Sayın Başbakanımızı, özellikle son seçim döneminde yıllardan beri peşlerinden gidenler bile tanıyamaz hâle gelmiştir. ”Milli Görüş Mektebi”nin hacı ve hocaları ile yayın organı “Milli Gazete“ bile milliyetsizlik politikasına isyân ediyor. Para işlerinden anlamadığım için hükümetin ekonomik icraatını eleştiremiyeceğim gibi çevremizde hırsız bulunmadığı için yüksek perdeden kimilerin sui-istimal peşinde olduklarını da şahsen bilemem. O işlerden anlamak için biraz istihbarat kafalı veya polisiye zekaya sâhip olmak lâzım. Sonra şu kimliksizlik politikasının yanında “sui-istimal” ve “hırsızlık” gibi kötü huylar bile solda sıfır kalmaz mı?
Sayın Başbakan, ülkemizde yanılmıyorsam 32 etnik unsur yaşadığını belirtmişti. Ve sık sık bunların ayrı ayrı hakları olduğunu belirterek “Çözüm Süreci” içinde bunların da değerlendireceğini hem kendileri hem de yardımcıları açıklamışlardır. Şöyle bu tartışmalara baktım da 32 rakamını bulabilecek ne ciddi bir yazıya ne de araştırmaya ne yazık ki rastlamadım. Hep sallama materyaller.. Biraz da “İslâm’da kavmiyetçilik yoktur” gibi eskimiş yazılara haşiyeler ve cemaatın bayatlamış yorumları… Bunları yıllardan beri tartışa tartışa ikrâh ettik.. Şükür ki aynı camide aynı kabe yönüne namaza durduğumuz “Akislâmcı İdeoloji” sahipleri ucu bucağı belli olmayan bölücü akımlara, aşağı yukarı kucaklarını açarken, oyunu aldıkları %40’a sırt çevirmişlerdir.
İnternete düşen “Türkiyedeki Etnik Unsurlar” tartışmalarına göre; sıkı durun ki; ülkemizde tam-tamına 86 etnik unsur varmış. Şundan emin olunuz ki bu ayrıştırmacılık işine ne kadar samimi yaklaşılırsa yaklaşılsın kesinle işin ilim safhası dışarıda yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir.. Baskın Oran’ın bile bir ABD davetinden sonra meşhur raporları icâd ettiği hususları basınımızda çok ciddi kalemler tarafından ifâde edilmiştir. O zamandan beri de bolluk içinde yaşayıp güya ilmi çalışmalarına yenilerini eklemektedir. Aklını öteden beri Türklük’le bozan Prof. Baskın Oran; çok enteresandır ki “Andımız” yazarı ve Mustafa Kemal Paşa’nın yakın çalışma arkadaşı, kendisi de bir “Gazi” olan Dr. Reşid Galib’in torunu Feyhan Hanım ile evli olmasıdır. Gerçi Milliyet Gazetesi 13.10.2013 tarihli Pazar ekinde Feyhan Hanım’ın yayımlanan röportajında eşinin görüşlerini paylaşıyor ama bu işte “dedesinin kemiklerini sızlatır” diye çok da istekli görünmüyor. Şimdilerde, geçmişin hızlı solcusu Oran, Ali Bayramoğlu vasıtası ile cemaatle de temas halinde.. Allah hayırlı etsin.!
Şu rakam işindeki kepazeliğe bakın ki etnik unsur olarak gösterilen 86 guruptan 67’si Türk menşeyli.. Bu hususu tartışmaya gerek yok.. Mevcut kaynaklar da aynı çünkü.. Bakın sanki “Türk” adı hiç etnoloji ifâde etmiyormuş gibi onu oluşturan güya etnik, unsurlara: “Avşar, Yörük, Manav, Türkmen Tahtacı, Kosovalı, Makedonyalı, Bulgaristanlı, Batı Trakyalı, Rodoslu, Oniki Adalı, Giritli, Dobrucalı, Adakaleli, Gacal, Muhacir, Çepni, Cerit, Ahıskalı,Büğdüz, Bayat, Yazır, Eymür, Karabölük, Alkaevli, İğdir, Yüreğir,Dodurga, Ulayundluğ, Döğer, Çavuldur, Beğdili, Abdal, Sıraç, Nalcı, Teber, Barak, Şamlı, Torbeş, Bayındır, Kınık, Ortakçı, Amuca,Bedrettinli, Karamanlı, Karakeçili, Sarıkeçili, Torlak, Kızılbaş, Peçenek, Çıtak, Kıbrıslı, Azeri, Kırım Tatarı, Özbek, Nogay, Kumuk, Uygur, Kırgız, Kazan Tatarı, Karapapak, Kırımçak, Karaçay, Balkar.”
Komedyayı görüyor musunuz? Peki 67’nin üstü unsurlar kim miş? Ülkemizde 2 Boşnak, 2 Arnavut, 3 Kürt, 7 Yezidi, 5 Gürcü, 3 Çerkez, 4 Çingene, 2 Zaza, 2 Yahudi 1’er de Pomak-Arap-Laz-Hemşinli-Ermeni-Rum-Nasturi–Keldani–Bahai–Afrika kökenli Türkler–Leh-Malakan-Dürzi” gurup unsur yaşarmış.. Demek ki ne kadar cahil kalmışız! Şu mantık bile kendi içinde ne kadar düzmece değil mi? Bir kere 67 Türk etnistesi %90’a tekâbül ediyor.. Kaldı ki Allah için iktidardan yüz bulan ve Kürtler’in ancak %10’u kadarını geçmeyen militandan başka sizden talepte bulunan var mı? Sonra ne zaman hangi tarihte bu anasırın kendini ifâde hakkı elinden alınmış? Şimdi tablo ortada 32 veya 87.. Ne olacak her vilâyeti ayrı ayrı etnik idâreye mi kavuşturacaksınız? Veya İsviçre kantonları gibi mi yapmak istiyoruz? Yoksa milâtan önceki asırlara gönüp şehir devletleri mi ihyâ etmek niyetindeyiz? Yoksa yoksa… Böyle bir şey yok ta oyalama mı yapıyorsunuz? Herhalde en akla yakın olanı bu ki biz daha önce de böyle şeyler gördük de yanlış hesap milletden döndü? Peki hesapları bozmak için ne yapmalıyız?
Akparti 2002’den beri iktidarda. Özellikle ilk ve ikinci seçimlerinde birçok ülkücünün reyini almıştır. 2002 seçimlerinde o kadar çok ülkücü buraya akmıştır ki bu sebeble MHP barajın altında kalmıştır. Bununla da kalmamış Doğruyol, Anap ve Büyük Birlik partileri de adata iktidar tarafından yutulmuştur. 2007 seçimlerinde gerçi MHP birtakım ülkücü oyları yuvaya döndürmeyi başarmışsa da sağdaki partilerin tamamı Akparti hegamonyası altına girmiştir. 2011 seçimlerinde de ülkücüler cematin elinden sökülüp alınamamış ve hatta bir önceki seçimlere göre %1,28 gibi bir gerileme de olmuştur.
MHP 1999 seçimlerindeki performansın üzerine çıkmak zorundadır. Bugüne kadar başaramadığı Doğruyol ve Anavatan partilerinin 99’da aldığı %25,32 gibi oranın en yarısını aynı seçim oy oranları olan %17,97’nin üstüne koymak mecburiyetindedir. Ve %30’u yakalamalı üstüne de çıkmalıdır. Bunun birinci şartı ülkücülerin tamamını yuvada toplamak ise, nihai şartı Cumhuriyetçi-Atatürkçü-Milliyetçi olduklarından zerre kadar şüphe bulunmayan Doğruyol ve Anap’ın oylarını MHP’ye celbetmektir. Seçim sathı mailine girildiği şu günlerde artık fayda getirmeyen içe dönük tartışmalardan vazgeçilerek hedefe doğru gidilmelidir. Camiayı ve tabanı gerecek ihraç ve fesih gibi işleri mümkünse idâre etmek, değil de puan kazandıracaksa behamahal yapmak gereklidir. Ondan sonra ileri hedeflerden başka yöne de ilgi gösterilmemelidir. Kalın sağlıcakla.