DOLAR 32,5663 % 0.15
EURO 34,8248 % 0.41
STERLIN 40,3194 % 0.35
FRANG 35,7675 % 0.33
ALTIN 2.418,95 % -0,57
BITCOIN 66.137,60 0.187

KAYIP BOZKURTLAR

Yayınlanma Tarihi :
KAYIP BOZKURTLAR

KAYIP BOZKURTLAR

(Beraber Çuvalladık Biz Bu Yollarda…)

Halim KAYA

Tuncer Günay Ülkücü kökenli ve kendisinin deyimi ile “Cerrahlar” olarak adlandırılmış 12 Eylülden önce komünist Devrimci militanlarla mücadele eden, devrimcileri indiren ve kendisisinin bu özel ekibe “indirenciler” adını verdiği ekipten olduğunu söyleyen, kendisinin hatıralarında adı geçen kişilerin isimlerinin değiştirildiğini söyleyen yakalandığı kanser ile de uzun zamandan beri mücadele ederken bu  “KAYIP BOZKURTLAR-Beraber Çuvalladık Biz Bu Yollarda…” adlı hatırat ile çoğu terör ve terörizm, bölücü teröristler üzerine olmak üzere 23 kitap yazmış, askeriyede ve başka yerlerde konferanslar vermiş asker evladı bir yazar.

Ben hemen baştan ifade edeyim ki “Yitik Bozkurtlar” ve “Kayıp Bozkurtlar” gibi isimler vererek ülkücüler hakkındaki ortaya konulan görüş müspet veya menfi olmasına bakmadan her ne şekilde olursa olsun kitap yazılmasına, yazılan kitapların bu şekilde isimlendirilmesine karşıyım.

Tuncer Günay’ın “KAYIP BOZKURTLAR – Beraber Çuvalladık Biz Bu Yollarda…” adlı kitabı birinci baskısını Andaç yayınlarından 2013 yılında yapmış ancak kitabın dış kapağında 3. Baskı olduğu yazmaktadır. Buradan iki anlam çıkmaktadır; birincisi kitabın baskı tarihleri yanlıştır. İkincisi ise kitabın Andaç yayınlarından 2013 yılında birinci baskısı yapılımış olmasına rağmen kitap Andaç yayınlarından basılmadan daha önce iki baskı daha yapmıştır. Elimizdeki bu baskı her ne kadar andaç yayınlarından birinci baskı olsa da aslıda kitabın üçüncü baskısıdır. Nitekim yazar yazdığı kitapları sayarken bu kitabın da Timaş yayınlarından yayınlandığını ifade etmiştir.

Tuncer Günay her ne kadar 12 Eylül arasında Ülkücüler ile Devrimciler arasındaki yaşanılan mücadeleden dolayı “Kardeş Boğazlaşması” (S:7) tabirini kullanmış olsa da Devrimciler bizi kardeşi olarak görmemiş, güçlü ve sayıca çok oldukları her yerde Dursun Önkuzu ve Yusuf İmamoğlu gibi her ülkücüye akla hayale gelmedik insanlık dışı işkence yaparak öldürmüşler, yaralamışlardır. Ülkücüler Tuncer Günay gibi her zaman iyi niyetli olmuş, bu vatanın evlatları olmaları hasebiyle can düşmanlığı yapan Devrimcilere daha insancıl yaklaşmıştır. Bu gün bile ülkücüler hesapsızca kardeş gözü ile bakarken Rahşan Ecevit gibi bir pozisyondaki Devrimci kişi bile bütün kin ve nefretini ilk fırsatta kusmaktadırlar.

Her ne kadar Tuncer Günay indirmecilerden olduğunu ve kendilerine verilen emir ile Devrimcilerin indirmecilerinden meşhur olanları indirdiklerini ve bazen Devrimci indirmecilerinde kendilerini komalık olana kadar dövdüklerini ifade etse de bu ülkücüler adına bir emir komuta zinciri içinde olduğuna katılmıyorum nitekim  “ülkücüler silah edinip belinde taşısa bile, bunları canı istediği zaman teşkilat adına kullanamazdı.(…) Bir ülkücünün kendini korumak amacıyla silahlanmasına [teşkilat tarafından] karışılmazdı.Kendini korumak amacıyla bir ülkücünün, silah taşıması teşkilatı ilgilendirmez ancak silah bir aramada polise yakalatılırsa hukuki sonuçlarına kendisi katlanırdı.”  (S:13) ifadesinden de anlaşıldığı üzere daha çok bireysel hareket eden ülkücüler saldırılar karşısında kendilerini müdafaa durumunda kalmışlardır. Tuncer Günay!ın Ülkücüleri Devrimcilerle kıyaslayan, eşitleyen, kardeş, 78 kuşağı gibi aynı gösteren hiçbir ifadeye katılmıyorum. Ülkücüler kendi inanç ve kültürüne sahip olmak isteyen, değiştirilmesine razı olmayan bu inanç ve kültürle beslenerek eğitim ve öğretimini tamamlayarak Türk milletine hizmet etmek, anasına babasına layık bir evlat olmak için okumak isteyen ancak engel olununca da tamamen nefsi müdafaa kabilinden kendisini korumaya çalışan, çıkarılan engellere kendisi yetersiz kaldığında arkadaşlarıyla birlikte engelleri ortadan kaldırmak için müdafaa yapan insanlardı. 

Askerlerin askerde dayak yedikleri sopalar “Haydar” ve “Abuzer” demeleri gibi ülkücü indirmeciler de kullandıkları sopalara “anayasa” (S:17) adını vermişlerdir. Bu “anayasa”lar 30 cm keser sapı büyüklüğünde ancak daha kalın odundan yapılmış sopalardır. Herkesin kendisine has bir “anayasa” sopası mevcuttur. Zaten dış ve iç destek almayan ülkücüler eğer kendi imkânları ile silah elde edemiyorsa kendisini ve arkadaşlarını savunurken geriye kalan kullanabileceği silah olarak bir tek sopa kalıyordu. O da yoksa genellikle ve çoğunlukla yumruklarıyla bu işi görüyorlardı. 

Tuncer Günay  “Kimleri mi indiriyorduk?” deyip ve ondan sonra “Mukaddes değerlerimize, bayrağımıza, dinimize, askerimize, polisimize, birlik ve beraberliğimiz, tarihimize, ecdadımıza, milli kültürümüze, Atatürk’e ve devletimize saldıran komünist örgüt militanlarını, Ateistleri, hippileri, KGB ve CIA ajanları olduğunu öğrendiğimiz turistleri, fuhuş yaptıranları ve yapanları, sübyancıları, cinsel tacizcileri, stokçuları, vurguncuları, sigara tombalacılarını, esrarkeşleri ve uyuştururcu satıcılarını, toplum içinde alenen homoseksüelliğini teşhir edenleri, özendirenleri, kumarhane işletenleri, dolandırıcıları, halkı huzursuz eden sokak kabadayılarını ve esnafı haraca bağlayan bitirimleri” (S:19) sayarak ülkücülerin sadece milli kültür ve vatanı korumadığını ahlak ve dini korurken milleti de her türlü dejenerasyondan korumaya çalıştığını ifade etmiştir. Nitekim Tuncer  Günay “Ülkücüler sadece Bolşeviklerle değil, toplumu saran, tehdit eden ve çürüten bütün sosyal cerahatlerle ve mikroplarla da savaşıyordu.” (S:20) ifadeleriyle mücadelenin büyüklüğünü ortaya koyuyor.

Tuncer Günay’ın daha kitaba başlarken “Kardeş Boğazlaşması” (S:7) diyerek hafife aldığı komünist militanların saldırılarını işkencelerini “solcu öğretmen ve idarecilerle solcu mezhepçi polislerinde desteğini alarak ülkücüleri sindirip susturmuşlardı. Can güvenliğimiz yoktu. Yapılan baskılar ve maruz kaldığımız şiddet yüzünden okula giremez olmuştuk. Ülkücülerin büyük bir kısmı okuldan ayrılıp gitmişti. Sayımız iyice azaldığından sınıflara dağıldığımızda her birimizi tek tek bulup öldüresiye kadar dövüyorlardı. 20-30 kişiyle sınıflara girip tek başına ya da 2-3 kişi kalan ülkücüleri acımasızca indiriyorlardı. Bolşeviklerin kin ve intikam duyguları öylesine dayanılmaz ölçülerdeydi ki, birkaç gün sonra gözü kara ve dirençli ülkücüler de okula giremez oldular.” (S:22) ifadeleriyle ortaya koymak zorunda kalmıştır. 

Tuncer Günay “Bu mutsuzluk ortamına, evin içinde hiç eksik olmayan kavga ve münakaşalarla birlikte körpecik bedenlerimize karşı uygulanan acımasız şiddeti de ekleyip hepsini toparlarsanız ortaya bir indirmeciyi hazırlayan alt yapının çıktığını görürüsünüz” (S:27) diyerek babasının kumar düşkünlüğünden, annesinin de bu kumar düşkünlüğünün sebep olduğu aile ekonomisindeki bozulmaya sebep yakalandığı sinir bozukluğu neticesinde çocuklarına uyguladığı aile içi şiddetin onun dışarıdaki davranışlarını etkilediğini ifade etmektedir. Daha önce komünistlerce yaralanmış Ülkücü bir Gazi olan arkadaşlarımdan birisi okuduğumuz ülkücü bir hatıratı yazan başka bir ülkücünün üvey annesinin aile hayatında sebep olduğu tesirden bahsederek kendisinin özel hayatına da babasının alkol bağımlısı olmasının tesir ettiğini ifade etmişti. Her üç ülkücünün hayatında aile dramının etkisi büyük olsa gerek.

O zaman Ülkü Yolu Derneği Konya dernek başkanlığını yapan Harun Meral’den bahsederek dolayısıyla olayların Konya’da geçtiğini ifade etmektedir. Konya’nın muhafazakâr görünen yapısının pek komünist işgale uğramış olduğu ihtimali vermemesinin aksine Ülkücülerin de Konya’da okullara sokulmadığı ve sık sık okullar arası nakil değişikliği yapmak zorunda kaldıklarını, bu değişikliklerin de okullarda sahipsi kalmaya, okulların komünist hâkimiyetine girmesine sebep olduğunu görüyoruz. Harun Meral bu gün de milliyetçi bir çizgide Ahde Vefa Derneği adı altında kurduğu dernekte Konya merkezli sosyal faaliyetler ve ihtiyaç sahiplerine ekonomik yardımlar yapmakta, yapılan yardımlar toplanarak dernek vasıtasıyla Türk Yurtlarında ihtiyaç sahibi soydaşlarımız olan Türk milletine su çeşmeleri yaptırılmaktadır. Konya bir Türk şehri olmasına rağmen Kürt nüfusun çokluğu Kürtçü ve solcu komünist militanların beslemesine kaynaklık ediyordu. Kürt ile problemi olmayan ülkücülerin il başkanı Harun Meral’ın da “Kürt şivesiyle konuşması” (S:53)’ndan Kürt olduğunun anlaşılması ülkücüler açısından asıl problemin bölücü ve komünist Kürtçülük olduğu anlaşılıyordu. Bir ülkücü olarak da muhafazakar bir şehir olarak ün yapmış Konya şehrinin komünist ve bölücü Kürtçülerin hakimiyetine girmesinde Milli Görüşçülerin “ Bizim namaz kılmayan dinsiz kardeşlerimiz” bakış açısının etken olduğunu düşünüyorum. 

Aslında korunma içgüdüsüyle ve iç huzur vermesi için birçoğumuz zaten evden çıkarken abdestli dolaşarak, maneviyata sığınıyorduk. Kendimizi temiz, manen güçlü, huzurlu ve cesaretli hissediyorduk. (S:56)  diyerek abdestsiz evden çıkmadığını ifade eden Tuncer Günay her hangi bir olaydan önce abdesti olmayanlarında abdest alarak manevi olarak her hale hazır olduklarını ortaya koyarak davalarının maneviyat yüklü olduğunu ortaya seriyorlardı. Kim ne derse desin ülkücüler Fatiha’yı da biliyorlardı, abdestsiz sokağa da çıkmıyorlardı. Bu iftiraların vebali boynunda olanlar ahret gününde başta Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere milyonlarca ülkücüyle helalleşeceklerdir. 

Tuncer Günay 1979 Süleyman Demirel hükümetinden sonra 3-4 kat büyüyen ülkücü harekette de her kitle hareketinde olduğu gibi ülkücüler içinde de kendi adına hareket edenlerin olduğunu “ Dava ve teşkilat hesabına yapılan indirmelerin arasına, gerçekte şahsi hesaplar güden ama davaya hizmet kılıfına sokan indirmeler de eklenmişti. Öyle bir an geldi ki, artık indirme işleri teşkilatın kontrolünden çıktı. ÜYD başkanının odası nahak yere dövülen mağdur şikâyetçilerle dolup boşalmaya başlamıştı. İnsanlar, MHP’li veya Ülkücü olsalar da olmasalar da ülkücülerin haksız veya yanlış uygulamasına maruz kaldığında, hiç çekinmeden ÜYD’ye geliyor, mağduriyetlerini anlatıp, şikâyette bulunabiliyorlardı. (…) Mağdurlar, şikâyetçiler dikkatlice dinleniyor, buna yol açanlar hemen bulunarak teşkilata getiriliyordu. Şikâyete konu olan olay,  bir de ondan ve varsa şahitlerden dinleniyordu. Eğer şikâyetçi vatandaşın doğru söylediği ve haklı çıktığı anlaşılırsa o zaman o ülkücünün vah haline” (S:65) ifadesinde ülkücü hareketin yanlış yapanlara karşı bizim arkadaşımız diye sessiz kalıp yaptıklarını yanlarına bırakmadığını aksine onları cezalandırma yoluna gittiğini görüyoruz. Günümüz siyasi arenasındaki bütün siyasi partiler kendi yandaşlarının yanlışlarını cezalandırmadan sessiz kalarak yandaşlarını haklı göstermeye çalışmaktadırlar. “Üstelik aniden gerçekleşen bu genişleme yüzünden, teşkilat içinde teşkilatçıklar, kendi başına buyruk gruplar ve münferit davranan indirmeciler türemişti. Bu durum da ülkücülerden kaynaklanan ya da onlara mal edilen mağduriyet ve haksızlıkların çoğalmasına yol açmıştı. Canı istediği yerde ve zamanda, teşkilat namına ya da kişisel hesaplar ve çıkarlar için adam indiren, mekân basan müstakil indirmeciler, teşkilat ve toplum için büyük bir mesele haline gelmişlerdi.” (S:66) diyen Tuncer Günay sanki bu gün teşkilatlardan ayrı hareket etmeye çalışan başıbozuk, dağınık ülkücü geçinen tayfayı anlatıyorlardı. Dün zorbalığı kendi adına yapanlar bu gün siyasi menfaat teminini kendi adına yapıyor, bu uğurda nice planların içinde yer alıyorlar. Bazen teşkilattan habersiz işler yapıldığı gibi bazen de teşkilatın izin vermediği hususlar teşkilata rağmen gerçekleştiriliyor teşkilatın kitle üzerindeki otoritesi hiçe sayılıyordu. Tıpkı Tuncer Günay’ın okul başkanı olduğu Lisedeki Samsunlu pasif solcu öğretmene (S:72) yapılanlar gibi.

Tuncer Günay anlattığı hatıratın tarihi seyri arasına daha yakın zamanlardan mevzular yerleştirerek açıklamalar yaparak kitabın konu anlatımı bütünlüğünü bozmaktadır. Başbuğun bu husus ile alakası olamayan (S:91) daha sonraki hayatı hakkındaki konuları bu durumda konunun peşine eklediği gibi Alişan Satılmış ve Metin Turhan hakkında da buna benzer bir mevzuyu onların kurmuş olduğu bir okuma evini ekleyerek (S:93) kronolojik hatıra anlatışının bütünlüğüne dikkat edilmemiştir.

Tuncer Günay “KAYIP BOZKURTLAR – Beraber Çuvalladık Biz Bu Yollarda…” adlı kitapta çok detaylı anlatımlara ve anlaşılır bir dil ile anlatıma önem vermiş ancak kitapta bazen kendi nevi şahsına münhasır benzetmeler yaparak ülkücü hareketin mücadelesini sadece kendi anladığı ve anlattığı gibi bir mücadele zannedilmesine sebep olmaktadır. Daha önce okuduğum Ahmet Büyükkarabacak’ın yazdığı “Üç Hilal’in Hikâyesi” adlı kitap ile Tuncer Günay’ın “KAYIP BOZKURTLAR – Beraber Çuvalladık Biz Bu Yollarda…” adlı kitap ikisi arasında sanki ülkücü hareketin mücadele metotları farklıymış, daha çok maceraperest gibi bir duygunun edinilmesine sebep olmaktadır.

“Ülkücü mafya” yaftasını ülkücülerin kabul etmediğini ancak basının böyle bir yafta ile ülkücüleri suçladığını söyleyen Tuncer Günay “Ülkücülük bir ahlak, erdem ve namus davasıdır. Ülkücü ideoloji her türlü yasadışı ve ayıp faaliyet, hak edilmemiş, kolay veya haram kazancı ve bunların peşine reddeden, lanetleyen ve yasaklayan, bunun yanı sıra olgun, üstün, faziletli ve temiz bir dava adamı modeli çizen bir doktrindir.” (S:132) diyerek “Ülkücü mafya” yaftasını kabul etmediğini ifade etmektedir. Ülkücüler böyle bir davranışı kabul etmezler, nereden biliyorum; 1987 ya da 1988 yılında Bursa’da o zamanın Ülkü Ocakları başkan ve yönetimi ile 12 Eylül öncesinin eski Ülkü Ocakları başkanlarından 6-7 tanesi bir bildir yayınlayarak “Ülkü Mafya”ya karşı olduklarını ve Ülkücü hareketin bunlarla da mücadele edeceğini ilan etmişler, ben de bizzat bu bildir mektubu zarflayarak o zamanın mahalli ve ulusal gazetelerine, televizyonlarına götürüp dağıtmıştım. Ancak bizim mafyaya karşı olduğumuzu sadece “Cumhuriyet” gazetesi yazmıştı.   

Tuncer Günay “Şimdiki ülkücüler böyle şeyleri bilirler mi ya da ocaklarda böylesi asil ve şövalyece davranışlar kaldı mı acaba?” (S:138) diyerek birkaç yerde kendi nesli ülkücüler de görüp de yeni nesil ülkücülerin de bu davranışları gösterip göstermediklerini soruyor. Yeni nesil ülkücüler bu erdemli davranışları göstermiyorlarsa bu onların kusur değildir. Kendilerini erdemli olarak gören ağabey ülkücülerin eksikleridir. Onlara bu davranışların ülkücüyü yüceltecek faziletli davranışlar olduğunu öğretmemişlerdir. Kaldı ki kimi teşkilatları terk etmekten, kimi çocuğunun can tehlikesi olur diyerek kendi çocuklarını Ülkü Ocaklarına göndermemişlerdir. Ama Hazreti Ali’nin bir sözü var “Çocuklarınızı kendi çağına göre yetiştirin” diye. Eğer kendi çağımıza göre yetiştirirsek bir adım ileri gidemeyiz. Onun için yeni nesil ülkücülerde eskilerin eksik gördüğü bir şey varsa ya kendi eksikliklerindendir ya da çağının gereği gibi yetiştirilmesi için ihtiyaç duyduğu öğretiliyor, ihtiyaç duymadığı ise öğretilmiyordur.

Tuncer Günay her ne kadar kitabının ilk bölümünde 12 Eylül öncesi hatıralarını anlatmış olsa da ikinci bölümde doğrudan 12 Eylül sonrasında yaşadıklarını anlatarak kitabının birinci bölümünü sade “Ülkücü ve Devrimciler” ithaf ederek başlatırken ikinci bölümü ise”12 Eylül 1980’den sonra..” diye ayırmıştır. 

İnsanın işleri yaver gitmezse kendisi ne kadar başarılı, becerikli, mahir olursa olsun gidişatı düzeltemez, düzenleyemez. Nitekim Tuncer Günay’da Sanat Tarihi eğitimi alması (S:153) dolayısıyla öğretmenlik mesleğini icra etmede yetenekli olsa da öğretmenlik mesleğini yasaklardan kurtularak rahat yapamadığı için hayatını bir standarda bağlamada ve geçimini temin edecek geliri elde etmede zorlanmıştır. İkinci bölümde anlatılanlar her ne kadar Ülkücü birinin hayat mücadelesi olsa da ülkücü içtimai meseleler değil doğrudan Tuncer Günay’ın özel hayatıdır.

Çay ocağını incelerken duvarlarında ‘Bozkurt’ ve ‘Türkeş’ resimlerini görünce şaşırdım ve tarifsiz bir sevince boğuldum.” (S:220) diyor Tuncer Günay. Nasıl Boğulmasın ki. Gelenek olmuştur biz ülkücülerin arasında gurbet ele çıkan bütün ülkücüler önce Ülkü Ocaklarına ya da MHP’sinin il ilçe teşkilatlarına uğrar oradaki yetkililerden şehir hakkında bilgi alır, eğer işi için desteğe ihtiyacı varsa teşkilat mensupları bu probleminin çözümünde kendisine yardımcı olurlardı. Eğer teşkilatlardan birine uğramazsa temasta bulunduğu kişinin fikri yapısına dikkat eder, Bozkurt, Üç Hilal ve Başbuğun resimleri gibi bir ortaklık görürse hemen taklır ‘Siz de mi Faşistsiniz’ genelde mimiklerle desteklenen bu soruya olumlu cevap verilir ve iki tanıdık bir birine yani kavuşmuş gibi sarmaş dolaş kucaklaşılır ve gelen misafirin dertleri dinlenerek dertlere ortak olmaya çalışılırdı. Tıpkı Tuncer Günay’ın Alaşehir’de karşılaştığı gibi. Ama artık bu mevzuyu istismar edenler ile teşkilatlarda görev alan gayri samimi insanlar bu güzel hasletimizin yavaş yavaş ortadan kalkmasına sebep olmaya başlamış, eskisi gibi kimse kimsenin derdine derman olmaya çalışmamaktadır. 

Tuncer Günay kitabında biraz özel sayılabilecek hallerinden bahisten sonra Ülkü Ocakları Alaşehir Ülkü Ocakları başkanı olarak atanmıştır.“… ağırlığımı tamamen MHP ilçe başkanı (…)ve yönetim heyeti tarfından koyarak resmi ve meşru yönetimin arkasında durduğumu gösterdim. (…) başkanın ve partinin aleyhine hareket eden, laf taşıyan, huzuru, birlik ve beraberliği bozan, arabozucu, gıybetçi, hizipçi ve fitneci bazı kişilerin hizaya getirilmesi ve terbiye edilmesi işleri olmak üzere eğitime, seminer ve kültür faaliyetlerine ağırlık verdik.” (S:227-228)  bu durumun sadece Tuncer Günay’ın Ülkü Ocakları Alaşehir ilçe Başkanı olarak atandığı burada mı böyle olması gerekiyordu, tabi hayır. Bütün Türkiye’de ülkücü teşkilatlarda ve ülkücüler arasında takip edilecek hareket tarzı aynen Alaşehir ilçesinde Tuncer Günay’ın yaptığı gibi olmalıdır. Teşkilatlar istişareler sonucu aldıkları kararlarda hata yapabilir. El birliği bu hatanın zararı telafi edilir, ancak bireysel hatalar kopma ve mensupları arasında soğukluk oluşturacağı için tasvip edilmez.

Tuncer Günay’ın yaşadıkları öyle bir duruma getirmişti ki artık her hareketinin arkasındaki yatan hallerin psikolojik tahlillerini, analizlerini yapıyor. Öyle ki sık sık yapılan bu ruh tahlilleri kitabın bu bölümlerini psikoloji kitabına çevirmiştir. Değme psikolog Tuncer Günay’ın su dökemez. Onun yaptığı ruh tahlillerinin seviyesinde bir tahlil yapmayı beceremez. Nasıl becersin, psikologlar için bir laboratuar olan gözlem yapacağı ve gözlemlerinden genellemeler yaparak sonuçlar çıkaracağı dolu dolu yaşanmış bir hayat gerekir ki, o da ancak Tuncer Günay’ın yaşadığı hayat diyesim geliyor. İstihdamı az olan, yaptığı ve yapmaya ısrar ettiği meslekten farklı bir branşta bitirmiş olduğu Üniversite sebebiyle her zaman geçimini temin edecek sürekli ve düzgün bir iş bulamaması, bulduğu işlerde de teftiş yoluyla engel olunarak branş farlılığından çalışamaması yanında dershanelerin kendi iç sorunlarıyla kapanması vs. nedeniyle işsiz kaldığı zamanlarda eş, çocuk, ev gibi sorumluluklarını istediği gibi yerli yerine getirememek onu bunalımlara sokmuş, ancak kendisindeki mücadele azmi her seferinde onun hayata tutunmasını sağlamıştır. Ta öğrencilik yıllarından beri ülkü Ocaklarının çıkarmış olduğu dergilerde, Hayati Tek, Hakkı Öznur, Servet Avcı gibi MHP’den ayrılmış bir grubun çıkardığı gazete ve dergiler yanında çeşitli cemaat ve siyasi gruplara bağlı muhafazakâr gazete ve dergilerde yazdığı yazılar zaman zaman da yerel gazetelerde yaptığı işlere bilgi kaynaklığı edecek seviyede okuyan ve düşünen birisi olması sayesinde yaptığı işlerle geçici ekonomik rahatlamalara sebep olması ile birlikte her halde bu depresif durumlardan erkenden kurtulmasını sağlıyordu. Fehmi Koru’nun çalıştığı gazete olan Zaman’a da “Sabancı’nın Katili ve MİT” başlıklı bir yazı yazmış, yazı ilk sayfadan tanıtılarak yayınlanınca Fehmi Koru onu Zaman Gazetesindeki  (S:296) bürosuna görüşmek için çağırmıştı. Kısaca demem o ki Tuncer Günay yaptığı işleri iyi ve güzel yapmasına rağmen, şansından mı ne, istikrarlı bir iş tutamıyordu. 

18 Mart Çanakkale Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevim Buluç “Yavrum maşallah ne zengin kütüphaneniz varmış öyle. O kitapların hepsi de çok değerli ve güzel.” (S:262) diyerek Tuncer Günay’ın üniversiteye 22 bin liraya sattığı, aslında 7-8- bin liradan aşağı etmeyecek sadece Arkeoloji ve Sanat tarihi Bölümüyle ilgili olan 345 adet kitabın övgüsüydü. Tuncer Günay’ın aslında üniversiteden sınıf arkadaşı şuan doktora öğrencisi olan bir arkadaşının Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevim Buluç’a söylediği “Sizin çok başarılı, çok araştırmacı ve çok çalışkan bir öğrenci olduğunuzu anlattı bize.” (S:263) sözdeki gibi olduğu kütüphanesindeki paha biçilemeyen 345 kitaptan da anlaşıyordu. Ama ülkemizde yine olan olmuş, liyakat kesp eden biri mağdur olmuş, branşıyla ilgili hiçbir iş bulamamış ve inşaatlarda çatı ustalığından çay ocaklarında garsonluğa varana kadar yapmıştı. Eğitim sistemindeki çarpıklı, iş verilemeyen üniversite mezunları problemi devreye girmişti.

5-10 gün önce geçirdiği beyin kanaması sonucu vefat eden Gazeteci, Edebiyat adamı yazar Adnan Şenel (Allah Rahmet Eylesin, Mekânı Cennet olsun) yıllar sonra bir gün Tuncer Gügay ile karşılaşırlar, Tuncer Günay “Satışlar nasıl Adanan? Gazetenin satışları?” diye sorması üzerine Adnan Şenel “Berbat, Tirajlar iflas ettirme sınırında, çok düşük… Ülkücü Gazetelerin her zamanki malum hali. Çok zorlanıyoruz. Parasızlıktan kırılıyoruz.” (S:289) şeklinde verdiği cevap ile ülkücü hareketin okuma kapasitesini ortaya koyuyordu. Çıkarılan gazete ve dergiler okunmayınca da camianın kültür seviyesinin yüksekliğinden bahsedilemeyeceğine göre; kültür seviyesi ile gazete ve dergi tirajlarının ters orantılı bir hali olduğu görülür. Dergi Gazete tirajı artarken camianın da kültür seviyesi yükseliyor, dergi gazete sayısı düşerken camianın da kültür seviyesi düşüyor cahilli aramızda diz boyu cirit atıyor. Dernekler sivil toplum kuruluşları teşkilatların basıp gönderdiği dağıtılmayan, satılmayıp biriktirilen sayıların yığılmasıyla kâğıt hurdalığına dönüyor. Zaman zaman eski sayıları benim gibi düşünenler bedava öğrencilere vermeye çalışsalar da bedava olunca da hepten kıymetsizleşiyor, öğrenci aldığı dergiyi sessiz sedasız oturduğu sandalyenin üstüne bırakarak çıkıp gidiyor. !2 Eylülden sonra çıkan “Hergün” gazetesi okuyucu bulamadığı için kapanma aşamasına gelmiş Tuncer Günay da gazetenin kapanışına mı yoksa alacağı paraları alamamasına mı üzülsün karar vermemiştir. “Son nesil Ülkücülerin kitap, gazete okumamalarına olan kırgınlığım bu hadiseden sonra öfkeye dönüşmüştü. Ülkücülerin kendi gazetelerini okumamaları yüzünden bin bir zorluk ve mücadelelerle bu gazeteleri çıkarmaya çalışan insanlar da parasızlıklar ve sefaletler içinde mahvoluyordu.” (S:306) diyerek camianın gazete ve dergi okumayarak sebep olduğu yıkımı ortaya koyuyordu.

Bir yanda okuyucu bulamadığı için kapanan “Hergün” gazetesi bir yanda lüks otellerde zengin tayfaya iftar veren ve bu iftar ücretlerini ödeyemediği için icralık olan teşkilat mensuplardan yakınan Tuncer Günay düşüncelerini “Öfkem; hareketin gerçek sahipleri olarak Ülkü Ocaklarını ve ülkücüleri değil kendilerini gören, kendileri ülkücülere hizmet edeceklerine ülkücüleri kendilerine hizmet ettiren, parlamentoya girmekten ve koltuk kapmaktan başka hiçbir ideolojileri olmayan bazı profilleredir.” (S:307) şeklinde ifade ediyor. Tabi şikâyetlerin temelinde camianın her ferdini bir aile ferdi olarak görmeyip işini gören kaptan mantığının hâkim olmasının yattığı aşikârdır. Eğer camianın mensupları olarak anca beraber kanca beraber mantığı ile bütün işlerimizi organize etsek ne kapanan dergi ve gazetelerimiz olur ne de icralık teşkilatlarımız olurdu. 

Ben de yaşadığım bir olayla konuya katkı yapayım. İl Ocak başkanı ilimizdeki en modern ve popüler otelde faaliyet yapmak ister ancak tutmak istediği salonu kirasını ödemezsiniz diye vermezler. Aklı kimden aldıysa ocak başkanı beni arar, salonu tutmak için kefil olmamı ister. Ben de başkanın isteği doğrultusunda otel müdürünü aradım ve ricacı oldum. Salon tutuldu. Faaliyet bitti. On beş gün sonra okul müdür beni aradı, müdürüm bizim salonun ücreti hala ödenmedi, dedi. Ben hemen başkanı arayıp ödemelerini söyleyeceğim, kusura bakmayın dedim. Başkana söyledim ancak ödememiş, aradan bir on beş gün daha geçinde otel müdür tekrar aradı ve ücretin ödenmediğini söyledi. Ben hemen gittim ve kredi kartımdan çektirdim. O sırada bana rastlayan bir doktor arkadaş birlikte ödeyelim dediği halde ben Ülkücüyüm ve ülkücülerin borçların sadece ülkücüler öder dedim. Daha sonra o günün yöneticiler sağ da solda hava atmaya başlayınca bu salon ücretini ödedik diye kulağıma geldi. Bende parti ve ocak başkanları olarak onları yanımda birkaç tane de şahit olacak güvenilir kişi ile birlikte kahvaltıda topladım. Tam kıvamına geldiği bir zaman da her iki başkana bu kahvaltıyı ben düzenledim. Ocağın faaliyetinden dolayı oluşan oteldeki salon kirasını birileri biz ödedik diyorlarmış. Bu sözün aslı astarı yok. Borcu ben ödedim. İşte kredi kartı slipi ve ödeme makbuzları. Başkanlarım eğer bu sözü bundan sonra duyarsanız işin aslını bilin ve karşı çıkın, söyleyin ki o borcu Halim ödedi, dedim. Tabi başkanların yüzü kıpkırmızı, ben hiç onlardan bahsetmiyormuş gibi davranmaya devam ettim.

Biz de mücadele ettik mafya ile, inandık ve inanıyoruz ki “ülkücünün mafyası olamaz.” Eğer ülkücü olduğunu da iddia eden bir kişi hangi seviyede olursa olsun kendisinin mafya olduğunu söylüyorsa o ilk söylediğinde samimi değildir. Ülkücülüğü bir maske olarak kendi mafyatik işlerini kamufle etmek, gizlemek için kullanıyordur. Nitekim Tuncer Günay da bu düşüncede olacak ki Başbuğun ölmeden 4-5 ay önce ülkü ocaklarını sızmış mafyatik kişileri temizlemek için Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak görevlendirdiği Azmi Karamahmutoğlu tarafından Ülkü Ocaklarına sızmış mafyacı kişileri araştırma ve rapor yazımı (S:308) işi kendisine verilmiş. On gün içinde İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Balıkesir, Konya ileri başta olmak üzere bütün Ocakları kapsayan raporu yazmış ve önce Azmi Karamahmutoğlu, daha sonra Başbuğ bu raporu okumuş ve gerekeni de yapmışlardır. Mafya ile mücadele devlet Bahçeli’nin zamanında Atilla Kaya, Alişan Satılmış’ın Ülkü Ocakları Genel Başkanlıkları zamanında da devam etmiş, Ülkü Ocakları bünyesine sızmış “bütün mafyatik çıkar ve rant teşekkülleri adeta jiletle kazındı” (S:309) Tabi ki Mafya öyle bir an mücadele edilip kökü kazındı diye elense rahat yatılarak mücadele edilecek bir oluşum değildir. Ki eğer öyle olsaydı dünyadan zaten kökü kazınmış olurdu. İlk fırsat bulduğu en zayıf noktadan pisliklerini topluma enjekte etmeye çalışan, her gün yeniden doğarız dercesine filizlenen bir suç örgütüyle top yekûn ve devamlı mücadele etmek gerekir.

Tuncer Günay ekonomik olarak sıkıştığı zamanlarda Ülkücü arkadaşlarının ekonomik olarak müsait olanlarının dışında Aksiyon Dergisinden Aydoğan Vatandaş’dan, Ömer Erturgut’tan Zaman Gazetesinden ise Mahmut Çebi’den, Fehmi Koru’dan, Süleyman Ünal’dan Yeni Şafak Gazetesinden Nasuhi Hüngör’den ayrıca okul arkadaşı ve hemşerisi daha sonra AKP kurucusu ve milletvekili de olan Haydar Kemal Kurt gibi insanlardan maddi destek almıştır. Ancak hadi Ülkücüler ekonomisi en zayıf arkadaş halkasını oluşturdukları için onu sıkıntılardan toptan kurtarışı gerçekleştiremediler ama bu kişiler de Tuncer Günay’a balık tutmayı öğretmemiş devamlı balık vermeyi tercih etmiş oldukları sıkıntılı hallerinin devam etmesinden anlaşılıyor.

Tuncer Günay bu “Kayıp Bozkurtlar” adlı kitabında anlattığı hatıralarını ülkücülükle ilgili olanlar ve özel ailevi hatıralar diye ayırmadan özel, kamusal ve resmi bir hayatın bütünlüğü içinde iç içe anlatmış, üç ve dördüncü bölümlerde yoğunluk olarak özel hayata yer vermiştir. Aslında ülkücü hareket ile ilgili yaşadıklarını ve bu yaşanılanlardan çıkardığı neticeleri ayrı bir kitapta daha detaylandırarak yazmış olsaydı farklı bakış açıları ve bilgisiyle ortaya koyacağı daha yeni farklı bilgiler Ülkücü hareketin tecrübe hanesine yazılacak ve genişleyeceti.

Tuncer Günay Ülkücü Hareket mensupları dışında her farklı zihniyetteki gazeteci ve yazar taqyfasıyla aydın olmanın icabı görüşüyordu desek de Sedat Peker ile görüşmesi tamamen farklı bir nedene dayanıyordu.  Tuncer Günay zaman zaman yardıma muhtaç kişilere yardım ettirmek için temas kurduğu Sedat Peker ile bu sefe hastalığı sırasında kendi adına temas kuracak ve yurt dışından getirilmesi gereken “Velbe” adlı ilaç için gerekli 700-800 Euro parayı (S:386) isteyecektir. 

Birinci ülkümüz Ülkücü olabilmektir. Ülkücü de yüksek ahlak ve ilimle çelikleşip mükemmelleşmiş olan edep ve irfan sahibi, mümtaz, muazzez, mütekâmil ve mütearrif bir şahsiyet demektir.” (S:410) diyen Tuncer Günay “Affet Bizi Başbuğ’um… Bozkurt Olarak Kalamadık… Çoğumuz Çakal Oldu… Ülkücü Yeminini Tutamadık” (S:408) başlıklı yazısında ülkücü Hareketin bir cemaat olduğunu ve mevcut cemaatler içinde geride kaldığını ancak hala öne geçip başarılı olma şansını kaçırmadığını ifade etmektedir.”Eminim ki, cemaatimizde davayı kavramış ve özümsemiş, inançlı, kararlı, donanımlı ve mükemmel ülkücülerden çok vardır. Bu yorgun ve uykudaki cemaati silkindirip kendine getirecek ve ayağa kaldıracak olanlar da onladır.” (S:411)     

YORUM YAP

Bağdar Caddesi Escorthamile pornobodrum escortbahis siteleri yenigaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.tedxpenn.com/escort ankaraankara escorthttps://greenhousecraftfood.com/ataşehir escortBetofficeMebbistrendyol indirim koduPusulabetCasibomistanbul escortslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comstarzbet adamsah.netdeneme bonusuistanbul escortcasibomstarzbetpiabetstarzbet girişstarzbet girişbahsegelbahsegelklasbahisankara kombi servisimersin günlük kiralık evbetturkeyxslotBelge istemeyen bahis siteleribycasinotipobetgrandbettingtruvabetbahiscasinotarafbetbahiscommariobetbetistmarkajbetbetinematadornetcasibombelugabahisbetebet1xbetasyabahiscasinovalediscountcasinoelexbetfavoribahisbahiscombahiscombelugabahisbelugabahisbetistbetistceltabetceltabetklasbahisklasbahismariobetmariobetrestbetrestbettarafbettarafbettipobettipobetcasibomcasibomcasibomcasibomstarzbetsahnebetlimanbetredwinmatadorbetmatadorbetbetkombetkomcasibomsancaktepe çilingircasibomcasibomcasibomcasibom7slotsbahigobahis1000bahisalbaymavibaywinbetexperbetkanyonbetkolikbetkombetlikebetmatikbetnisbetonredbetorspinbetparkbetperbetroadbetsatbettiltbetturkeybetvole24wincratosslotelitbahisfavorisenfunbahisgorabethilbetikimisliimajbetintobetjasminbetjetbahiskralbetligobetlordbahismarsbahismeritkingmilanobetmobilbahismostbetmrbahisneyinenoktabetnorabahisoleybetonbahisonwinorisbetparmabetperabetpiabetpinuppokerbetapusulabetredwinrexbetromabetsahabetsavoybettingbetkombahis siteleriblackjack siteleriCasinoBonanzacasino bonanzadeneme bonusurulet sitelerisweet bonanzacasino sitelericasino sitelericasino sitelerisupertotobettulipbettumbetpadisahbetvdcasinovenusbetwinxbetbonusgaziemir çilingirtarafbetparibahisvdcasino girişmarsbahis7slotsasyabahisbahis1000bahisalbahsegelbaywinbetebetbetexperbetkolikbetmatikbetonredbetorspinbetroadbettiltbetturkeybetvolecasibomcratosslotdumanbetelitbahisextrabetfunbahisgorabetgrandpashabethilbetimajbetjasminbetkalebetkralbetlimanbetmaltcasinomarkajbetmatbetmilanobetmobilbahismostbetgirisneyinenorabahisonwinpalacebetparmabetperabetpokerbetaredwinrexbetrokubetsahabetsavoybettingtarafbettruvabettumbetxslotartemisbitbaymavibetebetbetkolikbetkombetperbettiltceltabetimajbetklasbahisligobetlimanbetmariobetmatbetneyinesahabetbetturkeyBeylikdüzü Escortbetpasrestbetklasbahisbetebetbelugabahistarafbetbetkombetistmarkajbetparibahisbetinegobahisbettiltbetnisbetsatbetorspinligobetbetkanyonbaywinrokubetcratosslotgorabetelexbetfunbahisartemisbetbetparkbetmatikoleybetbetlikekralbetperabetlimanbetsavoybettingintobetdiscount casinobahsegelmostbetbetroadjasminbethilbetvenüsbetasyabahisredwinbetkolikdinamobetmilanobetelitbahisorisbetpusulabetaresbetpolobetdumanbetmatbetpalacebetmrbahistulipbetnorabahismilosbetbetvoleonbahisbetexperbetperbahigopokerbetalordbahiscasinovalebetonredbahis1000baymaviakcebetnoktabetneyinefavorisenbetgitbetcupstarzbethiltonbetsetrabetmelbetbetnanokazandrapokerklasmaltcasinoeskişehir halı yıkamaistanbul escort bayanmarsbahiscasibomBağdar Caddesi Escorthamile pornobodrum escortbahis siteleri yenigaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.tedxpenn.com/escort ankaraankara escorthttps://greenhousecraftfood.com/ataşehir escortBetofficeMebbistrendyol indirim koduPusulabetCasibomistanbul escortslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comstarzbet adamsah.netdeneme bonusuistanbul escortcasibomstarzbetpiabetstarzbet girişstarzbet girişbahsegelbahsegelklasbahisankara kombi servisimersin günlük kiralık evbetturkeyxslotBelge istemeyen bahis siteleribycasinotipobetgrandbettingtruvabetbahiscasinotarafbetbahiscommariobetbetistmarkajbetbetinematadornetcasibombelugabahisbetebet1xbetasyabahiscasinovalediscountcasinoelexbetfavoribahisbahiscombahiscombelugabahisbelugabahisbetistbetistceltabetceltabetklasbahisklasbahismariobetmariobetrestbetrestbettarafbettarafbettipobettipobetcasibomcasibomcasibomcasibomstarzbetsahnebetlimanbetredwinmatadorbetmatadorbetbetkombetkomcasibomsancaktepe çilingircasibomcasibomcasibomcasibom7slotsbahigobahis1000bahisalbaymavibaywinbetexperbetkanyonbetkolikbetkombetlikebetmatikbetnisbetonredbetorspinbetparkbetperbetroadbetsatbettiltbetturkeybetvole24wincratosslotelitbahisfavorisenfunbahisgorabethilbetikimisliimajbetintobetjasminbetjetbahiskralbetligobetlordbahismarsbahismeritkingmilanobetmobilbahismostbetmrbahisneyinenoktabetnorabahisoleybetonbahisonwinorisbetparmabetperabetpiabetpinuppokerbetapusulabetredwinrexbetromabetsahabetsavoybettingbetkombahis siteleriblackjack siteleriCasinoBonanzacasino bonanzadeneme bonusurulet sitelerisweet bonanzacasino sitelericasino sitelericasino sitelerisupertotobettulipbettumbetpadisahbetvdcasinovenusbetwinxbetbonusgaziemir çilingirtarafbetparibahisvdcasino girişmarsbahis7slotsasyabahisbahis1000bahisalbahsegelbaywinbetebetbetexperbetkolikbetmatikbetonredbetorspinbetroadbettiltbetturkeybetvolecasibomcratosslotdumanbetelitbahisextrabetfunbahisgorabetgrandpashabethilbetimajbetjasminbetkalebetkralbetlimanbetmaltcasinomarkajbetmatbetmilanobetmobilbahismostbetgirisneyinenorabahisonwinpalacebetparmabetperabetpokerbetaredwinrexbetrokubetsahabetsavoybettingtarafbettruvabettumbetxslotartemisbitbaymavibetebetbetkolikbetkombetperbettiltceltabetimajbetklasbahisligobetlimanbetmariobetmatbetneyinesahabetbetturkeyBeylikdüzü Escortbetpasrestbetklasbahisbetebetbelugabahistarafbetbetkombetistmarkajbetparibahisbetinegobahisbettiltbetnisbetsatbetorspinligobetbetkanyonbaywinrokubetcratosslotgorabetelexbetfunbahisartemisbetbetparkbetmatikoleybetbetlikekralbetperabetlimanbetsavoybettingintobetdiscount casinobahsegelmostbetbetroadjasminbethilbetvenüsbetasyabahisredwinbetkolikdinamobetmilanobetelitbahisorisbetpusulabetaresbetpolobetdumanbetmatbetpalacebetmrbahistulipbetnorabahismilosbetbetvoleonbahisbetexperbetperbahigopokerbetalordbahiscasinovalebetonredbahis1000baymaviakcebetnoktabetneyinefavorisenbetgitbetcupstarzbethiltonbetsetrabetmelbetbetnanokazandrapokerklasmaltcasinoeskişehir halı yıkamaistanbul escort bayanmarsbahiscasibom
escort Bağcılar escort Bahçelievler escort Bakırköy escort Bayrampaşa escort Beylikdüzü escort Güngören escort İstiklal escort Kadıköy escort Sultanbeyli escort Üsküdar escort Avsallar escort Mahmutlar escort Oba escort Mecidiyeköy escort Ölüdeniz escort Güllük escort Kültür escort Ataşehir escort Avcılar escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Adapazarı escort Yalıkavak escort güvenilir casino siteleri Yalova escort Muğla escort Aydın escort Çanakkale escort Balıkesir escort Tekirdağ escort Manisa escort Trabzon escort Kahramanmaraşescort Kütahya escort Osmaniye escort Sivas escort Tokat escort Çorum escort Yozgat escort Isparta escort Elazığ escort Ordu escort Edirne escort Erzincan escort Zonguldak escort Rize escort Uşak escort Kırşehir escort Erzurum escort Giresun escort Amasya escort Sinop escort Niğde escort Bolu escort Karaman escort Kırıkkale escort Bayburt escort Ardahan escort Gümüşhane escort Artvin escort Çankırı escort Bartın escort Sinop escort Bilecik escort Karabük escort Burdur escort Nevşehir escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kastamonu escort Düzce escort Aksaray escort Adıyaman escort Afyon escort Arnavutköy escort Bebek escort Beşiktaş escort Beykoz escort Beyoğlu escort Büyükçekmece escort Çatalca escort Çekmeköy escort Eyüpsultan escort Kağıthane escort Sancaktepe escort Sarıyer escort Şile escort Silivri escort Şişli escort Taksim escort Zeytinburnu escort Aliağa escort Balçova escort Bayındır escort Bayraklı escort Bergama escort Beydağ escort Bornova escort Buca escort Çeşme escort Çiğli escort Karşıyaka escort Fehiye escort Marmaris escort Gaziemir escort Dikili escort Menderes escort Menemen escort Torbalı escort Atakum escort Çerkezköy escort Yenişehir escort Bodrum escort Toroslar escort Tarsus escort Silifke escort Mezitli escort Erdemli escort Anamur escort Akdeniz escort Melikgazi escort Elbistan escort Lüleburgaz escort İzmit escort İlkadım escort Çorlu escort Battalgazi escort Yeşilyurt escort Milas escort Ceyhan escort Çukurova escort Kozan escort Sarıçam escort Seyhan escort Emirdağ escort Sandıklı escort Merzifon escort Suluova escort Taşova escort Altındağ escort Batıkent escort Çankaya escort Çubuk escort Etimesgut escort Haymana escort Kahramankazan escort Keçiören escort Kızılcahamam escort Mamak escort Polatlı escort Pursaklar escort Sincan escort Ulus escort Yenimahalle escort Aksu escort Alanya escort Belek escort Demre escort Döşemealtı escort Elmalı escort Finike escort Gazipaşa escort Kaş escort Kemer escort Kepez escort Konyaaltı escort Korkuteli escort Kumluca escort Lara escort Manavgat escort Muratpaşa escort Serik escort Side escort Didim escort Efeler escort Nazilli escort Söke escort Altıeylül escort Ayvalık escort Bandırma escort Bigadiç escort Burhaniye escort Dursunbey escort Edremit escort Erdek escort Gömeç escort Gönen escort Havran escort İvrindi escort Karesi escort Kepsut escort Susurluk escort Büyükorhan escort Gemlik escort Görükle escort Gürsu escort Harmancık escort İnegöl escort İznik escort Karacabeyescort Kestel escort Mudanya escort Mustafakemalpaşa escort Nilüfer escort Orhangazi escort Osmangazi escort Yıldırım escort Biga escort Çan escort Gelibolu escort Karahayıt escort Merkezefendi escort Pamukkale escort Keşan escort Aziziye escort Palandöken escort Yakutiye escort Odunpazarı escort Tepebaşı escort Araban escort İslahiye escort Karkamış escort Nizip escort Nurdağı escort Oğuzeli escort Şahinbeyescort Şehitkamil escort Yavuzeli escort Bulancak escort Espiye escort Görele escort Altınözü escort Arsuz escort Antakya escort Defne escort Dörtyol escort Erzin escort Hassa escort İskenderun escort Kırıkhan escort Kumlu escort Payas escort Reyhanlı escort Samandağ escort Eğirdir escort Yalvaç escort Foça escort Karabağlar escort Kemalpaşa escort Kiraz escort Kınık escort Konak escort Narlıdere escort Ödemiş escort Tire escort Urla escort Safranbolu escort Akhisar escort Alaşehir escort Kırkağaç escort Salihli escort Sarıgöl escort Şehzadeler escort Soma escort Turgutlu escort Yunusemre escort Akkışla escort Bünyan escort Develi escort Kocasinan escort Talas escort Yahyalı escort Gazimusağa escort Girne escort İskele escort Lefke escort Lefkoşa escort Başiskele escort Çayırova escort Darıca escort Afşin escort Dulkadiroğlu escort Göksun escort Onikişubat escort Türkoğlu escort Kızıltepe escort Mut escort Dalaman escort Gümbet escort Datça escort Kavaklıdere escort Köyceğiz escort Menteşe escort Turgutreis escort Ula escort Yatağan escort Fatsa escort Altınordu escort Ünye escort Düziçi escort Kadirli escort Ardeşen escort Akyazı escort Arifiye escort Erenler escort Geyve escort Hendek escort Karasu escort Kaynarca escort Sapanca escort Derince escort Dilovası escort Gebze escort Gölcük escort Kandıra escort Karamürsel escort Kartepe escort Körfez escort Akşehir escort Beyşehir escort Bosna escort Ereğli escort Karapınar escort Meram escort Selçuklu escort Gediz escort Simav escort Tavşanlı escort Doğanşehir escort Bafra escort Çarşamba escort Boyabat escort Kapaklı escort Süleymanpaşa escort Erbaa escort Niksar escort Turhal escort Akçaabat escort Of escort Ortahisar escort Yomra escort Armutlu escort Çiftlikköy escort Çınarcık escort Akdağmadeni escort Boğazlıyan escort Sarıyaka escort Sorgun escort Alaplı escort Çaycuma escort Devrek escort Ereğli escort Kilimli escort Kozlu escort