yaşadık; şimdi de ABD’nin! Gerçekten böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir belâyı başına saracak babayiğit var mı? Rus korkusundan korunalım diye NATO’ya girdik ve bu uğurda can ve kan verdik! İlginçtir ki “BM İdeolojisi”ni bizler kadar cidddiye alan ne bir devlet ne de millet var! Elimize de hiçbir şey geçmedi; en sonunda devlet başkanımız çok yerinde bir deyimle “Dünya 5’den büyüktür” dedi! NATO’nun sahibi şimdi etrafımızdaki küsurat güçleri ağır silâhlarla donatıyor! Korkuyoruz ki, “Küsürat”a bir devlet kurabilirler mi? Irak yirmi seneden beri böyle düşüncelerin arenası, şimdi de Suriye o hâle getirilmek isteniyor!
İyi bir fikir jimnastiği ile kolaylıkla işin içyüzünü çözebiliriz; elbette şimdiki gibi karışıklık ve belirsizlik olur, fakat 1.Dünya Savaşı sonunda olduğu gibi artık cetvelle sınırlar çizmek ve tamamen içi boş devletler yaratmak mümkün değildir! Koca bir dünya savaşının sonuçları üzerine oturan siyasi haritalar hiçbir şekilde tutmadı; insan vücûdu gibi toplumsal gövde de her verilen kanı kabul etmiyor; tamamen yapay ve sanal tedaviler hayat kurtaramıyor! Küresel güçler Suriye’de yeniş bir dünya ile karşılaştı; bu dünya 1000 yıldan beri değişmeyen ve değiştirilemeyen Türk gerçeği! Dün bir siyaset bilimci ile uzun telefon sohbeti yaptık; Türkiye’de Suriye göçmeni 6 milyonu bulmuş! İnsanlar yeni bir macera ile karşılaşmamak için Arap ülkelerine gitmiyor; Haleb’in en varlıklı insanları Türkiye’de!
Bizim de katıldığımız Suriye Türkmen Meclisi bu ülkede Türk potansiyelini 3 milyon olarak hesap etmiş! Böyle bir rakamın nereden bulunup ortaya konduğunu anlamak mümkün değildir’ Çünkü bir coğrafyada on asırdan fazla bir zaman bir ırkın böyle bir azınlıkla hâkimiyetini koruması mümkün değildir! Suriye’de Türk milliyetçilerini sayıyorsak hesap doğru, çünkü Türkiye’de de nisap aynıdır! Fakat sıkı günlerde Türkiye’de herkes milliyetçi olur; o sebeble Türkiye’ye gelişlerinden de bellidir ki Suriye’de sıkıntılı insanların Türkiye rüyası bir gerçektir! Tarihçilerimizin tesbit ettiği Suriye Türklüğü “Doğu-Batı (Akdeniz-Irak)” çizgisinde değil Afrin(Mercidabık)- Golan hattındadır! Bu çizgi aynı zamanda ülkenin demografik omurgasıdır! Yavaş yavaş devlet olarak bu gerçeği öğrenmiş bulunuyoruz!
Haçlı Savaşları’ndan sonra yeryüzünde bütün savaşlar ve yapılan düzenlemeler İslâm coğrafyası ve Türk objesi üzerinde denenmiştir! Elbette bir batı ideolojisi olan “Marksizm” Türklüğü sadece ideololojik olarak bölmüştür; öyle sanıldığı gibi Rusya’nın elinde bulundurduğu Türk ülkelerinin kendilerini Türkiye’nin kurtaracağına dair bir beklentileri yoktur! Çünkü Rusya cehenneminde Türkler, Ruslar’dan ziyade Çarlık idâresinden kurtulmak için “Sosyalizm” e bir umut olarak sarılmışlardır! Şimdi tarihi geriye döndürmek mümkün değildir; böyle düşünmezsek “Bolşevik İhtilâli”nin Türk yüzünü izah edemeyiz! İdill Ural’da ilk Türkçü ateş “Molla Nur Vahidov”un aynı zamanda ilk ve kuvvetli “İslâmcı” olduğunu gözardı etmemek gerekiyor! Gaspıralı’nın cedidlerinden Stalin’in katlettiği Türkçüler’in kuvvetli derecede “Sosyalist” olduklarını olayların tahlili ziyadesiyle ispat etmiştir! Yusuf Akçura-Zeki Velidi hatta Hüseyinzade Ali Bey sadece birer Türkçü değil aynı zamanda Slavlar’dan önce “Sosyalist” idi! Onlar “Sosyalizm”i esaretten kurtulmak için benimsemişlerdi!
Günümüzde bile bu cereyan devam ediyor; Çarlık Türkistan’ı kolay işgal etti; fakat “Tatar Burjuvazisi” ile mücadele yüz yıl devam etti! Tatarları ekonomik çıkmaza sürüklemeyi ilk hedef olarak gören Bolşevizm’in en büyük başarısı budur! Bugünkü Rus devlet iskeleti ve bürokrasisinde “Tatarizm” hâlâ önemli bir olgudur! Rusya’nın en büyük ve kapsamlı azınlığı Türkler’dir; üstelik bu gerçeğin kültürel ve geleneksel, yıkılmayacak temelleri vardır! Türk Cumhuriyetleri’nde “Avrasyacılık” Türkiye aydınlarında olduğu gibi Rus veya Çin uyduluğu değildir! Rusya dahilinde ve haricinde hiçbir Türk “İslâmiyet”ten geri adım atmaz; Türklüğü de bu yoğun inanç hareketi ayakta tutmaktadır!
Yıllarca ABD’nin biz Türkiye aydınlarına yutturduğu gibi, Ruslar’ın açık denizlere inmesi, Türkiye’yi işgal etmesi, bilimsel tarih verileri ile örtüşmüyor! Çünkü Rusya ve Çin’de hâlâ halledilememiş bir “Türk Meselesi” vardır; elbette Rusya “Marksizm” ile bir miktar bu hareketi bloke etmiştir; lâkin Çin’de Türkler arasında komünizmden bahsetmek mümkün değildir! Rusya başındaki belâya Türkiye’yi de ilâve eder mi? ABD bile böyle bir yükü kaldıramaz! Batıda “İslâm” aleyhtarlığının kaça patladığını yaşayarak görüyoruz! Şaşırmış batı şimdi sanıyor ki kendilerini bir avuç mukallid “Kürt” kurtaracak!
Türkiye’de dengeleri sallayan güç dünyada kıyameti göze almalıdır! Yüzyıllardan beri Tanrı’nın kurduğu dengeden bir taş bile düşüremiyorlar! Şimdi gibi karışıklıklar olur; tehlike çanları kalblerimizi inletir ama, Türklüğü yok etmeye kimsenin veya insan gücünün yetmeyeceğinin şuurunda olmamız gerekiyor! Dünyayı misyonerler sarmışken hiç kimse böyle bir hareketten “Fobi” diye söz etmiyor; fakat mevzuu “İslâm” olunca hemen yapıştırıyor ve katalizör gücü de “Türkofobi” diye açıkça ortaya koyuyor! Su akar yatağınj bulur, hiç telâş etmeyelim ama, tedbiri de elden bırakmayalım.
Muhabbetle.