Afyonkarahisar basınına 40 yıldır hizmet veren Araştırmacı-Yazar Ahmet Tunca, “Türk yoktur” tezinin saçmalığı karşılığında, “sessiz kalınmamalıdır” dedi.
“Ben Afyonluyum” diyen Tunca sözlerini şöyle sürdürdü, “Soyum Buhara civarındaki Karaşar kasabasından, bundan 900 yıl önce göç edip kalenin eteğine ve Afyon topraklarındaki diğer bölgelere yerleşmiş. Kanımdan, soyumdan sopumdan asla şüphem yoktur. Kendinden emin olmayanlarsa hiç kimsenin Türklüğüyle, soyuyla sopuyla, diniyle, inancıyla oynamasın. Buna kimsenin hakkı yok. Bir milleti zan altında bırakacak hükümlere varmayı nereden elde ediyorlar? Bu yanlış karşısında sessiz kalınmamalıdır. Bu kim olursa olsun”
Son günlerde başka uğraşılacak konu kalmamış gibi, Türklük üzerinde çirkin oyunlar oynanmaya başladığını kaydeden Tunca, “Bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, kıt imkânlarıyla belli noktalara gelmiş insanlar, bu güzel millete ihaneti de aşan söz ve davranışlarıyla büyük zarar vermeye başlamışlardır. Bir noktadan düğmeye basılan, adeta Türklüğü aşağılayan, tarihimizle, geçmişimizle, bu ülkenin temeline harç koyan Türk büyükleriyle uğraşılmaya başlanmış olması tarihimiz, köklerimiz, milli kültürümüz adeta yok edilmeye mi çalışılıyor düşüncesini aklımıza getiriyor. Ayıp denen şeyi bunlar unutmuş. Dolayısıyla utanmayı da bir kenara bırakmış, köpeksiz köyde değneksiz gezercesine, pervasızca ortak değerlere saldırmaya başlamışlardır” diye değerlendirmede bulundu.
Türk sözcüğünün ve Türk’ün varlığının bin yıldır bilinen bir gerçek olduğunu belirten Tunca, “Çin kaynakları, Rus ve batı kaynaklarında, biz kendimize Hun, Göktürk, Selçuklu, Osmanlı dediğimiz asırlarda bile, onlar bu milleti, Türk olarak tanımlamıştır. Dini kaynaklarda ise Hz. Nuh’tan yani dünyanın ikinci atası sayılan Peygamberin üç oğlundan biri olan Yafes’in soyundan geldiği bilinmektedir. Çinliler 3500 yıl önce dünyanın en büyük insani yapısı olan Çin Seddi’ni Türklere karşı korumak amaçlı yapmışlardır. Attila, Avrupa’da Roma’ya karşı Hun devletini kurmuş, batıya hâkim olmuştur. ‘o yalan, bu yalan’ diye başlayan bir atasözümüz vardır. Göktürkler, Hazarlar, Uygurlar, Memluklar, Selçuklular, Hunlar, Osmanlılar ve Türkiye’yi kuran Türkler ve Anadolu beyliklerinin kurucusu hep Türk milletidir. Bunların hepsi yalan da bir sen mi doğrusun? Utanmalısınız” dedi.
Sözde bilim adamı geçinen ve aslını, neslini inkâr eden insanlara acıyarak ve utanarak baktığını belirten Tunca, “Türklük diye bir şey yoktur, daha doğrusu Türk milleti yoktur. Bu bir sentezdir diyerek bu yüce milleti hakaretten de öte aşağılayan o insana, millet olmanın bir iki şartını hatırlatmakta yarar görüyorum. Türk milletinin kökleri, yaşadıkları bölgeler, yaptıkları, ettikleri, toprakları, bayrakları, orduları, komutanları, devlet kurucuları, diğer milletlerle ilişkileri, dilleri, inançları bellidir. Bunu da mı inkâr edeceksiniz? Yeryüzünde yaşayan 300 milyon Türk’ü inkâr mı edeceksiniz? Macar, Bulgar, Fin, Hazar gibi asimile olmuş, dünyanın en eski milletinin bir kısmını yok sayabilirsiniz. Ancak bugün, dünyanın dördüncü dilini de mi inkâr edeceksiniz? Çünkü Türkler, Türkçe konuşurlar. Allah akıl fikir versin” şeklinde görüşlerini ifade etti.
“Ortalık karıştırmaktan ve yeni nesillere kötü örnek olmaktan başka bir işe yaramayan sözde bilim adamlarına okkalı bir Osmanlı tokadı gerekiyor ki, kendilerine gelsinler” diyen Tunca, “Geçen yıl Macaristan’la yaptığımız milli maçta stadyuma açılan, ‘Bizim kökenimizde Türk’tür’ yazılı pankartı biz yazdırmadık ve unutmadık. Kendini Türk hissedenlerle bizden uzaklaşmış olsalar da gurur duyarız. Milletin özüyle, sözüyle, inançlarıyla, değerleriyle, diliyle oynamaktan vazgeçin. Türkçe de, ‘soysuz’ diye bir sıfat vardır. İleride pişman olacağınız aşikârdır. Tarih sizin gibileri unutmayacak, gün gelince millet sizi yargılayacaktır” diye değerlendirmede bulundu.