
Ergun KAFTANCI
İNTERNET sitesi açmak, gazete kurmaktan çok daha ucuz, âdeta bedava. Yalnızca “Domain” bedeli ödemek gerekiyor; o da ha var, ha yok, yani o kadar az… Geriye bir iki çalışana ücret ödemek kalıyor. Çoğu internet sitesi sahibi, personel diye aile bireylerini istihdam ediyor; bedava işçilik, boğaz tokluğuna çalışma da diyebilirsiniz……
Ne vergi ödüyorlar, ne sosyal güvenlik primi…
Yaptıkları iş kapkaç…
Daha açıkçası, “İnternetçilik” kayıt dışı ekonominin bir bölümü…
……………………….
Yaptıkları iş kapkaç…
Daha açıkçası, “İnternetçilik” kayıt dışı ekonominin bir bölümü…
……………………….
Çalıştıracak aile bireyi bulamayan, siteyi bir başına güncelliyor. Yorucu iş; güncel olayları takipte o nedenle zorlanıyor ve haber portalı olarak açtıkları
siteler haber mezarlığına dönüyor…
Bunlardan birine dün göz attım…
Bunlardan birine dün göz attım…
Geçen mart ayının altısında yayına verdikleri haberler hâlâ duruyor. O haberlerden biri de Tayyip Bey ile bağlantılı. Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 20. Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, asılsız olduğu ortaya çıkan Kabataş Olayı’na değinmiş:
-Gezi olayları esnasında bir genç kadın ki, genel başkanı olduğum partinin bir belediye başkanının gelinidir bu, bir anne, yanında çocuğu da olduğu halde bir grubun Kabataş’ta tacizine maruz kaldı. Ne oldu biliyor musunuz? Kimse o kadını, o hanımefendiyi taciz edenleri konuşmadı, onları kınamadı, onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedik hakareti bırakmadılar. Hatta 4 tane bayan köşe yazarına da olmadık hakaret bırakmadılar.
Bu sözlerini aynen yayınlamamın iki nedeni var…
Birincisi, yaşanmamış bir olayı yaşanmış gibi göstererek Taksim Gezi Parkı’na ilişkin kararları protesto eden insanları hâlâ suçlamasının haksızlık olduğunu hatırlatmak…
İkincisi ise Türkçe’de insandan tane diye bahsedilemeyeceğini ve kadın sözcüğü yerine de bayan sözcüğünün kullanılamayacağını göstermek. ..
Doğru dürüst konuşmasına, üstüme vazife olmadığı halde yardım etmemi, Türkçe’ye olan tutkum nedeniyle üstlendiğimi söylemek isterim.
Cumhurun başına yardımcı olmak hepimizin görevi değil mi!?
………………………… ….
Aslı astarı olmayan, muhayyel yani hayali bir olayı taa mayıs 2013’den alıp mart 2015’e taşımak, herhalde bir siyaset adamına yakışmayan davranış olmalı…
Ayıp bir davranış!
O internet sitesi için de aynı değerlendirme geçerlidir…
* * *
LAF internet sitelerinden açıldığı için bir de haber vereyim…
LAF internet sitelerinden açıldığı için bir de haber vereyim…
AKP‘nin organizasyonuyla oluşturulan “Havuz Basını”nda boy gösteren gazetelerde iktidar şakşakçılığı yapan üç kişi, AKP’den nemalanan patronları tarafından kovulunca işsiz kaldı. Ahbap çavuşlar, bunun üzerine bir internet sitesi kurmayı kararlaştırdı. Bu iş için ne kadar para ayırdıklarını da söyleyim; sıkı durun, tam iki milyon lira, yani eski parayla iki trilyon…
O parayı nereden buldular acaba?
Halk ekmek parası bulmakta zorlanıyor, bunlar şakşakçılığa devam için 2 trilyon lirayı kolayca buluyor…
Bu ne tezat ya Rabbim…
Yalvarırım, ülkenin halini gözünüzün önüne getirin ve oy’larınızı ona göre kullanın!
* * *
GAZETELER yazdı; Ahmet Davutoğlu‘nun da paralel, yani cemaatçi olduğu ortaya çıktı. Uzun süreFethullah Gülen cemaatine ait bir dergide her hafta yazıları yayınlanmış…
Her yazısına imzası konulmuş, üstüne de fotoğrafı…
Sadece Davutoğlu değil, eskiden Tayyip Bey de paralel, yani cemaatçi idi. Tıpkı yanından hiç ayrılmayanBülent Arınç , İ.Melih Gökçek ve diğer pek çok AKP’li isim gibi…
Erdoğan, “Ne istediler de vermedik” diyecek kadar aleni bir ifadeyle cemaatçiliğini ilan edenlerden…. Sıkı bir Fethullah Gülen taraftarı olduğunu bir cümlesiyle itiraf -ikrar- etmek durumunda kaldı.
Bugün o cemaati, paralel devlet yakıştırması yaparak karalıyor, Gülen’i ve din adamlığını tu kaka ilan edip silahlı terör örgütü liderliğine oturtuyorsa, çıkar çatışmasının hangi boyuta geldiğinin düşünün…
Cemaat ülkeye zararlı da onunla uzun süre ortaklık yapan AKP zararsız mı!
Zararlının önde gideni, daniskası!
Yanlış ve kasıtlı değerlendirme yüzünden hedef gözetmeksizin ateş ediyor ve muhalif olan herkesi “Cemaatçilik”ile suçluyorlar. Bu kafayla ülkede ne polis, ne yargı mensubu bırakacaklar!
* * *
BANA da “Kime oy vereceksin” diye soruyorlar…
Saklayacak değilim söyleyeceğim….
Birçok meslektaşımın kimi AKP’ye, kimi CHP’ye oy verecektir, hatta kimi de HDP’ye… Haklarında olumsuz hiçbir söylemiyorum; siyasal tercih de bir özgürlüktür ve karşı çıkmak ayıptır, karşı çıkan da edepsizdir…
Bana gelince…
Oy’um MHP’ye;…
Sütten çıkmış ak kaşık gibidir MHP, anamın ak sütünden farkı yoktur. Oy’um ona helâl olsun…
Varlığımızı savunan, milli değerlerimizin ve toplumsal ilkelerimizin
muhafaza edilmesi gerektiğini söyleyerek bu yolda mücadele veren ve çözümler üreten bu partiden ülkeye ve millete her zaman hayır gelir, zarar gelmez.
MHP inşâllah iktidar olacak ve ülkemizin de, milletimizin de, devletimizin de her türlü sorunu çözülecek, milli onurumuz ve itibarımız sağlanacaktır.
Sandığı kucaklayalım değerli okurlar, hem de sımsıkı!